TÜBİTAK tasarısına TÜBİTAK'tan tepki

Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkan Vekili Prof. Dr. Tuğrul Tankut, TBMM'ye sunulan TÜBİTAK Yasa Tasarısı'nın kurumu siyasal etki altına almayı amaçladığını söyledi. Prof. Dr. Tankut, TBMM'de bugün ele alınması beklenen tasarıyla ilgili olarak TBMM Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Tayyar Altıkulaç ile görüşerek, tasarıya ilişkin görüşlerini iletti. Prof. Dr. Tankut, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, tasarının ''Boş bulunan Bilim Kurulu üyeliklerine bir defaya mahsus olmak üzere Başbakan tarafından atama yapılmasını'' ve ''Başkanın bir defaya mahsus olmak üzere Başbakan'ın teklifi üzerine Cumhurbaşkanı tarafından atanmasını'' öngördüğünü anımsattı. Tasarıdaki ''gerekçe''nin geçersiz olduğunu savunan Prof. Dr. Tankut, gerekçede Başkan ve 6 bilim kurulu üyeliğinin boşalması nedeniyle Başkan ile birlikte 13 kişiden oluşan Bilim Kurulu'nun toplantı ve karar yeter sayısına ulaşma olanağının kalmadığının ifade edildiğini, bu nedenle başkan ve Bilim Kurulu üyeliğine seçimin de yapılamayacağının dile getirildiğini kaydetti. TÜBİTAK yönetimi ve Bilim Kurulu'nun işleyişinde bir tıkanıklığın söz konusu olmadığını dile getiren Prof. Dr. Tankut, ''Halen Başkan Vekilinin başkanlığında toplanan Bilim Kurulu, toplantı ve karar yeter sayısına ve karar alıp uygulama yeteneğine sahiptir. 6 üye ve Başkan Vekili ile birlikte 7 kişiyle Bilim Kurulu toplanıyor ve çoğunluk sağlanıyor. Hukuk ilkelerine dayalı olan ve bu uygulama 4 aydır Başbakanlık tarafından da benimsenmiştir. Bugüne kadar Başkan Vekili imzasıyla yapılan bütün yazışmalar Başbakanlık'ta işlem görmüş ve yanıtlanmıştır'' diye konuştu. Tasarı'nın TÜBİTAK'ı siyasal etki altına almayı amaçladığını savunan Prof. Dr. Tankut, tasarının kurumun özerklik ilkesine de aykırı bir uygulama getirdiğini, uygulamanın ''bir defaya mahsus'' yapılması öngörülse de gerekli çoğunluk sağlanacağı için yönetimin kalıcı siyasal etki altına gireceğini dile getirdi. Prof. Dr. Tankut, tasarının halen yürürlükteki yasayı koruduğunu ancak ''seçilmiş'' kişiler yerine ''atanmışların'' getirilmesini öngördüğünü, atanmışların belirleyeceği çalışma yöntemleriyle çalışacak yeni TÜBİTAK'ta özerkliğin atanmışlar lehine devam edeceğini belirtti.