Tüp bebeğe hücum var
Abone olDevletin tüp bebek tedavisi iin masrafların bir bölümünü üstlenmek istemesi çocuk sahibi olmak isteyen çiftleri harekete geçirdi. Bu talep sıkıntıları da birlikte getirdi.
Devletin tüp bebek tedavisi masraflarının bir bölümünü üstlenmek
amacıyla hazırladığı genelge, çocuk sahibi olmak isteyen çiftleri
harekete geçirdi.
Ama uygulama başlar başlamaz, tıp dünyasından şikâyetler, 'sevk
suiistmali'ne ilişkin haberler de gelmeye başladı.
Kısırlığın tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu
benimseyerek tüp bebek tedavisine destek veren devlet, 15 Nisan
2005'te yenilenen 'Tüp Bebek Genelgesi'ni yayımladı ve çocuk
isteyen binlerce aileye umut verdi. Genelgeye göre tüp bebek
tedavisinde 1016 YTL'lik meblağın yanı sıra ilaç harcamaları da
(dokuz ünitelik) sağlık güvencesi kapsamına alındı.
İlk aşama rapor almak
Tüp bebeğe devlet desteği uygulamasından yararlanmak isteyen anne
adaylarının devlete bağlı hastanelerde oluşturulan sağlık
kurullarından, genelgede belirtilen hususlar doğrultusunda sağlık
tetkiklerini yaptırmaları ve 'tedavi edilmesi gereklidir' raporu
almaları gerekiyor. Raporu alan hasta resmi ya da özel, istediği
tüp bebek merkezine başvurabiliyor. Türkiye'de 60 tüp bebek merkezi
var. Tedavi ücreti 1400-2700 dolar, ilaç maliyeti ise 1500 ile 2
bin 800 YTL arasında değişiyor.
'Hastalar yönlendiriliyor'
Resmi rapor verilmesi aşamasında, doktorların hastaları belli
hastanelere yönlendirdiğini iddia eden Çocuk İstiyorum Derneği
Başkanı Sibel Tuzcu, bu konuda bir çalışma başlattıklarını söyledi.
İki yıl önce kurulan 'cocukistiyorum.com' adresinde 12 bin kayıtlı
üyesi bulunan dernek, uygulamadan yararlananlarla ilgili
edindikleri tüm bilgileri internetten yayımlamaya hazırlanıyor.
5.5 milyon kişilik haksızlık
Genelgenin en çok eleştirilen yanı, devletin Emekli Sandığı,
Bağ-Kur üyelerine ve Yeşil Kartlıların masraflarını üstlenirken,
bünyesinde 5.5 milyon kişiyi barındıran SSK'nın kapsam dışı
bırakılması. Diğer önemli bir sıkıntı ise 40 yaş üstündeki
kadınların dışlanması. Bu konuda doktorlar "Artık geç evlilikler
gündemde, tüp bebek merkezlerine gelen her 100 kadından 15'i 40
yaşın üstünde" diyor.
Talep daha da artabilir
Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Eğitim Araştırma
Hastanesi Klinik Şefi Doç. Dr. Cem Fıçıcıoğlu, devletin, Emekli
Sandığı, Bağ-Kur üyelerine ve Yeşil Kartlıların tüp bebek
masraflarının bir kısmının karşılaşmasının ardından talepte gözle
görülür bir artış yaşandığını, ancak bunun bir yığılma anlamına
gelmediğini söyledi. Fıçıcıoğlu, "Bizim hastanemizde yüzde 20
oranında bir artış yaşanıyor. Genelgede SSK'lıların kapsam dışında
bırakılması adil değil. Ancak genel sağlık sigortasında bütün
sigortalılar aynı çatı altında toplandığında SSK'lılar da bu haktan
faydalanacak. O zaman tüp bebek talebinde çok daha büyük bir artış
söz konusu olabilir" diye konuştu.
2004'te 24 bin vaka
Türkiye'de tüp bebek başarı oranı yüzde 35'lerde. 2003 yılında tüp
bebek yöntemiyle 12 bin vaka tedavi edildi, 2004'te ise bu rakam 24
bine ulaştı Bir kişiye yılda üç, dört kez deneme yapılabiliyor.
Uzmanlar, tüp bebekte talep patlamasını geçen yıl dolar kurunun
sabit seyretmesine ve ilaç masraflarında tedrici azalmaya bağlıyor.
Tedavi masraflarının batıya kıyasla ucuz olması nedeniyle
yurtdışından talep fazla.
'Ya sperm kalitesi?'
