Vedat Milor, Twitter hesabından, "Sizlere bir uzmanlık sorusu. Türkiye’de üretilen baharatlardan sizce hangileri dünya ölçeğinde üst düzey kaliteye sahip?" sorusunu sordu.Milor, daha sonra, "Herkese teşekkürler cevapları için. Eğer yanlış görmediysem henüz yorum yapan bir üretici olmadı" paylaşımında bulundu.Milor'un paylaşımının ardından gazeteci Ünsal Ünlü'den hiç beklemediği bir tepki geldi. "Millet canıyla boğuşuyor" diyen Ünlü "Aç karnını nasıl doyuracağını, evladını nasıl besleyeceğini düşünüyor, adam baharat derdinde. Tükürürüm senin politik doğruculuğuna!" ifadelerini kullandı.Ünlü, takipçilerinin eleştirileri üzerine, "Ne alaka? Adamın işi bu" yazmış bir sürü insan. Halkın yarısı açken, insanlar yarından ümitsiz, çocuğuna gelecek ararken kimin farklı bir işi olabilir? Taranacaklara mani olmayayım ben" açıklamasında bulundu.Ünlü'nün tepkileri üzerine Milor, "Ne yazdın da böyle bir tepki geldi diye merak edenler olabilir. Öyle anlık aklıma gelen baharatla ilgili basit bir soruyu yöneltmiştim. Bence tivitte geçen tüm baharattan özür dilenmesi gerekiyor" dedi.MilOr daha sonra şu tweetleri paylaştı: ‘İnsan’ olan her yerde politika var. Olmalıdır da. O yüzden ‘siz politika yapmayın’ diyenleri anlamakta hep güçlük çektim. Bir de herkesin politik eleştiriyi aynı biçimde, aynı sıklıkta ve aynı şiddette yapmasını isteyenler var. Bu doğru bir yaklaşım değil. Çünkü: Bir noktada o kişiyi tatmin eden tek ölçüt kendisi oluyor. İnsan egosunun esiri haline geliyor. Bu da tabloyu tam görmeyi engelliyor. Örneğin bana yöneltilen suçlamalardan birini ele alalım. Olan bitene karşı kayıtsız, gamsız olduğum iddia edilir.Kusura bakmasınlar ama ben buna katılmıyorum. Bunun bizde politik eleştirinin hep tek bir formda ifade edilmesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Olan biteni ağır ve şiddetli bir üslupla eleştirmeyince bu kayıtsız kalma olarak görülüyor.Halbuki politika öyle bir şeydir ki, toplum, kültür, ekonomi gibi unsurlarla birbirlerini karşılıklı inşa ederler. Politika her yerdir. Sokaktaki iki insanın etkileşiminde; restorandaki işletmecinin size yaklaşımında; çiftçinin yaşadığı sorunlarda; hayvancılık yapamayanlarda…Bunların hepsinde aslında politik dediğimiz şeyin küçük yansımalarını, izdüşümlerini görürüz. Köşe yazılarımı takip edenler, hemen her yazının belli bir sorun, belli bir tema etrafında şekillendiğini hatırlayacaklardır.Bazı yazılar da görünenin ardına geçerek temel sorunlarımızın kırıntılarını arama gayesi taşır. O da mı tatmin etmedi? Twitter’da takip edenler herkes gibi beni de üzen ve sinirlendiren hususlara hiciv yoluyla dikkat çekmeye çalıştığımı bilirler.O da tatmin etmediyse, Hesap Lütfen! ve Devleti Geri Getirmek adlı kitaplarımda yazanlar? Göz atma imkanı olmadıysa lütfen Hesap Lütfen!’deki tartışmalara ve özellikle Devleti Geri Getirmek’teki yeni önsözüme bir göz atın.Tüm bunları hesap vermek veya kendimi ispatlamak için yazdığım düşünülmesin lütfen. Tıpkı gündelik hayatımızda binlerce beyhude şey yapmamız gibi bu mecrada da canımızın istediği gibi davranabilmeliyiz. Amacım sık denk geldiğim bu konuya dair fikirlerimi yazıya dökmek.