Tüp bebek hamileliği daha riskli
Abone olTüp bebekle gebelik elde edilen her üç kadından birinde risk var. Gebelik testleri ihmal edilmemeli ve risk durumuna göre önlem alınmalı
İlerleyen yaşla beraber tüp bebeğe başvuran çiftlerin
sayısındaki artış, gebeliklerde yaşanabilecek sorunları da gündeme
getiriyor. Anneden veya bebekten kaynaklı olabilen bu sorunlar
gebeliğin sonlandırılmasına kadar varabiliyor.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı,
Perinatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Vildan Ocak, tüp bebek
yöntemiyle hamile kalan kadınlarda riskin daha fazla olduğunu
belirterek, "Tüp bebek ve aşılama yöntemiyle gebe kalan kadınlarda
kromozom anomalilerine daha sık rastlanıyor. Bu yöntemlerle gebe
kalan her 3 kadından 1'i kromozom anormalliği olan bir bebek
taşımaktadır. Bu çok yüksek bir rakamdır. Bu nedenle bu gebelerin
çok yakından takip edilmesi gerekir" diyor.
Yüksek riskli gebeliklerin görülme sıklığı
nedir?
Bu oran merkezden merkeze değişir. Örneğin genel toplumda ortalama
rakam yüzde 20-30 civarında olmakla birlikte referans merkezi olan
üniversitelerde bu rakam yüzde 50-60'lara kadar yükselmektedir.
Bir gebelik neden riskli olabilir?
Annede veya
karnındaki bebekte olumsuz neticelerin görülme olasılığının yüksek
olduğu gebeler bu gruba girer. Anne açısından gebelik veya doğum
sırasında annenin ölümü veya kalıcı sakatlıkları bahis konusudur.
Bebek açısından ise bebeğin gebelik, doğum veya doğum sonrası
ölmesi, sakat doğması veya bebeğin oksijensiz kalması nedeniyle
doğum sonrası spastik bir yaşam sürdürmesi bu gruba girer.
Riskli gebeliklerin nedenleri nelerdir?
Annenin
sistemik bazı hastalıkları: Diyabet, tansiyon yüksekliği, ailevi
kalıtımsal hastalıklar (örneğin ülkemiz için önemli olan beta
Thalesemia-Akdeniz anemisi-taşıyıcısı olması), şiddetli kansızlık
vb. hastalıklar. Ayrıca anne-baba arasındaki kan uyuşmazlığı da
riskli gebelik grubuna girer.
İleri anne yaşı: 35 yaş ve üstündeki annelerin down sendromlu bebek
(Mongol çocuk) doğurma olasılığı yaşla birlikte artar.
Annenin daha önce sakat bir bebek doğurmuş olması: Daha önce down
sendromlu, hidrosefalili (beyindeki sıvının artması) veya
anensefali (beyinsiz), bel kemiği açık bir bebek doğurmuş olması
anne yaşından bağımsız olarak bir sonraki gebelikte aynı tip
anormalliğin görülme olasılığını artırır.
Gebelik takibi esnasında bebeğin yavaş büyümesi (rahim içi gelişme
geriliği) vakaları da bebeğin rahim içinde oksijensiz kalma riski
nedeniyle riskli gruba girerler.
Bu arada ülkemiz için önemli bir sorun olan yakın akraba
evlilikleri de başlı başına riskli gebeliktir. Yakın akraba
evlilikleri yapan bazı aileler, "Ailemizde akraba evliliği yapan
pek çok çift var; hepsinin nurtopu gibi çocuları var ve üstelik
sınıftaki en zeki çocuklar" şeklinde kendilerini savunur. Ancak bu
durum onları kurtarmaz ve anormal bebek doğurma piyangosu onlara da
isabet edebilir . Yakın akraba evlilikleri yapmak isteyen çiftler
uyarılmalıdır.
Riskler özellikle tüp bebek yöntemiyle hamile kalan
kadınlarda daha mı fazla?
