Tüp bebek için gözler Danıştayda
Abone olAvusturya hükümetini haksız bulan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, evli çiftlerin çocuk sahibi olmalarını engellemeyi aile hakkına aykırı buldu.
Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği (TJOD) Prof. Dr. İsmail
Mete İtil, Sağlık Bakanlığı'nın embriyo sayısını 'bir' ile
sınırlayan yeni yönetmeliğin iptali için Danıştay'a dava
açtıklarını duyurdu.
Türkiye'de bir milyon çiftin kısırlık sorunu yaşadığını anlatan
İtil, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin yumurta ve sperm donörünü
yasaklayan Avusturya hükümetinin düzenlemesini aile, hayatına
aykırı bulduğunu açıkladı.
Antalya'da düzenlenen TJOD 8. Ulusal Kongresi'nde görüştüğümüz
Prof. Dr. İtil, Danıştay 10. Dairesi'ne yürütmenin durdurulması ve
iptali için dava açtıklarını söyledi. Danıştay'da konuyla ilgili 5
dava olduğunu belirten İtil, Türkiye'de yüz binlerce çiftin çocuk
hasretiyle yanıp tutuştuğunu, birçok etken yüzünden tedaviye
ulaşamadıklarını Sağlık Bakanlığı'nın 6 Mart 2010'da uygulamaya
başladığı yeni yönetmeliğin de bu durumu perçinlediğini
söyledi.
TJOD 2. Başkanı Prof. Dr. Bülent Tıraş da, kişilerin bireysel
özgürlüklerine müdahale olarak gördükleri bu yönetmeliğin iptal
edilmesini istediklerini söyledi. Türkiye'de çiftlerin ekonomik
durumlarıyla kıyaslandığında tüp bebek tedavisinin pahalı olduğuna
işaret eden Tıraş, şöyle konuştu: 'Sosyal Güvenlik Kurumu'nun tüp
bebek uygulamalarını 2 kez ile sınırladığı düşünüldüğünde, çiftler
ilk 2 uygulamada gebelik elde edemezse bundan sonraki denemelerde
ilaç dahil tüm harcamaları kendi ceplerinden karşılamak zorunda
kalacaklar. Oysa tüp bebek uygulamalarında tek embriyo transferi
uygulayan Kuzey Avrupa ülkelerinde, devlet çiftlere sınırsız tüp
bebek uygulama hakkı veriyor. Amerikan Üreme Tıbbı Derneği ise '35
yaşından küçük kadınlara 1 ya da 2, 35-37 arasındakilere 2 ya da 3,
38-40 arasındakilere 3 ya da 4, 40 yaşından büyüklere ise 5 embriyo
verilmesini' öneriyor.'
AİHM, 'Evli çiftlere yasak olmaz' dedi
Avusturya'da kısırlık tedavisi görmek isteyen bir ailenin
başvurusunu değerlendiren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye'de
de emsal olabilecek bir karar verdi. 1 Nisan 2010'da kararını
açıklayan AİHM, evli çiftlerin çocuk sahibi olmasıyla ilgili
engellemeleri aile hakkına aykırı buldu. Avusturya hükümeti
aleyhine dava açan çift, yardımcı üreme yöntemleriyle ilgili görmek
istedikleri tedavide karşılarına çıkan Yapay Üreme Yasası'nın
iptalini istedi. Mahkeme, çiftin yardımcı üreme yöntemleriyle
tedavilerinde sperm ve yumurta donörü kullanılmasını yasaklayan
düzenlemenin evli çiftlerin çocuk sahibi olmasını aile haklarına
aykırı bulduğunu açıklayarak Avusturya devletinin Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi'nin ayrımcılık yasağı ile özel hayatın ve aile,
hayatının korunmasının ihlal ettiğine karar verdi. Avrupa
Konseyi'ne üye olan ve aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 47
Avrupa devleti, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin yargı yetkisini
tanıyor. Uzmanlara göre bu durum Türkiye'yi de donör tedavisine
evet demek zorunda bırakabilir.
Çocuk özlemi çekenlerden Akdağ'a
mektup
Çocuk İstiyorum Derneği Başkanı Sibel Tuzcu, Sağlık Bakanlığı'nın
çoğul gebelik oranlarını azaltmak için embriyo kısıtlamasına
gitmesinin, bebek hasretiyle yanıp tutuşan anne, baba adaylarını
mağdur ettiğini söyledi. Tuzcu, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'a yeni
yönetmelikte embriyo ve yumurta ile sperm donörüyle ilgili
getirilen yasakların aileleri ne ölçüde etkilediğine yönelik bir
mektup yazdıklarını anlattı.
Embriyo sayılarının çok katı olduğunu, esnetilmesi gerektiğini
söyleyen Tuzcu, 'Çiftler tüp bebek tedavisine başlamadan aylar önce
para biriktirmeye başlıyor, bankadan kredi çekiyor. Oldukça pahalı
bir uygulama. Embriyo sayısının az olması deneme sayının artmasına,
bu da ailelerin tekrar tekrar tüp bebek için tedavi yoluna
gitmelerine sebep oluyor. Maalesef hem ekonomik, hem fiziksel hem
de psikolojik açıdan mağduriyetten başka bir sonucu yok' diye
konuştu. İnsanların bebeklerine ulaşma haklarının ellerinden
alınmaması gerektiğini de anlatan Tuzcu, 'Düşünün hiç yumurtası ya
da spermi olmayan ailelere doktorun donör alternatifinden
bahsetmesi bile yasak. Oysa bırakın yasaklamayı Sağlık
Bakanlığı'nın bizzat bu bilgilendirmeyi yapması gerekir.
Mektubumuzda bunları da dile getirdik ve randevu talep ettik' dedi.
(Akşam)