Tunç Soyer'in babası Nurettin Soyer olayında Karamollaoğlu detayı
Abone olCHP'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday gösterilen Tunç Soyer’in babası, savcı Nurettin Soyer’in Milli Görüş davasında Necmettin Erbakan ile birlikte Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nu da yargıladığı ortaya çıktı.
Yeni Şafak'ta "Soyer onu da yargılamış" başlığıyla
yayımlanan haberde "CHP'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı
Tunç Soyer'in babası Nurettin Soyer'in, Türk demokrasi tarihinde
'kara leke' olarak yerini alan 12 Eylül 1980 askeri darbesinin
sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanan merhum Necmettin Erbakan ile
Milli Selamet Partili (MSP) 33 yönetici hakkında hazırladığı
iddianameye ulaşıldı" ifadesi kullanıldı.
"Soyer, 'okullara Kur'an dersi konulması' ve 'Abdülhamit
portresi'ni bile suç saymış. Karamollaoğlu ise şimdi babasıyla
gurur duyan Soyer'i destekliyor" yorumunda bulunulan ve Osman
Özgan'ın imzasını taşıyan haber, şöyle devam etti:
"20 Şubat 1981'de hazırlanan iddianamede şüphelilere, 'Laikliğe aykırı olarak, devletin sosyal, ekonomik, hukuki, siyasi temel nizamlarından birini dini inançlara uydurmak amacıyla cemiyet kurmak, sevk ve idare etmek, propaganda yapmak' suçlaması yöneltilirken; Soyer, Erbakan ve 33 arkadaşı için 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istiyor. 4 yıl hapse mahkum edilen Erbakan hakkındaki ceza Askeri Yargıtay tarafından bozulmuş, TCK'nın 163. maddesi de kaldırılmıştı.
‘1 NUMARALI ŞÜPHELİ' ERBAKAN
O dönem Milli Selamet Partisi Genel Başkanı olan merhum
başbakanlardan Erbakan'ın birinci sırada yer aldığı şüpheliler
arasında Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun yanı
sıra şu isimler bulunuyor: Recai Kutan, Şevket Kazan, Oğuzhan
Asıltürk, Osman Nuri Önügören, İsmail Müftüoğlu, Yasin Hatipoğlu,
Fehim Adak, Korkut Özal, İsmail Fehmi Cumalıoğlu, Süleyman Arif
Emre, Ahmet Remzi Hatip, Abdurrahim Bezci, Mazhar Gürgen
Bayatlı.
Karamollaoğlu Soyer'e destek çıkmıştı
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel
Karamollaoğlu, CHP'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan
adayı Tunç Soyer'e, 12 Eylül döneminin askeri savcısı olan
babası üzerinden yöneltilen eleştirilerin doğru olmadığını söylemiş
şu ifadeleri kullanmıştı: "Geçmişe giderek hayatta olmayan insanlar
üzerinden bugünkü insanları tenkit etmek, itham etmek çok büyük bir
hatadır. İnancımız gereği Peygamber efendimizin en yakın
arkadaşlarından bir kısmının babaları, dedeleri inkarcıydı. Ebu
Cehil meşhurdur; ama Ebu Cehil’in oğlu Müslüman oldu. ‘Senin baban
böyleydi’ diyebilir miyiz? Denmez. Bugün de geçmişe dönük ‘senin
baban bu hataları yapmıştı’ denmez. Bugün bir insanı, babasının
yapmış olduğu bir hatadan dolayı itham etmenin doğru olmadığı
kanaatindeyim. Herkes kendisi sorumludur yaptıklarından,
yapmadıklarından, hatalarından dolayı. Bu husus maalesef iktidar
partisi tarafından hep göz ardı ediliyor. Sırf siyasi bir rant elde
edebilmek için geçmişe atıf yapılıyor.”
MİLLİ NİZAM'A KADAR GİTMİŞ
İddianamede, Temel Karamollaoğlu'nun 11 Ekim 1980, Necmettin
Erbakan'ın 15 Ekim 1980, Recai Kutan ve Şevket Kazan'ın 17 Ekim
1980 tarihinde tutuklandığı bilgisi yer alırken, sıkıyönetim
savcısı Nurettin Soyer'in, Milli Nizam Partisi dönemine kadar
gittiği ve Erbakan'ın 17 Eylül 1970 yılında yaptığı konuşmasını
bile delil olarak iddianameye koyduğu ortaya çıktı.
ŞERİAT VURGULU İDDİANAME
Erbakan'ın, 'Elinde dini kitap okuyan alınıp hapse atılıyor.
Beraberce dua ettin diye inanan insanlara zulüm yapılıyor. Allah
dedin diye insanlar ağır ceza mahkemelerine sevk ediliyor'
şeklindeki konuşmalarını iddianameye koyan Soyer'in, 'üstü kapalı'
dediği beyanları bile suç sayması dikkat çekti. Soyer'in
iddianamedeki o değerlendirmesi şöyle: 'Üstü kapalı da olsa çeşitli
söz ve sloganlarla şeriat devletinin zihinlerde yer bulmasına çaba
harcanmıştır.'
MÜFTÜ NİKAHI İSTEMEK SUÇ
2018'de yapılan düzenlemeyle müftülere nikah kıyma yetkisi
verilirken, Erbakan'ın o dönem yaptığı konuşmalarda dile getirdiği
bu durumun da Soyer tarafından suç delili olarak iddianameye
konulduğu ortaya çıktı. Ayrıca Erbakan'ın 'Mekteplere Kur'an dersi
koyalım diyorum. Kim mani oluyor? Adalet Partisi, Halk Partisi…'
sözleri de yine suç delili olarak iddianameye girmiş. İsrail'in 23
Temmuz 1980'de Kudüs'ü ‘ebedi başkenti' olarak ilan etmesinin
ardından, Konya'da 6 Eylül 1980'de düzenlenen Kudüs'ü Kurtarma ve
Milli Gençlik Yürüyüş ve Mitingi bile suç sayılarak iddianamede yer
almış.