Türban yasağı ABD raporuna da girdi
Abone olTürkiye'de son ayların öne çıkan tartışma konusu türban yasağı ABD 2010 Dini Özgürlükler raporuna da girdi.
ABD Dışişleri Bakanlığının 2010 Dini Özgürlükler Raporu
yayınlandı. Raporda üniversitelerdeki türban yasağı da var,
tartışmalara neden olan Ayrılık dizisi de var.
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un açıkladığı rapordan satır
başları şöyle:
BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI: Raporda, "ordu, yargı ve
bürokrasinin diğer dallarının bazı üyelerinin laik devlete tehdit
olarak gördükleri 'İslami köktendinciliğe' karşı kampanyalar
yürütmeye devam ettiği, Milli Güvenlik Kurulu ve Genelkurmayın
köktendinciliği kamu güvenliğine tehdit olarak sınıflandırdığı"
belirtildi.
"Devlet memurları ve öğrencilere kamu binaları ve üniversitelerde
başörtüsü yasağının devam ettiği, ama bazı üniversite ve devlet
kurumlarının kadınların başörtü takmasına gayri resmi olarak izin
verdiği" kaydedilen raporda, "başörtüsü takan kadınların, disiplin
cezalarına çarptırıldıkları veya hemşire ve öğretmenlik gibi bazı
kamu sektöründeki işlerini kaybettikleri" savunuldu.
Raporda, "bazı dini grupların üyelerinin, inançlarından dolayı
devlet kurumlarında kariyer yapmalarının fiilen engellendiğini
söylediği" ifade edildi.
DİNİ AZINLIKLAR: Raporda, "Dini azınlık
gruplarının da ibadet özgürlüğünde, devlete kayıt yaptırmada ve
dindaşlarını eğitmede zorluklarla karşılaştığı" kaydedildi. "Bazı
Müslümanlar, Hristiyanlar ve Bahailerin, dinlerini yaymaya
çalıştıkları iddiasıyla kısıtlamalara ve bazen de tacizlere maruz
kaldıkları" öne sürülen raporda, "dini eğilim, inanç ve ibadete
ilişkin toplumsal istismar ve ayrımcılığa dair haberlerin
bulunduğu" ifade edildi. Raporda, "Müslüman olmayanlara karşı
tehditlerin bir baskı atmosferi oluşturduğu ve bazı Müslüman
olmayan toplumların özgürlüğünü azalttığı" kaydedildi.
"Birçok Hristiyan, Bahai ve farklı görüşe sahip Müslümanların
toplumsal şüphe ve güvensizlikle karşılaştığı ve toplumun bazı
unsurlarının Yahudi karşıtı duyguları dile getirmeye devam ettiği"
belirtilen raporda, buna ek olarak, İslam'dan farklı bir dine
geçmek isteyenlerin bazen akrabaları ve komşularının sosyal tacizi
ve şiddetine maruz kaldığı" ifade edildi.
TARİKATLAR HALA AKTİF: Tarikat ve cemaatlerin
1920'lerde yasaklanmalarına rağmen hala "aktif ve yaygın" olduğu
görüşünün dile getirildiği raporda, dini azınlık mensuplarının
"ibadet yerleri açma ve işletmede zorluklarla karşılaştıklarını"
söyledikleri kaydedildi.
NÜFUS CÜZDANLARINDAKİ DİN HANESİ: Raporda, nüfus
cüzdanlarındaki din hanesine kişilerin istedikleri dini
yazdırabilmeleri veya boş bırakabilmeleri mümkün olduğu halde,
Müslüman olmayanların "ayrımcılık gerekçesiyle" genel anlamda nüfus
cüzdanlarında din ile ilgili bölümün bulunmasından şikayetçi
oldukları belirtildi.
Bahai ve Alevilerin de nüfus cüzdanlarına dinlerini yazdıramadığı
kaydedilen raporda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) bu
sorunların en iyi şekilde, nüfus cüzdanlarından din hanesinin
çıkarılmasıyla çözülebileceğini teklif ettiği, ancak henüz
hükümetin bu konuda herhangi bir değişikliğe gitmediği ifade
edildi.
RUM ORTODOKS KİLİSESİ: "Yetkililerin, Rum Ortodoks
kiliselerinin yönetimine önemli kısıtlamalar getirdiği" iddia
edilen raporda, "devletin Fener Rum Patriği Bartholomeos'un
'ekümenik statüsünü' tanımadığı" hatırlatıldı. Raporda,
Patrikhanenin Heybeliada'daki ruhban okulunun açılması için
çabalarını sürdürdüğü ifade edildi.
Raporda, Müslüman olmayan dini grupların mülk edinmeleri, vakıf ve
dernek kurabilme koşuları, din adamı yetiştirmeleri, vergi
ödemeleri gibi konulardaki sorunlarından da ayrıntılarıyla
bahsedildi.
YAHUDİ KARŞITLIĞI: "Ülkedeki Musevi toplumu
üyelerinin, kamuoyunun büyük kısmınca, Ortadoğu'daki olaylardan
sorumlu tutulduklarını hissetmediklerini söyledikleri" belirtilen
raporda, "İsrail'in Mavi Marmara gemisine saldırısının ardından
hükümetin ülkedeki Yahudi toplumunu koruyan açıklamalarda bulunduğu
ve Yahudi liderlerine ek korumalar sağlandığı, bunun da Yahudi
toplumuna ait mülklere yönelik bazı şiddet eylemlerini engellediği"
kaydedildi.
Raporda, "bazı gazeteler ve televizyon programlarının Hristiyan ve
Yahudi karşıtı mesajlara yer vermeye devam ettiği ve Yahudi karşıtı
edebi ürünlerin kitapçılarda yaygın olduğu" ifade edildi.
TRT'de yayınlanan "Ayrılık" dizisinden bahsedilen raporda, "dizinin
İsrail askerlerini Filistin topraklarında çocukları öldürürken
gösterdiği, İstanbul'daki metro istasyonlarında diziden bölümlerin
tanıtıldığı, şikayetlerin ardından hükümetin saldırgan içeriği
kaldırmak için dizinin yapımcılarıyla görüştüğü" belirtildi.