Türban/başörtüsü Türkiye'nin kanayan yarası değil miydi?
Genç kızların başında örtü var diye eğitim hakkı elinden alınmıyor
muydu?
Başı örtülü diye, asker anası kışlanın dışına itilmiyor muydu?
Resmi törenlerde, örtülülere öcü muamelesi yapılmıyor muydu?
"Kamusal alan" adı altında bu insanlar yıllarca
dışlanmadılar mı?
***
İşbaşındaki iktidar bu sorunu çözmek için yıllarca uğraştı
durdu.
Çözüm üretilse de...
Sonuç alınamadı...
Ne zaman ki Kemal Kılıçdaroğlu-Gürsel Tekin ikilisi CHP iktidarında
söz sahibi oldu...
Her şey ama her şey tam tersi oldu!
Türkiye'nin bugün türban/başörtüsü sorunu yoksa bu ikilinin
sayesinde yoktur.
İktidarın katkısıyla beraber elbette...
***
CHP yeni bir çözümün peşinde...
Kemal Kılıçdaroğlu 40 bin insanımızın canına mal olan bir yaraya
parmak bastı nihayet.
"Kürt açılımı"na dudak bükmüşlerdi önce...
Herkes...
Hal böyle olunca...
İktidarın başı Recep Tayyip Erdoğan'ın nazarında "Kürt
sorunu" yerini "PKK sorunu"na bırakmıştı!
CHP adım atınca...
"Kürt sorunu" bir kez daha gündeme geldi!
İyi de oldu!
Şimdi iş çözüme kaldı!
MHP yan çizse de...
CHP'nin tavrı, Kılıçdaroğlu'nun verdiği sıcak mesajlar, Başbakan
Erdoğan'ın şartsız şurtsuz bu meseleyi çözüme götüreceklerini
söylemesi "Kürt sorunu"nun çözümü konusunda hepimizi
umutlandırdı!
Kılıçdaroğlu'nun "üslup" konusunda dün verdiği mesajlar
önemliydi!
Başbakan Erdoğan'ın "morg kapısı" veya "ölü seviciler"
gibi, kalıcı kırgınlıklara neden olacak söylemlerden kaçınması
lazım. Aksi takdirde, geçmiş yıllarda olduğu gibi
iş inada biner ve var olan "Kürt sorunu" katmerli bir şekilde
büyür!
CHP ise her neye mal olursa olsun bu sorunun peşini bırakmaması
gerekiyor!
Ağlayan anaların gözü "Kürt sorunu"nun çözümü konusunda atılan bu
adımlarda.
Çözümün anahtarı ise türban/başörtüsü sorununu çözen CHP'de!
Ha gayret!