Tuğçe Kazaz'dan Savcı Kiraz bombaları!
Abone olİlginç çıkışlarıyla dikkat çeken ünlü manken Tuğçe Kazaz muhalefet liderlerine saydırdı...
Açıklamalarıyla tartışma yaratan ünlü manken ve oyuncu Tuğçe Kazaz'ın hedefinde bu kez CHP, MHP ve HDP'nin genel başkanlırı vardı. Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın cenazesini hatırlatan Kazaz, "Kılıçdaroğlu, Demirtaş ve Bahçeli’nin yerinde olsam ya onurumdan siyaseti bırakır ya da kendimde halkın içerisine çıkacak yüzü bulamazdım” dedi.
İHA'ya konuşan Tuğçe Kazaz, yaşanan olaylara bütünsel resme bakarak, öngörüleri kullanarak, gelecek olan tehlikeye karşı uyanık olarak bakmak gerektiğini vurgulayarak şöyle konuştu:
“Önce Kartal’daki AK Parti İlçe Başkanlığı binasına saldırı, sonra aynı gün elektriklerin kesilmesi ile birlikte ‘adalet’le Berkin Elvan olayını aydınlatmak için uğraşan savcı ve iki çocuk babası Mehmet Selim Kiraz vakası. Her şeyden önce bir insanımızın DHKP-C’li teröristler tarafından infaz edilmesi. Hem de Berkin Elvan’ın babasının teröristlerle yaptığı konuşmada ısrarla ve üzerine basa basa ‘Biz intikam istemiyoruz, adalet istiyoruz. Benim çocuğumu, benden daha çok düşünemezsiniz. Savcıyı serbest bırakın’ demesine rağmen olayı aydınlatacak olan savcımızın katledilmesi.
Sonrasında Vatan Caddesi’ndeki Emniyet Müdürlüğü’ne, üstelik sivillerin de bulunduğu bir ortamda polisimize yapılan saldırı. Hemen akabinde içerisinde birçok ülkeden yabancı futbolcuların da bulunduğu, futbol ligimizin 4 büyük takımlarından bir tanesi olan Fenerbahçe otobüsüne saldırı. Zamanında sağ-sol, Kürt-Türk, Alevi-Sünni sorunları yaratarak emellerine tam manasıyla ulaşamayan ve irademizi ele geçirmek isteyen dış mihraklar ve maalesef resmin bütününe de doğru baktığımızda onlarla işbirliği yapmak için can atan irademizin satıcılarının da desteğini alarak, bu aralar çatışmanın ve kaosun farklı yüzü olarak yaptıkları eylemlerle DHKP-C’yi kullanıp, Kürt sorunu geriye döndürüp barış sürecini ve Türkiye’de oluşturulmaya çalışılan huzur ortamını sekteye uğratmak adına ellerinden geleni ardına koymamaktadırlar.
Amaç bununla barış sürecini sekteye uğratıp, Alevi kartını kullanarak Türkiye’yi bir bilinmezliğe sürüklemekle beraber tek parti dönemini kapatıp, AK Parti’yi egale ederek ülkeyi kaos ortamına sürüklemektir. Bunun içinde ikinci Gezi Parkı için tüm argümanları eylemlere dönüştürerek olanca hızlarıyla çatışma ortamını körüklemektedirler” şeklinde konuştu.
“BEN ONURUMDAN SİYASETİ BIRAKIRDIM”
Bu noktada en büyük ve en güçlü olarak gerçekleri gören bir birlik ruhu içerisinde birleşmiş olmanın gerektiğini belirten Kazaz, olaylara Sarıkamış’ta, Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda destanlar yazarak Allah’ın şehadet mertebesine ulaşmış şehitlerin ruhunun hatırına millet olarak doğru bir noktadan bakılması gerektiğini ifade ederek, “Her ne sebeple olursa olsun, Savcı Mehmet Selim Kirazın cenazesine katılmayan Kılıçdaroğlu, Demirtaş ve Bahçeli’nin yerinde olsam ya onurumdan siyaseti bırakır ya da kendimde halkın içerisine çıkacak yüzü bulamazdım” dedi.
“İKİNCİ GEZİ PARKI HORTLATILMAYA ÇALIŞILIYOR”
Türkiye’de yaşanan sürecin ikinci Gezi Parkı eyleminin hortlatılmaya çalışıldığı bir süreç olduğunu kaydeden Tuğçe Kazaz şunları söyledi: “Bu seferki ise Almanya, Fransa ve İngiltere’de yıllardır ısıtılmaya çalışılan ve bugünler için hazırlanan yapay Alevi sorununun hortlatılmaya çalışılmasıdır. Ve yapay Alevi sorunu ile beraber ikinci Gezi Parkı eylemlerini hayata geçirmeye çalışmasıdır. İşte bu yüzden önümüzdeki seçimler bir parti seçimi değildir. Çünkü önümüzdeki seçimlerin sadece Türkiye değil, bölgemizde kronik hale gelmiş sorunların çözümünde etkin rol oynayacağı için birçok unsur harekete geçirilmeye çalışılacak, toplumsal kargaşa yaratılıp, ülke tıpkı Gezi Parkı eylemlerinde olduğu gibi kaos ortamına sürüklenmeye çalışılacaktır.”
“ALLAH’IN İZNİ İLE ‘DUR’ DİYECEĞİZ”
Nifak tohumlarını bilinçli bir proje ile ekmek isteyenlere karşı millet olarak İslamiyet çatısı altında aynı topraklarda Türk, Kürt, Alevi, Sünni, sağ sol, kardeşçe yaşayabilecek bir inanca sahip olunduğunu söyleyen Kazaz, şöyle devam etti: “İslamiyet’te her inanca saygı duyulduğu gibi Alevi dedelerimizden başlayarak tüm Alevi kardeşlerimize de saygı duyulmakta ve sevgi beslenmektedir. Biz birbirimizden ayrı olmamakla beraber bir bütünün parçalarıyız, tıpkı gökkuşağının renkleri gibiyiz. İşte bu yüzden her ne kadar batıl olan güçler, batıl sorunlar yaratmaya çalışsa da hakkın tarafı olan bizler, gerçek olanın arkasında durmak ve tüm gücümüzle devletimizin ve milletimizin bekası için hep birlikte tüm bu oyunları millet olarak bozacak ve Allah’ın izni ile ‘dur’ diyeceğiz.”