Tuncay Güneyin gizli sırları
Abone olGüney'in, Veli Küçük'ün K.Irak'a silah götürürken yanımızdaydı dediği Ayşe Önal, Güney'e dair bilinmeyenleri anlattı!
Tuncay Güney'in ifadelerinde “K.Irak'a silah götürürken
yanımızdaydı” dediği gazeteci Ayşe Önal, Güney'in doğrulara senaryo
kattığını söyledi. Önal, Küçük'ün ise kendisini 19 arkadaşıyla
işten attırdığını ifade etti.
Tuncay Güney'in ifadelerinde söz ettiği ve “Kuzey Irak'a silah
götürürken yanımızdaydı” dediği Ayşe Önal, Güney için şunları
anlattı: “Tuncay'la Samanyolu Televizyonu'nda ana haber spikeri
olduğu 1994'ün Nisan ayında tanıştık. Başörtüsü konularında sıcak
mesajlar verdiğim için sıcak davranıyorlardı. Hatta bir seferinde,
Cengiz Çandar ve Nur Vergin'lerle birlikte bir iftara gittik. Bizi
Fethullah Gülen'le tanıştırdı. Sanıyorum 22 yaşlarındaydı. Bu kadar
genç ve deneyimsiz olmasına rağmen böylesine güçlü olması beni çok
şaşırtmıştı”
Tuncay'ı kutluyorum
“Tuncay doğruları, içine inanılmaz senaryolar ekleyerek anlatıyor.
Bunu neden yapıyor anlayamıyorum. Zavallı görünmesine rağmen güçlü
olması bana tuhaf gelmişti. Samanyolu'nun en güçlü adamıydı. 'Ayşe
abla sen beni küçümsüyorsun ama ben çok iyiyim' diyordu. Birileri
bununla silah kaçırıyorsa Tuncay'ı kutluyorum. Silah kaçırmışım,
'Cantürk'ü öldürmeyin' demişim. Çağırsınlar beni, Tuncay'ı alsınlar
karşıma, konuştursunlar.”
Veli Küçük'le tartıştık!
1994 Mayıs sonunda, Ercan Arıklı tarafından, Nokta'dan Sabah
Grubu'nun çıkaracağı Ateş dergisini hazırlamak için 20 kişilik
ekiple transfer edildiklerini anlatan Önal, “Derginin
hazırlıklarını yapıyorduk. Editör arkadaşlarımdan biriyle
Sapanca'ya gidiyorduk. Güney beni aradı ve Kocaeli'ye gittiğini
belirterek, 'Birlikte gidelim' dedi. Ben 'Ne kadar kalbin temiz
Tuncay, biz de Adapazarı'na gidiyorduk' dedim. Arabamla gidiyorduk.
Öğle vakti, İzmit'te bir yere uğrayacağını söyledi. Jandarma
kışlasının önünde durduk. 15 dakika sonra Tuncay geri geldi ve
'Abla Paşa seninle tanışmak istiyor' dedi. İçeri girdik. Tuncay,
'Paşam size Ayşe Önal'ı getirdim' dedi. O zaman Küçük'ü hiç kimse
tanımıyor. İçeride on dakika kadar oturduk. Küçük başladı, 'Şu, bu
Ermenidir, hem bizim bir istihbarat örgütümüz var' diyerek,
insanların aleyhinde atıp tutmaya. Benim en iyi arkadaşlarım
Ermeniler, adını verdiğiniz kişilere anlatacağım, hakkınızda dava
açacağım' dedim. Sinirlenerek oradan ayrıldık” dedi.
JİTEM'i ilk ben açıkladım
Daha sonra bu olayı anlattıkları Ercan Arıklı'nın kendisine, 'Bu
diyalogları yaz' dediğini ve Ateş Dergisi'nin 2 Temmuz 2004'da
çıkan ilk sayısının Editör köşesinde kaleme aldığını anlatan Önal,
bunun üzerine işten atıldıklarını anlattı: '3 Haziran 1994'te dergi
dağıtıldı. Güzel bir dergi olmuştu. Gece Ercan Arıklı beni çağırdı,
ekipten bazı arkadaşları toplayıp gittim. Ercan Bey ağlamak
üzereydi, çok üzgündü. 'Malesef seni ve arkadaşlarını kovmak
zorundayım. Dinç Bilgin de Zafer Mutlu da çok üzgün' dedi. 20
kişiyi o gece kapının önüne koydular. İlk kez Küçük ve JİTEM
adlarını zikreden gazeteciyim ben. Bu kadar insanın bundan zarar
göreceğini bilsem, bunu yapar mıyım. Arkadaşlarımın çoğu işsiz
kaldı.'
Irak'ta peşime takıldı!
Güney'in, “Ünal Erkan'la sınır geçişini ayarladı. Ergenekon Irak'ta
PKK'ya silah götürürken yanımızdaydı. Konteynerlerde silah olduğunu
öğrenince tartışıp geri döndü” iddiası için Önal şunları söyledi:
“Ben belki 200 kez K.Irak'a gittim. Talabani ile röportaj için
gidiyorduk. Kuyruklarda beklememek için Erkan yardımcı oluyordu.
Silopi'de Güney'e rastladık, kötü bir arabası vardı. 'Abla ben de
geliyorum' dedi. Ayrı arabalarda gittik. Ben silah milah görmedim.
Selahattin'e gittik, Tuncay bizi yaşlı bir Türkmenin evine götürdü.
Adam bize güzel sofra hazırladı. Tuncay'la Irak'taki irtibatımız
bundan ibaret.”
Yenişafak