Tuncay Özkan: Kendi paramla rezil oldum

Ergekeno davasında 6 yıl sonra tahliye olan Tuncay Özkan, "Canımı malımı herşeyi verdim. Hiç beklentim olmadı. Kendi parasıyla rezil olmayı başarmış ender insanlardan biriyim" diyor.

DÜŞÜNCELERİMİN İNSARLARDAKİ ETKİ ALANI BU KADARMIŞ

Özkan'ın "Anlatıyorum, bağırıyorum, çağırıyorum, insanlar niye beni anlamıyorlar diye öfkeleniyor, hayal kırıklığına uğruyordum. Oysa anlaması gereken benmişim. Anlayışımın ya da duygu ve düşüncelerimin insanlardaki etki alanı bu kadarmış" şeklindeki sözleri bir hayli dikkat çekiciydi.

Polemik açıklamalarıyla gündeme oturan Gazeteci Tuncay Özkan, Ergenekon davasını, medya dünyasında yaşadıklarını, ailesini ve gelinen son durumu Habertürk gazetesinden Balçiçek İlter'e anlattı.

Senden niye vazgeçtiler peki? Örneğin Aydın Doğan?
Patronların siyasi ve sosyal ilişkileri bir süre sonra gazetecileri zorlar ve gazeteci o ilişkilere çok muhalifse yollar ayrılır, tercih yapmak zorunda kaldım...

Peki Karamehmet?
Oradan beni gönderen Tayyip Erdoğan, Richard Perle ve Wolfowitz. Savaşa karşıyım diye...

Nasıl bu kadar net konuşuyorsun?
Önce dönemin KVK patronu Murat Vargı uyardı beni, ardından CEO Ersin Pamuksüzer, yaşananları açıklığıyla anlattılar. Biliyorum.

Çukurova niye Doğan'dan farklı olsun ki? Yani hiç aklına gelmedi mi?
Karışmayacaklardı bana, gazetecilik yapılacaktı. Hep ilkleri gerçekleştirdim, sırf kadın yayın yönetmeni olsun diye Nurcan Akad'ı bile ben getirdim gazetenin başına. Aydın Doğan o sırada bana küsmüş olabilir ama barışmayı bilen bir insandır, duayendir.

Ve sonrasında kendi televizyonunu kurdun, patron katına yükseldin
Evet, çok zengin oldum ben 5 milyon küsür dolar aldım, vergiden sonra kalan. Işlettim onu. 13 milyon dolarla kurdum kanalı. İnanır mısın ayda masrafım 3 bin dolardı. Lüks nedir bilmem ben. Evim bile yok. Mülkiyet bozulmanın, çürümenin asıdır çünkü.

İyi de kanal almışsın... Nasıl bir ego bu?
Ego değil, Türkiye'nin sesi olmak.  Bugün yine para bulsam yine kanal kurarım. Birilerinin düşündüğü gibi akıllanmadım yani. İyiyle kötünün kavgasında iyi tarafta olmak zorundayım.

Zaten kanal reklamlar kesilene kadar iyiydi. Egemen Bağış ve Mehmet Ali Şahin kestirdi reklamları, o zaman dibe çöküş başladı. Suskun kalmak katılmaktır ben hiç susmadım. Sevdam Türkiye, aşkla bağlıyım. Canımı malımı herşeyi verdim. Hiç beklentim olmadı.Kendi parasıyla rezil olmayı başarmış ender insanlardan biriyim yahu Balçiçek!

Sonra mücadele ettiğini söylediğin zihniyete kanalı sattın?
Borçları ödemek için. Mecburdum. Yas satmak ya ölüm noktasıydı. Ama haklısın kendimi ve bu işi niye yaptığımı herkese iyi anlatamadım. Tek pişmanlığım beni eleştiren İsmet Berkan için yayında söylediklerim. İzledikçe utanıyorum. Keşke biraz daha sakin olsaydım.

Ne kadara sattın?
25 milyon dolar artı beş milyon dolar. Paramızı da vermedi Akın İpek, dava hala devam ediyor

Cumhuriyet Mitingleri fikri nereden çıktı? Yani bir gün otururken aklına mı geldi?
Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Şanar hanım ''Kadın hakları mitingi'' için kapımı çaldı, süreç oraya evrildi diyelim. Ama o mitinglerde Eruygur yok, asker yok, Kerinçsiz, Veli Küçük yok.

Nasıl yok? Oradalar
Kürsüde yoklar...Yoksa nasıl engellerim gelmelerini. Muzaffer Tekin, Veli küçük, tanımıyorum,elimi sıktılar diye aleyhimde kullanıldı çekilen fotoğraflar.  Rahatsız olmadım ki ben ellerini sıkarken herkes gelebilir mitinglere... Mevlana'ya çalıntı inek bağışlamışlar. O da kabul etmiş. İneği veren ''Hacıbektaş dergahından kabu etmediler'' deyince, ''Bir bir ummanın parçalarıyız, senin inek bizi kirletemez'' diye cevap vermiş. Sen röportajları hep sevdiklerinle mi yapıyorsun?

Cevabı biliyorsun
O dönem meslektaşları vebalı gibi kaçıyordu benden. AKP'nin 2007 zaferini medya patronları evlerinde kutladılar çünkü mitingler onları da rahatsız etti. İstemediğimz bir şey geliyor diye korktular çekindiler... Seçimden sonra rahat bir nefes aldılar. 27 nisan muhtırası Erdoğan'a değil mitinglere karşı yapıldı. O muhtıra iktidar yaptı Erdoğanı.. Bilerek ve isteyerek asker kötülük yaptı o dönemde. Durduk yerde niye demokrasiye müdahale ediyorsun?

Sen niye siyasete daha etkin girmedin peki?
Baykal milletvekilliği önerdi ama o mitinglerde kendi geleceğim için konuşmadığımı söylemiştim herkese, o yüzden istemedim.

Şimdi dönüp baktığında o süreç için ne düşünüyorsun?
Eski Tuncay'a bakıyorum. Olgunluk yok, sertlik var, öfke var. Adalet arayışı öfkesi...

Anlatıyorum, bağırıyorum, çağırıyorum, insanlar niye beni anlamıyorlar diye öfkeleniyor, hayal kırıklığına uğruyordum. Oysa anlaması gereken benmişim. Anlayışımın ya da duygu ve düşüncelerimin insanlardaki etki alanı bu kadarmış. Ben insanları bu kadar etkileyebildim. Az değil ama bu kadar.. İlk ya da doğruyu söylemek insanları sana inanmasını ve peşinden koşmasını getirmiyor. Ben bu kadarmışım!

Çok önemli bir ders bu..
Çok önemli, pahalı ve bedeli çok ağır bir ders inan bana... İçerdeyken uzaktan bakabildim. Herkesin yaşamı, kararları var. Onu değiştirmek ya da bizimkini dayatmak gibi bir misyonumuz yok, sadece anlatmak gibi bir görevim var. Tabii ki üzülüyorum olup bitenlere orası ayrı... Sadece şunu söylemek istiyorum, beni sevmeyebilirler ama yaptıklarıma saygı duymak zorundalar. Benden bir terörist yaratmaya kalktılar, işte o çok gücüme gidiyor. 6 yıldır üzerimden geçmeyen hakaret yok

Röportajın tamamı için tıklayın