Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
“Türkiye’de tsunami olur mu?” Hep olmaz diyorduk, bilim adamları da beklenen Büyük Marmara Depremi’nde Japonya ve Endonezya’daki kadar olmasa da küçük çaplı tsunami yaşanabileceğini söylüyorlardı. Ama 2 gün önce İzmir depreminde belki son yüz yılların ilk tsunami felaketiyle karşılaştık. Seferihisar’ın Sığacık kasabası deniz suyunun altında kaldı.
Görüntülere baktığınızda 2 katlı evlerin birinci katının sular altında kaldığını, daracık sokaklarından sel gibi deniz suyunun aktığını görünce hayretler içinde kaldık. Hatta engelli yaşlı bir teyzemizi de tsunamide kaybettik.
Kış aylarında 4 bini zor bulan ve maddi hasarın çok büyük olduğu sahil kasabasında devlet şimdi esnafın ve selden etkilenen vatandaşların yaralarını sarmaya çalışıyor.
****** ****** *****
Sığacık’ı biliyorum. Ülkemizin turistik bölgesinde nasıl dokunulmadan kalabildiyse, kalmış tarihi ve doğal güzellikleriyle ender bakir, şirin mi şirin küçük bir sahil kasabası. Kasaba dediğime bakmayın büyükşehir statüsünde Seferihisar’ın mahallesi olarak geçiyor.
İzmir’e 55-60 km uzaklıkta. 5 yıl kadar önce hafta sonu buranın methini duyduğumuz için gitmiştim.
***** ****** *****
Seferihisar ve çevresi Dünya Cittasloww ağında yani sakin şehir ağları içinde. Yazık oldu, deprem ve tsunami o güzelliği ve sakinliği bozdu. Umarım en kısa sürede yaralar sarılır da o eski güzelliğine ve sakinliğine yeniden kavuşur.
Sığacık Köyü’nün tarihi de bölgenin tarihi gibi antik dönemlere uzanıyor. Kasabanın merkezinden yarım saatlik yürüyüş mesafesinde tepede dünya literatüründe yer alan Teos Antik Kenti’nin kalıntılarından bu bölgenin 3 bin yıl öncesine uzandığını ve Kuzey İon İmparatorluğu’nun başkenti olduğu biliniyor.
Tarihi derinliğinin dışında bana göre günümüzde Sığacık ‘ı önemli kılan iki özelliği var.
Birincisi, kadınlar pazarı. Selçuklular döneminde Cenevizlilerin ve korsanların saldırılarına karşı yapılmış Sığacık Kalesi. Osmanlılar döneminde Piri Reis tarafından onarılmış. Cumhuriyet döneminde de yeniden restore edilen kalenin içi eski yerleşim yeri.
Gittiğimde ben hayran kalmıştım. Evler eski tarihi statüde olduğu için SİT kapsamında ahşap ve hepsi İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin AB kredileriyle aslına uygun restore edilerek yaşam alanı haline Ortada eskiden köy meydanı diye tabir edilen orta halli bir alan var. Parke taşlarla kaplanmış sokak ve bu meydanda her pazar günü üretici pazarı adı altında yiyecek ve gıda pazarı kuruluyor.
Kasabanın nüfusu 4 bin ise o gün inanın bana 4-5 katına çıkıyor. Sanırsınız bütün İzmir oraya akmış. Sadece yerli değil, yabancı turistleri de pazarda alış-veriş yaparken görürsünüz. Hatta Ege’nin öbür yakasından bile müdavimleri var.
Çünkü, burada her köyden gelen tezgah açıp doğal ürün adı altında meyve-sebze ya da farklı bir gıda satışı yapamıyor. Bir kere Sığacıklı olmak ve kooperatife üye olmak lazım. Burada o dar sokaklardaki ahşap evlerinin önünde tezgah açan kadınların hepsi beyaz önlüklü ve boyunlarında isimleri yazılı kartları var.
Kapılarının önünde açtıkları tezgahlardaki ürünler de tamamen kendi el emekleriyle mutfaklarında yaptıkları yemekler, zeytinyağlılar, börekler, çörekler, bazlama ve gözlemeler, kavurmalar, otlu yemekler, baklavalar ile el ürünü oya ve örgü işlerinden oluşuyor. Zaten pazarı da cazip kılan bu ürünler. Tamamen el emeği, doğal ve katkısız olmaları. Kale içinde kurulan bu Pazar o gün Sığacık’ın tüm esnafına küçük büyük demeden katkısının büyük olduğunu söylemeliyim. Hem kalenin içi hem de dışındaki sokak ve caddelerde yere iğne atsan düşmüyor misali…
İçerideki en ucra köşesinde bile çay bahçesinde oturmaya yer yok. Fırınlar çift vardiya çalışıyorlar, çevredeki tüm butik oteller de rezervasyonlar 2 ay öncesinden yapılıyor.
Bu sistemi orada görünce çok etkilenmiş ve geldiğimde de Bursa'da Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’a anlatmıştım. Çünkü Başkan Dündar’ın bu yönde çalışmaları var. En son Çarşamba semtinde Çiftçi Pazarı adı altında üreticinin doğrudan satış yaptığı bir pazar kurmuştu.
Sığacık’ın 2. özelliği ise, sahil şeridinin mavi bayraklı plajlara sahip olması. Yani Türkiye’nin hiçbir bölgesinde bu kadar temiz sahil şeridi bulamazsınız.
İşte bu 2 özelliği ile her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlayan bu sakin kıyı kasabasını, dedim ya belki de son birkaç yüz yıllık tarihimizde eşine ilk defa rastlanılan tsunami vurdu.
Sığacık’ın kadınlar pazarı olarak bilinen o daracık sokakları şimdi deniz suyunun altında kaldı. Birinci katlar tamamen su altında. Sel suları gibi aktığını görünce insanın içi hakikaten cız ediyor.Tek tesellimiz koruma statüsünde olduğu için bu kasabaya imar rantının giremediği için çok katlı binaların olmaması. Yoksa İzmir Bayraklı ve Bornova'daki gibi bina yıkımlarıyla karşılaşılabilirdi.