Tunç Soyer'den sığınmacı açıklaması: Flamingoların da başkanıyım dedim...
Abone olİZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer bir yerel yönetici, bir insan olarak sığınmacılara kayıtsız kalmayacağını söyledi. Soyer, "Ben 'flamingoların da başkanıyım' dedim. Flamingolara sahip çıkarken onlara sahip çıkmayacak mıyım? Burada yaşadıkları sürece onların hayatını iyileştirmek için her şeyi yapmaya devam edeceğim" dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Ankara’da bir
grup gazeteci ile bir araya geldi. Soyer, orman yangınları ve
seller, küresel iklim değişikliği, sığınmacılar gibi güncel
konularda değerlendirmelerde bulundu.
Gazete Duvar'dan Nergis Demirkaya'nın haberine göre iki yıl önce yaşanan yangın felaketinden büyük bir ders çıkardıklarını belirten Soyer, "Açtığımız kampanyada toplanan para uçak almaya yetmeyince 60 tanker alıp orman köylerine dağıttık. Son yaşanan yangınlardan ikisi tanker verdiğimiz köylüler tarafından söndürüldü. Şimdi su tankı, jenaratör, pompa ve yanmaz yangın hortumundan oluşan, maliyeti 17 bin lira olan kitler hazırlıyoruz" dedi.
Bunları yaklaşık 200 orman köyüne eylül ayı içinde dağıtacaklarını aktaran Soyer, "Yangına ilk anda müdahale çok önemli. Büyüdüğü anda tutmak mümkün değil. 30 kadar yangını en başta müdahale edebildiğimiz için durdurduk" diye konuştu.
'THK ile pazartesi görüşme yapılacak'
Soyer, orman yangınları sırasında Türk Hava Kurumu'nun (THK)
odağında bulunduğu tartışmalar için "Uçak olmaması kabul
edilecek bir şey değil. THK Başkanı davet etti, 11 büyükşehir
belediyesinden bürokrat arkadaşlar pazartesi günü bir heyet olarak
gidecek. Biz THK uçaklarının bakımı, tamiri, akaryakıtı, personel
istihdamını üstlenmek istiyoruz. Biz yapalım, THK kullansın,
kullandırsın. Tutumları pazartesi belli olacak. 'Hayır, biz
yaparız' diyebilirler. Buna da faydamız olursa ne
güzel" ifadesini kullandı.
'İklim Bakanlığı kurulmalı'
İklim krizinin entelektüel bir muhabbet konusu olmaktan çıktığını söyleyen Soyer, şöyle konuştu:
Saniyeler içinde Araç Değerini Öğren!arabam.com"Isısı 1 derece
artan yerküre artık hasta. Yangınlar seller, hortum, tsunami,
kuraklık… Bunların tamamı hastalığın semptomları. Pandemi de iklim
krizinin semptomlarından biri. Küresel iklim değişikliği, kuraklık,
su krizi nedeniyle göçler yaşanabilir. Suriye savaşının altını
eşelendiğinizde dahi kuraklık ve su savaşı görürsünüz. Bunlara
bütüncül bakılmazsa sonuç alıcı çözüm üretilemez.
İklim krizine karşı yeni bir siyaset diline ihtiyaç var. Aksi
takdirde hayat ıskalanacak, bedeller daha ağır olacak. Mesela bir
iklim bakanlığı kurulmak mecburiyetinde. Büyük bir belayla karşı
karşıyayız. DSÖ kitlesel ölümler olacağını söylüyor. Geçen hafta
Pakistan’da bir şehir 52 dereceyi gördü. Sibirya’da 1 milyon
hektarın üzerinde alan yandı. Türkiye ise hala 2015 BM Paris İklim
Anlaşması'nı imzalamadı. Bu kabul edilemez bir aymazlık."
'Tüm belediyeler iklim daire başkanlığı kurmalı'
Soyer, İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde toplum sağlığı, deprem-afet daire başkanlığı ve iklim değişikliği daire başkanlığı olmak üzere 3 yeni daire başkanlığı kurduklarını söyledi.
"Genel Başkan'a arz edeceğim. Tüm belediyelerimizin iklim
değişikliği daire başkanlığı kurması lazım. Bizim daire başkanlığı
çöplerin ayrıştırması, yenilenebilir enerji kaynaklarının uygun
mecralarda kullanılması, bunun farkındalığına dair eğitimlerin
verilmesi ile ilgili çalışma yapıyor" bilgisini veren
Soyer, "Sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde var ama bütün
büyükşehir belediyelerinin kurması lazım. Sadece yerel yönetimlere
de bırakılmamalı. O nedenle Genel Başkan'a da bakanlık kurulması
gerektiğine dair de bir öneride bulunacağım" açıklamasında
bulundu.
'Sığınmacı sorununu iktidar yarattı, bizim sorunumuz bunun kurbanlarıyla değil'
Soyer, sığınmacılarla ilgili süren tartışmaları da değerlendirdi. İzmir'de 148 bin Suriyelinin yaşadığını bildiren Soyer, "Kent Adaleti Şube Müdürlüğü kurduk. Amacımız İzmir’de yaşayan mültecilerin hayatını kolaylaştıracak çözümler üretmek. Baro ile yaptığımız anlaşmaya göre bir avukatın bulunduğu otobüs mahallelere gidiyor" dedi.
"Kadınlar, mülteciler, dezavantajlı kim varsa onlara adalet
arayışında destek olmaya çalışıyoruz. Çocuklara Türkçe öğretmeye
çalışıyoruz. Sığınmacılar konusunda açık kapı politikası yanlıştı.
Bunu iktidar üretti. Ancak bu yanlış uluslararası düzeyde çözülecek
bir meseledir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun çok güzel bir tweeti vardı,
'Bizim sorunumuz bu sorunu yaratanlarla, bu sorunun kurbanlarıyla
değil' diyor. Tüm kalbimle katılıyorum" ifadesini kullanan
Soyer, devamında şunları kaydetti:
'Konforlarını sağlamak için her şeyi yapmaya devam edeceğim'
"Benim bu konuya bir yerel yönetici, bir insan olarak kayıtsız
kalmam, seyirci kalmam mümkün değil. Oturduğum koltukta çözüm
üretmek zorundayım. Günü gelir memleketlerine güle güle gitsinler.
Ama burada kaldıkları sürece, ne zaman gidecekler, nasıl
gönderirim, suyunu iki misline çıkarayım gibi bir şey yapmam. Ben
İzmir’de yaşayan herkese, sadece onlara da değil… Ben
'flamingoların da başkanıyım' dedim. Flamingolara sahip çıkarken
onlara sahip çıkmayacak mıyım! Burada yaşadıkları sürece onların
hayatını iyileştirmek için, konforlarını sağlamak için her şeyi
yapmaya devam edeceğim.
Şimdi başka bir tehdit var. Afgan göçü ile yüz yüzeyiz. Afganlarla Suriyeliler farklı. Taliban ciddi güç kazanıyor. Onun güç kazandığı şehirlerden insanlar kaçıyor. Eskiden sadece ekonomik nedenlerle kaçan Afganlar şimdi siyasi nedenlerle de kaçıyorlar. Eskiden transit geçiş için kullandıkları Türkiye şimdi hedef noktası. Suriyeliler çocuklarıyla kaçıp geldi. Biz kapılarımızı açtık onlara. Bunu yanlış bulsam da bu benim için mücadele edilmesi gereken bir sorun."