Tuncel’den Öcalan’a özgürlük talebi
Abone olBDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, "Çözüm süreci başarıya ulaşması konusunda Sayın Öcalan’ın özgürlüğe kavuşması, Sayın Öcalan’la bi...
BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, "Çözüm süreci başarıya
ulaşması konusunda Sayın Öcalan’ın özgürlüğe kavuşması, Sayın
Öcalan’la birlikte bütün siyasi tutukluların özgürlüğüne kavuşması
gündeme alınmalıdırlar’’ dedi.
Gebze Öğretmenevi önünde bir araya gelen 500’e yakın BDP’ye bağlı
kalabalık, buradan geniş güvenlik önlemleri altında Gebze Kent
Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş boyunca Kürtçe sloganlar
atan grubun en önünde BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel
eşlik etti.
Gebze Kent Meydanında bir basın açıklaması yapan BDP İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel, "Kocaeli İl Örgütümüzün ’Hükümet Adım
At’ sloganıyla genel merkezimizin başlatmış olduğu kampanya
çerçevesinde yürüttüğü yürüyüşte birlikteyiz" diyerek şunları ifade
etti:
"Hükümet adım at kampanyasını Amed’de yaptığımız parti meclisi
toplantısında kararını aldık. Çünkü Türkiye’de yeni bir dönem
başladı. 30 yıldır bu ülkede yaşanan Savaşın, çatışmanın adına ne
derlerse desinler, biteceği ve bu konuda umutların çok yükseldiği
bir dönemdeyiz. Kürt halkının önderi sayın Abdullah Öcalan’ın Amed
nevruzunda bütün dünya kamuoyuna duyurduğu manifestosunda yeni bir
sürecin başladığını biliyoruz. Nedir bu yeni süreç, Sayın Öcalan
diyor ki, bizler yeni bir dönemi yaşıyoruz. Artık silahlı mücadele
değil demokratik siyasetle bundan sonraki mücadelemizi yürüteceğiz.
Buna kapı aralanıyor, bu bir yeni dönemi ifade ediyor. Manifestoyu
şimdi yeniden okumak durumunda değiliz .Bunun için yapılması
gerekenler var, daha sonraki süreçte Milletvekili arkadaşlarımızın
gidip Sayın Abdullah Öcalan’la yaptığı toplantılarda ortaya çıkan
bu sürecin üç aşamalı bir süreç olduğunu duyduk. Hükümet bunu
yalanlamadığına göre doğrudur. Hükümet her hangi bir açıklama
yapmadı. Nedir bu üç aşamalı proje? Birincisi, çatışmasızlık bütün
dünya örneklerinde olduğu gibi eğer bir kez çözüm konusunda irade
beyan ediyorsanız önce yapılması gereken şey, güven artırıcı
adımların sağlanması. 8 Mayıs’tan itibaren de gerilla güçlerini
yurt dışına çektiler. İkinci aşama diye hitap edilen, bu güven
artıcı örgütün yaptığı bu çatışmasızlık durumu gerilla güçlerinin
sınır dışına çekmesi hamlesine paralel olarak, devletinde adım
atmasıdır. Devletin adım atması gereken şey ne demokrasi,
özgürlükler, eşitlik temelinde yasal ve anayasal adımların atması.
Bu güven artırıcı adımlar açısından da önemlidir. Güven yoksa bu
sürecin ilerlemesi mümkün değil. Güven çift taraflı olur. Güven
çift taraflı olacağına göre devletinde bu süreci ilerletme
konusunda topluma güven vermesi gerekir. Sadece Kürtlere değil,
Türkiye halkına, anketi başbakan yapıyor durmadan, onlarda para var
bizde yok biliyorsunuz. Türkiye’nin yüzde 70’i, yüzde 80’i bu süreç
başarıya ulaşsın diyor. Barış olsun diyor. Bu çok önemli bir talep,
artık bu ülkede Kürtü, Türkü, Lazı, Çerkezi, Ermenisi, Arabı ve
Pomağı herkes barış istiyor. Bunun için yapılması gereken şeyler
var, bunu için devletin bu işi ciddiye aldığını, bundan
vazgeçmeyeceğini, dolaysıyla demokratikleşme konusunda adım
atacağını deklere etmesi gerekiyor. İşte bizim kampanyamızın amacı
devletin bu konuda adım atmasını sağlamak. Bu hükümeti devleti
yöneten AKP iktidarı. AKP iktidarının üzerine düşen sorumluluklar
var. Ama şimdiye kadar bu konuda ne yazık ki somut bir açıklama
yapmadılar. Sadece bir paket hazırlığı içeresinde olduklarını
söylüyorlar. Ama bu pakette ne var biz bilmiyoruz".
