Tüpraş ihalesi Danıştaylık
Abone olPetrol-İş Sendikası, Koç-Shell Ortak Girişim Grubu'nun kazandığı Tüpraş ihalesinin hukuka aykırılıklar taşıdığı gerekçesiyle iptali için Danıştay'a başvurdu.
Petrol-İş Sendikası, Koç-Shell Ortak Girişim Grubu’nun 4 milyar
140 milyon dolarla kazandığı TÜPRAŞ ihalesinin, şartnamedeki hukuka
aykırılıklar ve hukuka aykırı bir ÖYK kararına dayandığı iddiasıyla
yürürlüğünün durdurulması ve iptali istemiyle Danıştay’a başvurdu.
Petrol-İş Sendikası, TÜPRAŞ’ta mevcut yüzde 51 oranındaki kamu
payının blok satış yoluyla özelleştirilmesine ilişkin yapılan
ihaleyi sonuçlandıran ihale komisyonu kararının iptali, öncelikle
idarenin savunması alınıncaya kadar, ardından da savunma süresinin
kısaltılması ve tebligatların memur eliyle yapılması sonucu, dava
sonuna kadar yürütmenin durdurulması istemini içeren dava
dilekçesini Danıştay 13’üncü Dairesi Başkanlığı’na verdi. "ŞARTNAME
HUKUKA AYKIRI" Dava dilekçesinde, ihalenin hukuka aykırı şartname
hükümlerine dayalı olarak yapıldığı ileri sürüldü. Şartnamede
çalışanları, yatırımı ve üretimi koruyucu neredeyse tek bir hüküm
bile bulunmadığı ileri sürüldü. Dilekçede, "Bu yapılmaksızın,
yatırım ve üretime ilişkin herhangi bir tasarım/plan olmaksızın
ihale yapılması bütün iddiaların sözle sınırlı kalması sonucunu
doğuracaktır" denildi. Dilekçede, Erdemir özelleştirmesinde altın
hisse uygulamasının yanı sıra yatırım taahhüdü ve sosyal boyut
dikkate alınarak yüzde 95 oranında istihdam garantisi koşulu
bulunduğuna da dikkat çekildi. Dilekçede, "...Erdemir ile Eti
Aliminyum ihalesinde, en azından asgari koşullarda da olsa, ülke
ekonomisi ve çalışanların haklarına ilişkin belirli şart/koşulların
getirildiğini ortaya koyarken, bu konularda hiçbir hüküm içermeyen
TÜPRAŞ şartnamesinin hukuka ve kamu yararına aykırı yönünü ortaya
koymaktadır" denildi. Şartnameyle önyeterlilik sürecinden geçmemiş
şirketlere alım hakkı tanındığı ve kamu zararının doğmasına neden
olabilecek düzelemeler getirildiği kaydedildi. Şartnameye göre,
ihale sürecinin sonunda, tüm değerlendirmeler bittikten sonra,
devir aşamasında yeni bir şirketin kurulacağı ve bu şirket ile
devir sözleşmesinin imzalanacağı, bu şirkette de teklif sahibi
firmanın yüzde 51 pay sahibi olmasının yeterli görüleceği yönünde
bir hüküm bulunduğu belirtilen dilekçede, "Yani, ihale sürecine
hiçbir şekilde katılmamış, önyeterlilik değerlendirilmesine tabi
tutulmamış, mali ve iktisadi açıdan değerlendirilmemiş bir şirketin
TÜPRAŞ’a yüzde 49 pay ile ortak olabilecektir" denildi. KREDİ
BORÇLARI TÜPRAŞ’A KALABİLİR UYARISI TÜPRAŞ özelleştirmesine yönelik
şirketin yeni bir şirket kurması ve özelleştirme bedelini kredi
gibi yollarla sağlaması durumunda, yeni kurulan şirketin, kredi
borçları nedeniyle ciddi bir borç yükü altına gireceği, devir
işleminden sonra gerek yeni kurulacak şirketin, gerekse de
TÜPRAŞ’ın yönetimini ele geçiren grubun, "şirket birleşmesi yoluyla
TÜPRAŞ özelleştirmesi için alınan kredi borçlarını TÜPRAŞ’a
yüklemesinin söz konusu olabileceği" ileri sürüldü. Dilekçede, "Bu
taktirde büyük bir kredi borcu olduğu için şirket faaliyetlerinden
dolayı zarar etmiş olacak ve belirli bir süre boyunca kurumlar
vergisi ödemesi söz konusu olmayacak ve kamu maliyesi bu
özelleştirme nedeniyle ciddi oranda gelir kaybına uğrayabilecektir"
denildi. HUKUKA AYKIRI ÖYK KARARINA DAYANIYOR Petrol-İş Sendikası,
dava konusu ihalenin hukuka aykırı bir ÖYK kararına dayalı olduğunu
da savundu. TÜPRAŞ’ın yüzde 51’lik hissesinin satışına ilişkin
olarak ÖYK kararının geriye dönük biçimde, sonradan alınmış bir
karar olduğu ve hem esas hem de şekil yönünden hukuka aykırı
bulunduğu ve Sendikanın bu karar içni de dava hazırlıklarının
sürdüğü belirtildi. Dilekçede, "Gerek ÖYK kararının gerekse de
ihale şartnamesinin hukuka aykırılığı sebebiyle, bu işlemlere
dayanılarak yapılan ihalenin de hukuka uygunluğundan söz etmek
olası değildir" denildi. İhale bedelinin peşin mi vadeli mi
ödeneceğinin ihale sonrasında bile belirsizliğini koruduğu ileri
sürülen dilekçede, ihale bedelinin peşin mi vadeli mi ödeneceğinin
açık bir şekilde belirtilmesi ve ihale komisyonu kararında yer
alması gerektiği yönündeki Danıştay kararlarına atıfta bulunuldu.
Dilekçede, "Tüm bu yazılanlar ve Dairenizce resen gözetilecek
hususlar doğrultusunda, hukuka aykırı kararlara dayalı ihalenin ve
ihaleyi sonuçlandıran ihale komisyonu kararının iptali gerektiği
kanısındayız" denildi. Dava konusu karar sonrasında işlem
dosyasının onay için Rekabet Kurumu’na gönderildiği ve kısa bir
süre içerisinde, ciddi bir inceleme yapılmaksızın ihale sonucuna
onay verileceği, sonrasında da ÖYK kararının çıkacağı ve hisse
devir aşamasına gelineceği belirtilen dilekçede, "Bu da sonrasında
verilebicek bir iptal kararı nedeniyle ciddi sorunlar doğmasına
neden olabilecektir" denildi. Bu nedenle, öncelikle, idarenin
savunması alınıncaya kadar yürütmenin durdurulması, ardından da
savunma süresi kısaltılarak ve memur eliyle tebligat yapılmak
suretiyle alınacak idare savunması sonrası da dava sonuna kadar
yürütmenin durdurulması talep edildi.