TSK dine nasıl bakıyor?
Abone olOrgeneral Başbuğ'dan samimi açıklamalar. Türk ordusu dine karşı mı? Başbuğ; "Ordu, peygamber ocağıdır ve..."
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, laiklikten TSK'nin
dine bakışına demokrasiden terörle mücadele kadar bir çok konuda
önemli açıklamalar yaptı.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, İstanbul'da Harp
Akademileri Komutanlığı Atatürk Harp Oyunu ve Kültür Merkezi'nde
''Yıllık Değerlendirme Konuşması'' yaptı.
TSK'NIN DİNE BAKIŞI
Lakilik karşıtı eylemlerde demokrasi ve yasalar çerçevesinde, daha
etkin cevap verebilmek için bu olayların sosyal, ekonomik ve
kültürel boyutlarının ne olduğunun analiz edilmesi gerekmektedir.
Gerçek mütedeyyin kişilerle kimsenin sorunu olmamalıdır.
Din gerekli kurumdur. Dinsiz milletlerin devamına imkan
yoktur. Yalnız din Allah ile kul arasındadır. Atatürk
diyor ki 'Din işlerini devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor
amaca ve eyleme dayanan bağnaz hareketlerden sakınıyoruz. Ve buna
asla meydan vermeyeceğiz. '
TSK ASLA DİNE KARŞI OLMAMIŞTIR
Askerlik moral değerlere önem veren mesleklerin başında gelir.
Elbette bireysel açıdan din önemli bir etkendir.
Halkımımızın değerlerine saygı duymaması düşünülemez. Binlerce
evladını şehit vermiş bir ordudur. Bizim için şehitlik ve gazilik
kutsaldır. Ayrıca ordunun halk arasında peygamber ocağı olduğunu
bilmekteyiz. Açıkça söylüyorum TSK hiç bir zaman dine karşı
olmamıştır.
Bizim karşı olduğumuz husus siyasi ve kişisel amaç ve
çıkarlar için dinin ve din duygularının alet edilmesi ve araç
olarak kullanılmasıdır.. Laikliğin din karşıtı olma ve dinin
bireylerin hayatlarından soyutlanması anlamına geldiğinin
söylenmesi TSK'yı din karşıtı bir kurum olarak gösterilmesi her
şeyden evvel Atatürk'e ve onun ordusuna en büyük haksızlık ve
sorumsuzluktur.
BAŞBUĞ'DAN DİNİ CEMAAT YORUMU...
CEMAAT YORUMU
Herkes Anayasa'nın 24. maddesini uygun davranırsa sorun kalmaz. Din
eksenli cemaatleri 24. maddede nereye koyacaksınız? Dinin araç
haline getirmek dine en büyük kötülük değil mi? Toplumun inanan
inanmayan ayrımı yapanlara soruyorum. Dini inançlarını hangi hakla
değerlendiriyorsunuz. Bu kişi dindar bu kişi dindar değil diye
nasıl bir ayrım yapabiliyorsunuz. Kutuplaşmalarla nereye
gideceksiniz
Bugün bazı cemaatler ekonomik güç olmaya gidiyor. Sorun dini
duygularının kendi amaçları için alet olarak kullanılmasıdır. Bazı
din eksenli cemaatler demokratik alanın bir oyuncusu olarak takdim
etmekte ve görünürde güçlü bir konuma geldiğini zannetmektedirler.
Bazı din eksenli cemaatler TSK'yı hedeflerine ulaşmakta en büyük
engel olarak görüyor. Her fırsatta destekleyicileri sayesinde TSK
aleyhine faaliyet göstermektedirler. Hukuk devleti kapsamında bu
yapılanlara karşı TSK‘nın etkisiz ve tetkisiz kalacağını düşünmek
büyük yanılgıdır
TSK DEMOKRASİYE BAĞLI
Bir kuvvetler ayrılığı, iki yargının bağımsızlığı ve hukukun
üstünlüğü, üç çoğulculuk, farklı düşüncelerde olabiliriz önemli
olan medeni ortamda tartışabilmemizdir. Kurallar vve kurumlar
rejimi olmasıdır. Demokrasi aynı zamanda sorumluluklar
getirmektedir. TSK demokrasi rejimine bağlıdır ve saygılıdır.
