Terör Devleti İsrail, dünyanın gözü önünde güya “güvenli bölge”
ilan edilen Refah Birleşmiş Milletler çadır kampını zerre tereddüt
etmeden bombalayabiliyor.
Çocuklar, kadınlar, erkekler, yaşlılar ve tüm insanlar alçakça
katlediliyor.
Dünya insanlığı ve dünyadaki Müslümanlar sadece izliyor!
Uluslararası hukuk insan hakları gibi “içi boş” kavramlar
tarihin hiçbir döneminde bu denli iğfal edilmemişti.
Bu soykırıma dur diyemeyen başta BM gibi kurumların meşruiyeti
de
varlığı da tartışmalıdır.
Bu pervasız katliama karşı, kınamaktan ve tweet atmaktan başka
bir şey yapamayan Müslüman Devletlerin varlığı da gereksizdir.
Tweet atıp beş dakikalığına, vazifemizi yaptık duygusuyla
vicdanımızı teskin edip hayatlarımıza kaldığı yerden devam
ediyoruz!
Bu zalimlere, bu zulme dur diyebilecek imkanlarla teçhiz edilene
kadar, bizim için gözyaşı dökmek beyhudedir. Rabbim bize merhamet
etsin, bizi affetsin.
Tek bir çocuğun ahının ölüm kusan bu zalimleri yok edeceği
günler yakındır.
AYŞE ATEŞ’E KORUMA TAHSİS EDİLDİ
Sinan Ateş’in acılı eşi, Bengisu ve Banuçiçek’’in biricik annesi
Ayşe Ateş Fatih Altaylı’nın YouTube kanalında eşine yapılan
cinayeti anlatırken bütün bu yaşananlardan korkmuyor musunuz?
Sorusuna
Çok korkuyorum diyerek endişesini dile getirmişti.
Geçen hafta iki yakın silahlı koruma tahsis edildi. Bürokratik
işlemleri beklemeden hızlı bir şekilde gönderildi. Ankara Valisi,
bizzat ilgilendi.
Sinan Ateş cinayetinin tetikçileri Ayşe Ateş’e namlu
doğrultmaktan çekinir mi?
Bu suikastten sonra hiçbir şekilde Ayşe Ateş ve Sinan Ateş’in
kızlarına sahip çıkılmaması,
MHP’den cenazeye gidilmeyecek başsağlığı dilenmeyecek
ültimatomunun verilmesi,
MHP içinden başsağlığı dileyenlerin partiden istifa etmesi,
Cinayet sonrası delillerin karartılması,
Telefonların yok edilmesi, sıfırlanması,
Ortada bir azmettiricinin olması,
Büyük bir siyasi elin şüphelileri koruması,
Siyasi olan bu suikastin tüm siyasi uzantılarına ulaşılma ki MHP
içinde adı geçen şüpheliler aklansın ya da hak edenler gereken
cezayı alsın.
Ayşe Ateş’in hiç kimsenin kurumsal kimliğiyle işi olmadığını,
tek derdinin eşinin katillerini aramak ve bulmak olduğunu
biliyoruz.
Bu katillerin ellerinden tutanlar şimdide yargıçların bileğini
tutuyor.
Ülkücü geleneğin dokularına aykırı bu tutumlar. Fakat
persilvanya geleneğinin ta kendisi.