Tüneldeki ışığa ilginç yorum
Abone olKrizde bir tünelden geçiyoruz da peki karşıdan gelen neyin ışığı? MHP lideri Bahçeli'den ilginç yorumlar...
MHP Lideri Devlet Bahçeli, yaz tatili öncesinde yaptığı
son grup toplantısında konuştu... Bahçeli, arka bahçedeki
meseleye göz kapayan hükümetin ihanet boyutunda ihmalleri olduğunu
öne sürdü.
Barzani'yle el sıkışıldığı şu günlerde Türkmenler'e baskının
artığına işaret ederek ''Türkmenlerin güvenliğini korumak
hükümetin görevidir. Arka bahçedeki meseleye sahip çıkmayı ırkçılık
sanan, terörü masada çözmeyi planlayan zihniyetle bu
olmaz'' dedi.
Bahçeli, ''Tünelin ucundaki ışığın araba farı mı gün ışığı mı olduğunu ayırdedemeyen bir hükümet, sandık alevinde yanmaya mahkumdur'' diye konuştu. MHP lideri, çözemeyenler için o ışığı yorumlarken Erdoğan ve arkadaşlarını tünelin ucunda kimlerin beklediğini de saydı...
İşte Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları...
- Tek başına iktidar bütün milletin temsili, demokrasi ise sandalye sayısına dayanan basit bir işlem değildir. Hesap vermekten muaf olma, muhalefeti dışlama ise hiç değildir.
- Olursa benim olsun, benim dediğim
olsun zihniyetinden bir an önce arınılmalıdır. Bu konunun ele geçen
belgelerin sahte mi gerçek mi olduğuna yönelik tartışmalarının
yaşandığı şartlar çerçevesinde bir kez daha hatırlatılmasını
gerekli görüyorum.
BAŞBAKANA SAYGILI ÜSLUP ÇAĞRISI
- Başbakan Erdoğan'ı bugüne kadar izlediği
reddedici siyaset anlayışını gözden geçirmeye çağırıyorum. Yeni
döneme daha olgun daha saygılı bir siyaset anlayışıyla başlamasını
temenni ediyorum.
TÜNELDEKİ IŞIK İŞSİZLERİN FERYADI
- Tünelden geçtiğimiz, ancak bu ışığın karşı yönden
gelen araç mı yoksa çıkış mı olduğu yönünde ifadelerin sorumlular
tarafından kullanılması düşündürücüdür. Hele bunları para
politikasını yönlendiren birinin yapması bir kez daha düşünmemizin
nedenidir.
- Kriz sürtünerek ya da teğet geçecek ifadelerine inat yapılan bu
açıklamalar millet olarak nasıl günlerden geçtiğimizin
kanıtıdır.
- Tünelin içinden geçerken karşıda beliren ışığın ne olduğına
gelince... Ne araba farıdır ne de gün ışığıdır... Başta
başbakan olmak üzere arkadaşlarını tünelin ucunda kepenk kapatan
esnafın çığlığı, hayatın güçlüklerine direnci kalmayan işçimizin
şikâyetleri, emeklilerimizin kaygıları ve yolsuzluğun hesabını
sormak isteyenlerin sıkılmış yumrukları beklemektedir.
- Bu ışığın hala ne olduğunu anlayaman AKP hükümeti için günler geçmektedir. Araba farıyla güneş ışığını ayırdedemeyen iktidar zihniyeti sandıkların alevinde kaybolup gidecektir.
SOSYAL TRAVMALARA DİKKAT!
[PAGE]TOPLUMSAL BUHRANA DİKKAT!
- Bugün karşımıza cinnet, cinayet, katliam, şiddet, yolsuzluk, soygun ve istismar olarak çıkan bu toplumsal buhranın giderek tırmanıyor olması bir gün refaha kavuşmuş olsak bile huzura kavuşamayacağımızı göstermektedir.