Evet. Tüp bebek ve aşılama yöntemiyle gebe kalan kadınlarda
kromozom anomalilerine daha sık rastlanıyor. Hatta 2006 yılında ABD
Wayne Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre çok erken
gebelikte yani daha gebelik kese halindeyken kesenin aspirasyonu
(kesenin içindeki sıvının çekilmesi) ile yapılan kromozom
tetkikiyle anormal gebelik oranı yüzde 36'lara kadar çıkmaktadır.
Yani diğer bir deyimle bu yöntemlerle gebe kalan her 3 kadından 1'i
kromozom anormalliği olan bir bebek taşımaktadır. Bu çok yüksek bir
rakamdır. Bu nedenle bu gebelerin çok yakından takip edilmesi
gerekir.
Riskli gebeliğin belirtileri var mı? Anne adayı bunu
anlayabilir mi?
Anne adaylarının saptayabileceği bazı risk faktörleri vardır:
Ellerde, ayaklarda ve yüzde şisme (ödem), 20. haftadan sonra
haftada 400-500 gram veya ayda 2 kg. üstünde kilo alması; kan
basıncının 140/90 veya üstünde olması (özellikle bu yönden riskli
gebelerin otomatik tansiyon aletiyle kendi kan basınçlarını günde
iki defa ölçmeleri ve kaydetmeleri son derece faydalı bir
yöntemdir); gözlerde sinek uçuşması veya görme bulanıklığı gibi
belirtiler veya bebeğin az oynaması riskli gebeliğe ait
ipuçlarıdır. Bu tür durumlarda gebelerin derhal doktoruna haber
vermesi gerekir.
Gebelikte riskler nasıl anlaşılıyor?
Gebeliğin başında tüm gebelere kan grubu, kan sayımı ve tam idrar
tahlili yapılmalı. Ayrıca gebeliğin başında ultrasonla gebelik
teyit edilir ve son adet tarihini net hatırlamayan gebelerde
gebelik yaşı tayini yapılır. Eğer yüksek riskli gebelik ise üç-dört
haftada bir yapılacak ultrason ile bebeğin büyümesi izlenir ve
olası yapı anormallikleri saptanmaya çalışılır.
Bunun dışında gebeliğin 11-14. haftası arasında 'ense kalınlığı'
ölçülerek down sendromlu bebek riski saptanır. 16-18 haftalarda
anne kanında yapılacak 'üçlü tarama testi'yle yine kromozamal
anomali ve 'noral tüp defekti' (Sulu kafalı veya beyinsiz, bel
kemiği açık bebek riski) saptanabilir. Özellikle periyodik yapılan
ultrasonografiyle anormallik taşıyan bebeklerin büyük çoğunluğu
saptanabilir.
Gebelik riskliyse neler yapılıyor?
Gebelik riskli ise bahsettiğim testlerle yapı ve kromozom
anormallikleri tespit edilebilir. Eğer kromozom anormalliği riski
yüksek ise bebeğin içinde yüzdüğü sıvıdan örnek almak (amniosentez)
veya bebeğin eşinden (plesenta) biyopsi (koryon villus biyopsisi)
yapmak suretiyle kesin tanı konabilir.
Ultrasonda tecrübe önemli
Testlerin yanılma payı yok mu?
Elbette var.
Örneğin ultrasonografiyle anormalllikleri saptama oranı
ultrasonografi yapan kişinin tecrübesi ve bilgi birikimiyle
yakından ilişkili. Ayrıca büyük sakatlıkların yakalanma olasılığı
fazla iken (beyinsiz bebek), ufak anormalliklerin (örneğin parmak
anomalisi veya yarık dudak) atlanması ihtimali daha fazladır.
Yanılma payı yüzde 5-20 arasında değişir.
Riskli gebelikte tedavi söz konusu mu?
Yaşamla
bağdaşmayan veya yaşamı sırasında çok ağır sorunlara neden
olabilecek anormallik taşıyan gebeliklerde (Beyinsiz veya mongol
çocuk) tedavi bahis konusu değildir. Gebelik sonlandırılmalıdır.
Ancak rahim içindeki bebeğin eşinin (plasenta) yetmezliğine bağlı
olarak bebek yeteri kadar gelişmiyor veya oksijensiz kalma
belirtileri gösteriyorsa en iyi tedavi bebeği dışarı çıkartmak yani
doğurtmaktır. Bebek prematür yani daha yeterli gebelik haftasına
erişmemiş ve olgunlaşmamış ise annenin mutlaka yenidoğan yoğun
bakım ünitesi olan bir merkeze sevki gerekir.