Prof. Dr. Erol Tavmergen (Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi):
Genelgeyle ilgili olarak 40 yaş sınırı, SSK'lıların durumu gibi
tartışmalı maddelerin dışında kafama takılan, sperm parametreleri
konusu. İş formüle dayanmış. Eğer sperm sayısı 5 milyon
santimetrekübün altındaysa tedaviye izin var. Sperm hacmi
önemsenirken, spermin şekli ve hareket kabiliyeti hesaba
katılmamış. Oysa öyle spermler var ki, onlar normal bir yumurtayı
tüp bebek uygulamalarında bile dölleyemez. Ayrıca, genetik
hastalıklar kategorisine nelerin girdiği de belirtilmemiş. Uygulama
konusunda da endişelerim var. Devlet hastaneleri şu veya bu şekilde
tedaviyi 1041 YTL'ye mal edebilir. Ama ya üniversite hastaneleri?
Mesela, biz döner sermaye ile çalışıyoruz. İstihdam ettiğimiz
insanlar için bir fark almak zorundayız. Her türlü sarf malzemesi
de faturanın içinde olacak. Sarf malzemelerinin ucuzu var, pahalısı
var. Düşük maliyet için hastaneler ucuz malzeme kullanırlarsa,
gebelik başarısı nasıl etkilenir?
'Sevkleri izleyeceğiz'
Sibel Tuzcu (Çocuk İstiyorum Derneği Başkanı: En büyük sorun
hastaların nereden rapor alacaklarını bilmemesi. Şikâyetler
başladı. Bazı doktorlar, hastaları kendilerine yakın bulduklara
özel merkezlere sevk ediyormuş. Burada yakın ilişkiler ön plana
çıkıyor. Eğer kabul etmezsen, rapor da alamıyorsun! Suiistimali
önlemek için dernek olarak şöyle bir uygulamaya başladık:
Hastaları, ikamet ettikleri yere en yakın devlet hastanesine
gönderiyor ve rapor almalarını sağlıyoruz. Sosyal Güvenlik Kurumu
Başkanlığı çatısında bir network kurmak için çalışmaya başladık. Bu
ağa hastalar nerelere başvurdu, kaçı rapor aldı, sevk sorunu
yaşandı mı, kaç vaka olumlu sonuçlandı bilgilerini gireceğiz. Bir
yıl sonra merkezlerin başarı karnesini açıklayacağız. Eğer, bir
devlet hastanesinden bir özel merkeze yığılma oluşmuşsa hemen
anlaşılacak. Hastalar 'www.cocuk istiyorum.com'a
başvurabilirler.
'Bize 11 hasta geldi'
Doç. Dr. Bülent Urman (Amerikan Hastanesi):
Elbette böyle bir uygulama, çocuk sahibi olmak isteyenlere devletin
maddi destek vermesi vatandaşlar açısından çok olumlu. Ama bu
uygulama, sonuçta devlete çok büyük bir yük getirecek. Özel
hastanelerde tedavi olabilmek için devlet hastanelerinden
hastaların 'tedavi edilmesi uygundur' raporu almaları şart. Ancak,
hastalar rapor almakta zorlanıyormuş, 'Sadece bizde tedavi olursan
rapor veririz,' deniliyormuş. Bu nedenle son bir ay içinde gerekli
raporu alabilen 11 hasta başvurdu bize.
Kısırlık her kişi için özel bir durumdur; 9 bin ünitelik ilacın
bedeli devlete ait, ama kimi hasta için ilaçların daha fazlası
gerekebilir. Ödemeler için de Emekli Sandığı'nın peşinden koşacağız
herhalde. İyice düşünülmeden hazırlanan tüp bebek genelgesi bugüne
kadar işe yaramadı, aksine işler arapsaçına döndü.
'Tüp bebek genelgesi gözden geçirilmeli'
Doç. Dr. İsmail Çepni (Cerrahpaşa Tıp Fakültesi):
Devletin kısırlığı bir hastalık olarak görmesi olumlu bir yaklaşım.
Ama devletin tedavi masraflarının bir bölümünü üstlenmesi, kanımca
sonu düşünülmeden atılmış bir adım. Türkiye'de ne kadar çocuksuz
aile olduğu ortada. Böyle bir uygulamanın sürekliliği olabilecek
mi? Devletin popüler olma, hoş görünme çabası belki de... Zaten
daha baştan SSK'lıların tüp bebek uygulamasında kapsam dışı
bırakılması da olayın iyice düşünülmediğinin göstergesi.
Suiistimale açık noktalar var:
Tedavide kullanılan ilaçlar pahalı, dolayısıyla bu uygulama devlet
için büyük bir yük oluşturacak. Yönetmelik, ilaçlarda 9 bin ünite
kulanılabilir diyor. Oysa ilaç fiyatları farklı farklı. Bu işi sıkı
kontrol etmek lazım. Özel merkezler, devletin ödediği tedavi
ücretini alıyor, üstüne 2 bin dolar daha koyuyor. Neticede yine
hastanın cebinden büyük miktarda para çıkıyor. Oysa, en iyi
malzemeyi kullansanız bile tüp bebek tedavisinin maliyeti 400
doları geçmez.
Devletin tüp bebekle ilgili genelgeyi yeniden gözden geçirmesi
gerekiyor.
Kaynak: