TSK o belgeyi kesinlikle reddetti!
Abone olGenelkurmay ikinci kez Başbuğ imzalı belgeyi reddetti. Ve Balyoz soruşturmasıyla ilgili bilgi verdi.
Genelkurmay’ın hafta içi yaptığı yalanlamadan sonra Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Aslan Güner de Balyoz’la ilgili İlker Başbuğ imzalı belgeyi yalanladı. Org. Güner, Mareşal Fevzi Çakmak için düzenlenen törende gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Org. Güner, şöyle konuştu: "Plan seminerleri sık sık yapılır ve raporlar 5 yıl sonra imha edilir. O rapor da 5 yıl sonra normal tutanakla imha edilmiş. Kurmay Başkanı’nın, İlker Paşa’nın imzası olan ayrı bir belge yok. Olay çıktığı zaman baktığımız, Genelkurmay Karargahı, Kuvvet Karargahı gibi yerlerde buna işaret eden herhangi bir şey yok"
* KÖŞK’TE ÜÇLÜ ZİRVE: Zirvede neler konuşuldu, konuşulanlar ne kadar paylaşıldı ya da paylaşılanların ne kadarını ben açıklayabilirim, bu ayrı bir konu. Ama bir gazetemizde çıkan haber, onun üzerine yapılan açıklama, onda tereddüt varsa onun altını bir kere daha şöyle çizelim. Haber, o malum seminer, 5-7 Mart 2003’te yapılan seminerden sonra, semineri müteakip, öncesiyle ilgili değil, sonrasında bir yazılı, belge, inceleme, değerlendirme dokümanı hazırlandığı, o zamanın Kara Kuvvetleri Karargahı’nda, bazı hususların belirtildiği ve altında da o zamanın kurmay başkanı şimdiki komutanımızın imzası olduğu şeklinde. Kesinlikle öyle bir belgenin olmadığı, Komutan’ın öyle bir belge imzalamadığı konusundaydı açıklama. Kesinlikle seminerden sonra, o yazılanları içeren bir belgenin hazırlanması diye bir şey söz konusu değil. Köşk’te eğer bir değerlendirme yapıldıysa o bugün yapılan bir değerlendirmedir. Çünkü, o zirve ne zamansa o gün itibarıyla yapılan bir değerlendirmedir.
* PLAN SEMİNERLERİ: Plan seminerleri sık yapılır. O yıl 1. Ordu dışında 2. ve 3. Ordu da seminer yaptı. Bu seminerlere Genelkurmay Karargahı’ndan ve Kara Kuvvetleri’nden gözlemciler gitti. Ancak gözlemciler birtakım sonuçlara ilişkin raporları beş yıl geçince imha ediliyor. Diyor ki, ’görüştük, ettik’, ’Bu planı benim daha iyi uygulayabilmem için ya da düşman yeni şu silahları aldığı için ben de şu silahlara ihtiyaç duyuyorum’ diye teklifleriyle beraber gönderebildiği raporlar oluyor. Ama bu raporlar, dediğimiz o nedenle, yani arşiv kategorisi A, B, C tipi evrak nedeniyle imha edilmiş ama kişiler duruyor. O seminere katılmış olan kişiler, görevde olanı var, emekli olanı var. Bunların isimleri hep listede belli. Şu anda soruşturmayı yürüten savcılarımızda bunlar var. Görüşlerine elbette başvuruluyor ya da başvurulacak, ne görüp ettikleri bilinecek. Kağıt olarak bu sonuç raporları yok, imhalı. Halbuki haber, bunların dışında bir değerlendirme belgesinden söz ediyor. Şimdi tartıştığımız belge. Sonuç raporlarını söylemiyor. Çünkü sonuç raporunda kuvvet kurmay başkanının imzası olmaz, gidenin imzası olur. O da açık olduğu için söylüyorum, ismi de çıktı gazetelerde, oradan bir generalimiz gitmiş kuvvetten. Dönüşte o bir rapor vermiş. Ama o rapor beş sene sonra normal tutanakla imha edilmiş. Kurmay Başkanının, İlker Paşa’nın imzası olan ayrı bir belge haberde var. Öyle birşey yok.