Hangi durumlarda bebek alınmalı?
Doğacak bebek
yaşamla bağdaşmıyor veya ilerdeki yaşamında çok büyük sorunlar
getirecekse kanuni haklarımıza dayanarak gebeliği sonlandırıyoruz.
Bunlar beyni gelişmemiş veya sağlam beyin dokusu kalmayan sulu
kafalı bebekler, kromozom anormalliği (örneğin down sendromu)
taşıyan gebelikler, bazı iskelet sistemi anormallikleri olan
gebeliklerdir.
Bu tip gebeliklerin sonlandırılması işlemi fakültemizin tıbbi
tahliye kuruluna sunulmaktadır. Ayrıca aile detaylı olarak
aydınlatılmakta ve gebeliği sonlandırılması için aileden rıza formu
alınmaktadır.Yine tıbbi tahliye kurulunun aldığı karar gereği
gebeliklerin sonlandırlması için üst sınır 24. gebelik
haftasıdır.
Her ayın riski farklı, sağlıklı gebelik için testlerinizi
atlamayın
Gebelikteki risk olup olmadığı ne zaman ortaya
konabiliyor?
Riskin çeşidine göre değişir. Örneğin
yapısal anormalliklerin tanısı 16-18 haftalarda konabilir. Ancak
çocuğu besleyen eşinin (plasenta) yetmezliğiyle ilgili sorunlar
çoğunlukla 26. haftadan sonra ortaya çıkar. Bu nedenle riskin
çeşidine göre testler uyguluyoruz.
Daha önce riskli gebelik geçiren bir kadının bunu tekrar
yaşama olasılığı yüksek midir?
Evet yüksektir. Örneğin anne daha önce down sendromlu bir bebek
doğurmuş ise yaşına bağımlı olmaksızın tekrar aynı sorunlu bebek
doğurma olasılığı artar. Anne diyabet hastası ise her gebelik
risklidir veya annede kan uyuşmazlığı varsa ve bebeğe rahim içinde
kan tranzfüzyonu yapılmış ise bu problemin bir sonraki gebelikte
tekrarlama riski yüksektir. Annede tansiyon yüksekliği ve böbrek
yetmezliği varsa bu her gebelik için risk oluşturur.
Düşük de risk kapsamında mı değerlendiriliyor?
Eğer anne tek düşük yapmış ise yüksek riskli gebelik kapsamına
alınmaz Ancak üst üste iki veya üç düşük yapmış bir kadına
(kitaplar üç rakamını sınır almakta, ancak pratikte biz ikiyi sınır
alıyoruz) doktoru hiçbir tetkik yapmadan 'Git üçüncü düşüğünü
yaparsan bana gel o zaman tetkiklerini yaparım' derse o hasta bir
daha o doktora uğramaz...
Üst üste iki düşüğe dikkat
Düşükten korunulabilir mi?
Normalde her gebelikte yüzde 20 düşük olasılığı vardır. Eğer bir
gebe bir düşük yaparsa ikinci gebelikte düşük olasılığı yine yüzde
20'dir. Yani artmaz. Bu nedenle ancak iki adet üst üste düşük yapan
kadınlara bir dizi tetkik yapıyoruz. Eğer bu tetkikler sırasında
sorun bulabilirsek bir sonraki gebelikte düşükten korunmak için
tedavi yöntemleri uyguluyoruz. Ancak düşük tehdidi tablosu çok
erken gebelikte ortaya çıkıyorsa rahim içindeki bebekte ağır bir
anormallik olasılığı yüzde 65'lere kadar çıkar. Dolayısıyla
gebeliğin düşükle sonuçlanması bir nevi 'tabiatın seleksiyon
mekanizması'dır.
Bu gerçek çok erken gebelikte düşük tehdidi tablosunda tedavi
vermeyen hekimleri haklı çıkarıyor. Ancak hastanın morali ve etik
açısından mahzurları vardır.