Türban Kuran emri değil!
Abone olCHP lideri Deniz Baykal, partisinin Grup toplantısında, türban/başörtüsüne ilişkin yeni açıklamalar yaptı.
İNTERNETHABER
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, kendilerinin 'türban Kuranı
Kerim'in emri değildir' dediklerini, bunun da yararlı olduğunu
savunarak, "Kimse bu konuları din düşmanlığı ile bağdaştırmamalı.
Hal böyle iken anayasaya dinin öngörmediği biçimi kural olarak
koymayın. Ortadaki bilgi eksikliğinden yararlanarak bir örtünme
biçimi dayatılıyor" dedi.
Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada,
üniversitede kılıf kıyafet yasağını kaldıran Anayasa değişikliğinin
bu haliyle uygulanmaya başlanması durumunda yeni sorunlar ortaya
çıkacağını öne sürdü. Parlamentodan geçirilen anayasa
değişikliğinin sorunu çözmeyeceğinin anlaşıldığını iddia eden
Baykal, değişikliğin uygulanmaya başlanmasının ülkede hukuk krizi
yaratacağını iddia etti.
Baykal, türban konusunda gerçeklerin kendini gösterdiğini,
tereddütlerin ortaya çıktığını ileri sürerek, "Sekizinci gün oldu
daha Çankaya'dan çıkmadı" dedi.
Baykal, türban ile başörtüsünün farklı şeyler olduğu yönündeki
görüşünü tekrarlayarak, konuşmasına şöyle devam etti: ""Başörtüsü
dışarıdan ithaldir. Türk halkının bir giysisi değildir. Türban'ın
Kur'anı Kerim'de zorunlu olmadığı bu tartışmalarda anlaşılmıştır.
Dini gerçeklerin ortaya çıkması kimseyi rahatsız etmemelidir. Bu
tür konuşmalardan rahatsız olanlar var. Bu tür konuşmaları
konuşmaların laikliğe aykırı olduğunu da iddia edenler var.
Laiklik, dini konuların açığa çıkmasına karşı değildir, bunda
hiçbir sakınca yoktur. Dine saygı göstermek, dinin değerlerini
ortaya koymak laikliğe aykırı değildir.
Biz çıkıp 'türban Kuranı Kerim'in emri değildir' diyoruz ve
söylüyoruz. Bunlar çok yararlı olmuştur. Kimse bu konuları din
düşmanlığı ile bağdaştırmamalı. Hal böyle iken anayasaya dinin
öngörmediği biçimi kural olarak koymayın. Ortadaki bilgi
eksikliğinden yararlanarak bir örtünme biçimi dayatılıyor."
Diyanet İşleri Başkanlığı Vakfı'ndan Ayşe Sucu'nun katıldığı
konferanslarda anlattıklarından alıntılar yapan Baykal, "Biz
isterdik ki bu konuşulanlar daha önceden söylensin. Şimdi gerçekler
ortaya çıkmıştır ve bunları Diyanet yetkilileri söylüyor. Kabul
edilen düzenlemeyle sorunun çözülemeyeceği anlaşıldı. Anayasanın
teklif dahi edilemeyen maddesini yani 2. maddesini değiştirmeye
yönelik bir değişiklik demek mümkün değildir. Bunu Anayasa
Mahkemesi takdir edecektir. Şimdi 17. madde düzenlemesinin askıya
alınmasından bahsediliyor. Çünkü toplumun rahatsız olduğu görüldü.
türkiye günlerdir işi gücü bıraktı sadece bununla yatıp bununla
katıyor. eğitimin içine dini kimliği ön plana çıkaracak bir
düzenlemenin nasıl kötü sonuçlar ortaya çıkaracağı her geçen gün
anlaşılmaktadır. bu uygulama devlet dairelerine, liselere
sıçrayacaktır. Birileri çıkıyor, 'anayasa güvencesi getirin' diyor.
Niye; toplumda başı açık olanları anayasal güvence altına almak
için. Şimdi bir süre idare edebilirsiniz, ama sonra gerisi gelecek"
diye konuştu.
"17. Madde'de biz mutabakat sağladık ama, CHP de gelsin işbirliği
yapalım" dendiğini ifade eden Baykal, konuşmasında şunları söyledi:
"Sorunu hukuk ile önleyemezsiniz. Sorunu büyütüyorsunuz, sonra
sorunun sıçrayacağı alanlara burçlar dikmeye çalışıyorsunuz. Dur
bir bakalım, acele etmeyelim diyorlar. Aceleyi baştan
yapmayacaktınız."
Başbakan Erdoğan'ın "Laikliğin teminatı benim" şeklinde
açıklamalarını eleştiren Baykal, "Laikliği biz CHP genel
merkezindeki kedimiz Şero'ya emanet ederiz. Başbakan'a emanet
etmeyiz. Türkiye'de laikliğin güvencesi daha önce verdiği sözleri
unutan birine verilecek ise yazıklar olsun Türkiye'ye. 'Hele
laiklik de ne imiş' diyen bir insana adı Tayyip Erdoğan olan bir
insana laiklik kesinlikle emanet edilemez" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın "İktidarları döneminde ne değişti?" sözlerini
eleştiren Baykal, Amasya Anadolu Kız Lisesi'nde oruç tutmadığı için
kız öğrenci okuldan ayrılmalarının istendiğini iddia etti. Baykal,
"İstanbul Esenyurt Lisesi'nde bir öğrenci öğretmeni tarafından
mezhep farklılığı nedeniyle dövülmüştür. Yine, Antalya'da bir
öğrenciye baskı yapıldı. Gebze Darıca beldesinde iki öğretmen
meshep çatışması yapmıştır. İstanbul Sarıyer'de tarikat tuzağına
düşen 2 öğrenci intihara kalkıştı. Bu olaylar AKP iktidarı
döneminde yaşanmış olaylardır. En son da Mersin'de kızlara
şırıngalı saldırı yapılmıştır" diye konuştu.
Baykal, AKP döneminde Talim Terbiye Dairesi'nden 3 başkan görevden
ayrıldığına işaret ederek, "Talim Terbiye'deki istifalar kaygıların
gerçekliğini ortaya koyuyor. Gidiş iyi değil, gidiş kontrol
edilemez bir şekilde sürüyor" şeklinde iddiada bulundu.
Baykal, Başbakan öfkeli üslubu ile önüne gelene saldırdığını
savunarak, "Almanya Şönsölyesine, Altan kardeşlere, CHP'ye ağır
eleştiriler yapıyor. Başbakan kendisi ile kavga ediyor. Öfkesinden
dolayı hiçbirinizin morali bozmasın. Biri, ona yanlış konuştuğunu
söylediğinde ve ardından televizyona çıktığında ağzından bal akarak
konuştuğu sözlerine de sakın kanmayın, aldanmayın" diye
konuştu.