* KOZMİK ODA: Emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın kozmik odaya girilerek belge alındığı yönündeki iddialarının hatırlatılması üzerine Orgeneral Güner, ” Şu andaki, bu olay çıktığı zaman baktığımız, Genelkurmay Karargahı, Kuvvet Karargahı gibi yerlerde buna işaret eden herhangi bir şey yok “ dedi.
* AYRI SORUŞTURMASI YOK: 1 Ordu Askeri Savcılığı’nın soruşturması devam ediyor. O bir şey, bir bulgu elde eder, sonra ona işlem yapar ve bizlerle paylaşırsa biz de memnuniyetle sizlerle paylaşırız. Ama şu anda buna işaret eden herhangi bir şey yok. Savcının soruşturması kapalı bize, 1. Ordu Askeri Savcısı halen bunları soruşturuyor. Onun bir tespiti varsa biz onu bilmiyoruz. Kara Kara Kuvvetleri’nin hala ayrı bir soruşturması varmış gibi bir algıyı burada bitirmek lazım. Çünkü artık iş 1. Ordu Askeri Savcısına devredildi ve askeri savcımız halen soruşturmayı sürdürüyor. Haklı olarak, haberci olarak, kamuoyu olarak bir an evvel askeri savcımız bitirse bir şey söylese diye beklenti olabilir ama askeri savcı tamamen bağımsız, hiçbir şekilde müdahale söz konusu değil. Nelere bakar, neyi bitirir, ne zaman açıklar onu bilmiyoruz. Çünkü olay, büyüdü, etti, biliyorsunuz, belli sıkıntılar var ama daha sonra bunun yargı eliyle yapılmasının uygun olacağına karar verildi. Savcıya yetki verildikten sonra ne yaptığı, ne ettiği, nasıl yürüttüğü, kimleri sorguladığı, kimleri dinlediği hiç bizim konumuz olmuyor. 1. Ordu Savcımız şu anda devam ediyor. Bittiğine dair bize herhangi bir bilgi gelmedi. Dolayısıyla şu anda bir şey söyleyemiyoruz.
* İSTANBUL MERKEZ KOMUTANI ARADI: Bir gazetecinin ”Balyoz Planı“ iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında ”3. dalga“ olarak ifade edilen pek çok gözaltı gerçekleştiğini ve bu konuda Genelkurmay Başkanlığı’nın girişimleri veya irtibatı olduğu yönünde medyada haberler yer aldığını belirtmesi üzerine Org. Güner, konunun kendilerine İstanbul Merkez Komutanlığı üzerinden intikal ettiğini söyledi. Güner, şöyle dedi: ”Askerin girdiği tek nokta, İstanbul Merkez Komutanı’nın daha önce başsavcılık tarafından yayımlanmış ve dağıtım adresinde olduğu için İstanbul Merkez Komutanlığı’na da gelmiş olan genelgesi ile ilgili. O genelgede başsavcımız, savcılara bazı şeyler koymuş, kaideler koymuş. Bu kadar kapsamlı bir yazı alınca bu soruşturmayı yürüten savcılardan İstanbul Merkez Komutanımız, Başsavcımızı arayarak, -yeni dalga dediniz, onun için söylüyorum- bu yeni dalgadan haberi olup olmadığını soruyor. O da olmadığını söylüyor. ’Normalde olması lazım, yayınladığınız yazıya göre. Burada yok. Acaba bilginiz var mı?’ diye soruyor. Ondan sonra başka temas var mı? Şunu size izah etmiş olayım. Nasıl emeklilerimiz ve sivil personel için savcılarımızın talimatlarını kolluk kuvveti gibi polis teşkilatımız yerine getiriyorsa askeri personel için de benzer görevi merkez komutanlıklarımız yapıyor. Dolayısıyla savcılarımız görevde olan asker kişilerle ilgili bir işlem varsa bunun talimatını merkez komutanlıklarına yazıyorlar. O gün de İstanbul Merkez Komutanlığına gönderildi. O da tabii bize bilgi verdi. Teknik konularda bir yığın konuşma.
POLEMİK HOŞ DEĞİL: Güner, Hilmi Özkök ile Çetin Doğan arasındaki polemik ile ilgili olarak da, “Çok değerli eski komutanlarımızın ne dediği, ettiği tamamen kendi takdirleri ama, soruyorsanız, ’Nasıl görüyorsunuz?’ diye, yani çok hoş bir şey olduğunu da söylemek mümkün değil” dedi.