- En aşağılık suçlar, evladını öldüren anneler, akrabalarına katliam düzenleyen caniler, trafik tartışmasından cinayete varan kavgalar, bir bilezik küpe için yapılan hunhar saldırılar, açıkça yapılan yolsuzluklar, siyasi istismarlar, evlerden okullara, maç sevinçlerine uzanan yaygın bir şiddet dalgası günümüzün kaçamayacağımız sorunları haline gelmiştir.
SOSYAL TRAVMALARIN NEDENİ AKP ZİHNİYETİ
- Yaygın şiddet dalgası günümüzün çok vahim sorunları haline gelmiştir. Allah kimseye göstermesin, bugüne kadar size uğramamış olması, uğramayacağı anlamına gelmemektedir.
- Bu sorunların nedenlerini araştırmak ve bulmak siyasetçinin
görevidir. Bizim uzmanlık alanımzı değildir.
- Sosyal travmaların filizlenmesinde en
büyük etken AKP zihniyetidir.
- Giderek kutuplaşan toplumdan sakin bireylerin çıkmasını beklemek
abesle iştigaldir. Toplumu dönüştürmekle meşgul olan siyaset
mühendislerinin bir an evvel müdahalesi kaçınılmaz hale gelmiştir.
Değerlerimizi yeniden yakalayıp çağdaş bir yorumla
harmanladığımızda çözümü bulacağız.
KÖMÜR TORBALARIYLA ÇÖZÜM
OLMAZ
- Din adamları, iletişimciler, ekonomistler gibi uzmanların konuya el atması kaçınılmazdır. Sağlıklı bir topluma dönüş için yegane yol önce teşhis koymak sonra tedavidir. Birbirini seven insanlar haline gelmek ancak öze dönüşle mümkün olur. İnsanların en temel iş ve aş ihtiyaçlarını karşılamadan, yalnızca kapılara bırakılan kömür torbalarıyla, top ve bebeklerle bu mümkün değildir.
[PAGE]TÜRKMENLERİN KORUNMASI HÜKÜMETİN GÖREVİDİR
- Geçtiğimiz hafta Irak'taki Türkmen kasabasındaki hunhar saldırıda
bu konuda hükümetten beklenen kınama mesajları ve Irak hükümetini
göreve çağırmasıdır. Napalım burada patlıyor bakışı, hükÜmeti
Türkmenler üzerindeki sorumluluktan asla kurtarmayacaktır.
- Iraklı Türkmenlerin hak ve hukuklarının korunması,
güvenliklerinin sağlanması bu hükümetin görevidir. Bugün Irak'ın
işgaliyle başlayan sürecin en başta gelen mağdurları sahipsiz
bırakılan Türkmenlerdir. Hükümetin Barzani'yle el sıkıştığı şu
günler Türkmen bölgesindeki baskıları artacağına işaret
etmektedir.
BARZANİ'Yİ COŞKUYLA ALKIŞLAYANLAR TEHLİKENİN FARKINDA MI?
[PAGE]- Arka bahçemizdeki bu meseleye sahip çıkmayı ırkçılık zanneden ve terörü masada çözeceğini sanan zihniyetle olmaz. Barzani'yi çoskuyla alkışlayanlar, yanıbaşlarında Türkmenlere baskının artacağının farkında mıdır?
- 3.5 milyonluk Türkmen nüfusu azınlık sayılırken sessiz ve
tepkisiz kalanların bunları anlamasını beklemek mümkün değil. 6.5
kayıp yılın ağır ve ihanet boyutunda ihmalleri
vardır.
SESSİZLİK TÜRKMEN DÜŞMANLIĞINI ARTIRIYOR
- MHP olarak hükümeti yüksek sesle defalarca uyardık. Hükümetin sessizliği Türkmen düşmanlığını artırmaktadır. Iraklı grupların açıkça ve kararlı bir şekilde uyarılmaları gerekmektedir. Ancak ortada ne hükümet ne de başbakan vardır.