"MECLİS RAMAZAN’DAN SONRA DERHAL AÇILMALIDIR"
Tuncel, "Meclis Ramazan’dan hemen sonra derhal açılmalıdır ve Kürt
sorununu çözümü konusunda Türkiye’nin demokratikleşmesi konusunda
hemen çalışmaya başlamalıdır" diyerek, "Bakın torba yasa nedeniyle
AK Parti bizi gece gündüz çalıştırdı. Demek ki barış içinde
çalışabilirsin, biz hazırız gece gündüz çalışalım. Madem sen rant
için her gün Meclisi çalıştırıyorsun, Türkiye halklarının geleceği
olan 75 milyonu ilgilendiren bir konu içinde gece gündüz çalışalım.
AKP hükümeti terörle mücadele kanununu değiştirmesi gerekir. Sen
hala bir yandan çözüm diyeceksin, barış diyeceksin, bir yandan da
bu kavramı her gün her gün üreteceksin. Bu kabul edilebilir bir
durum değil. Terörle mücadele kanunu kaldı ki sadece kürtleri baskı
altına almıyor. Kim konuşuyorsa, bu torbada terörle mücadele
kanununun içerisinde. Parasız eğitim istemek suç, ana dilde eğitim
istemek suç, ana dilde sağlık istemek suç, bu ülkede demokrasi
istemek suç, özgürlük istemek suç. Hepsi terörle mücadele kapsamına
girdi.Yani demokrasinin alanını daralttı. Bir yandan diyorsunuz ki,
gerilla silah bıraksın gelsin siyasal yaşama katılsın, o zaman daha
buradakiler yani Türkiye’dekiler demokratik siyaset yapamıyor.
Onlar her konuştuğunda cezaevine atılıyorlar. İşte KCK
tutuklamaları. 10 bine yakın arkadaşımız hala cezaevinde.
Binlercesi sorgudan geçirildi. Ne için demokratik siyaset
yaptıkları için. Ne demişler bakın o arkadaşlarımızın söylediği
sözler, şu Kürt sorunu müzakere ile çözülür, diyalogla çözülür.
Şimdi işte imarlıda Sayın Abdullah Öcalan’la müzakere yapılıyor,
diyalog yapılıyor o zaman niye arkadaşlarımız içeride, niye
avukatlar, gazeteciler ve öğrenciler içerideler. Ne demişiz
silahlar sussun, insanlar konuşsun demişiz. Şimdi bunun zamanı
diyoruz. İşte sevgili arkadaşlar hükümetin bazı adımlar atması
gerekir. KCK tutuklarının derhal serbest bırakılması gerekiyor.
Ayrıca hemen 411 hasta tutuklunun derhal serbest bırakılmalı.
Hükümetin hazırladığı pakette ne olduğunu bilmiyoruz, hemen
açıklamaları gerekiyor. Başbakan sürekli sandık gösteriyor, diyor
ki, sandıkta hesaplaşalım. Biz de diyoruz ki, yarında sandıkta
hesaplaşmaya hazırız. Ama bu sandık demokratik olmalı, yüzde 10
seçim barajının olduğu bir yerde demokratik bir seçimden bahsetmek
mümkün değil. Siz sandığı ipotek altına almışsınız, sonrada gelip
diyorsunuz ki işte seçim gelin sandıkta hesaplaşalım. Biz buradan
iktidara sesleniyoruz, yüzde 10 seçim barajını kaldırın hemen.
Yarın gelin sandıkta hesaplaşalım. Biz sandıktan kaçan halk
değiliz. Yine söylüyoruz, ikinci aşama başarıya ulaşmazsa, üçüncü
aşama denen normalleşme sürecine geçiş ne yazık ki mümkün değil. Bu
sürecin sağlıklı ilerlemesi konusunda Kürt halkının lideri Sayın
Abdullah Öcalan’ın durumu da çok önemlidir. Eğer bu sürecin
sağlıklı ilerlemesini istiyorsak, barışa erişmesini istiyorsak,
gerçekten kalıcı olarak bu ülkede bir daha silahlar konuşmasın
istiyorsak, Sayın Öcalan’ın bu süreçteki rolünü herkes çok iyi
biliyor. Hükümetin de buna göre davranması, adım atması, derhal
Sayın Öcalan’ın kendisinin ifade ettiği gibi sağlık ekibinin
bağımsız sağlık ekibinin adaya gönderilmesi gerekiyor. Sayın
Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşturulmasını gündemine alması
gerekiyor.Çözüm süreci başarıya ulaşması konusunda Sayın Öcalan’ın
özgürlüğe kavuşması, Sayın Öcalan’la birlikte bütün siyasi
tutukluların özgürlüğüne kavuşması gündeme alınmalıdırlar’’
şeklinde konuştu.
Basın açıklaması 5 dakikalık oturma eyleminin ardından sona erdi.
Kalabalık olaysız şekilde dağıldı.
(İHA)