Demokrasi ve laiklik arasında sıkı ilişki vardır. Laiklik egemenlik
sorununu da çözmüştür. Geçmişten bugüne kadar laiklik karşıtı
hareketlerle karşılaşıldığı bir gerçektir.
TERÖRLE MÜCADELE VE
OBAMA'NIN ZİYARETİ
TERÖR ÇÖKÜYOR
Terör örgütü kan kaybediyor. Irak'ın kuzeyi emniyetli değil.
Haberleşme kesildi. Moreller çöktü. Üst kadroda çekişme var.
Bireylerimizin desteğiyle TSK ve emniyetimizin kararlılığı
karşısında karşı tarafın arzu edecekleri sonuçu almaları mümkün
değil. Kanlı bir süreçtir. sbır ister dayanıklılık ister.
Kahramanca mücadele edenlerin şerefiyle onuruyla moraliyle
oynanmasına duyarsız kalmaz. Herkesten aynı duyarlılığı
göstermesini bekliyoruz.
GELİNEN NOKTA İYİ
TSK'nın 1984'ten beri verdiği şehit sayısı 4970. Irak'ta ASD
kuvvetlerinin verdiği kayıp buna yakın. Terör örgütü 40 bine yakın
personelini kaybetti. 1993 yılında 5717 olay verdiğimiz 538 1479
hayatını kaybeden vatandaş sayısı. Geçen yıl 1612 olay meydana
geldi, 132 şehit sayısı. Halk 1990'lı yıllarda akşamları dışarı
çıkabilir miydi? Bir ülkenin namus borçlarını ödemesinden birisi de
şehitlerine sahip çıkmasıdır. Korucular 1335 şehit verdi. Bunların
silahlı kuvvetlerin yanında yer alması etnik çatışma olmadığını
gösteriyor. Yanlışları düzeltmek ayrı bir şey sisteme tümüyle
saldırmak ayrı bir şey
LAİKLİK VE DEMOKRATİK
ABD Başkanı Obama Meclis’te şunu söyledi: ‘Atatürk’ün en büyük
mirası laik demokrasisidir.’ ABD Başkanı’nın bu söylemini dost bir
halka sempatik görünme arzusundan ziyade ABD’nin uluslararası
alanda karşı karşıya kaldığı sorunlar açısından bir çözüm arayışı
olarak önemsiyoruz. Türkiye’nin gücü laik ve damokratik yapısıdır.
Laik ve demokratik yapısı ile yüzyılı aşan demokrasi kültürüyle
dinamizmiyle bölgesinde lider bir ülke. Bunu da küçümsememiz lazım.
Türkiye'nin laik yapısı bulunduğu bir konuma getiriyor. Türkiye'nin
bu özgünlüğü bize sorumluluk yüklüyor. Cumhuriyetin ilkesi
erdemdir. Laiklik ilkesi cumhuriyetin temel ilkesidir. Muasır
medeniyetler seviyesine ulaşması için son derece önemlidir. Modern
cumhuriyet ancak demokrasi ile olur.
BAŞBUĞ'DAN KÜRT DEĞERLENDİRMESİ...
OSMANLI DÖNEMİNDE ASİMİLASYON
YAPILDI MI?
ÜST ORTAK KİMLİK TARTIŞMAYA AÇILAMAZ
Üst ortak kimliği tartışmaya açarsak Lübnan ve Irak'ın durumuna
düşeriz. Üst ortak kimlik dışında kültürel ikincil kimlik
mümkündür. Üst ortak kimilğin önüne geçerek onu parçalayark egemen
kültür haline dönüştürmemelidir. İkincil kimlikler ancak kültürel
bireysel seviyelerde yaşanabilir. Yeni üst kimliklerin
yaratılmasına izin veremeyiz. Ulus yapısı içinde mümkün
değildir.
ASİMİLASYON DEĞİL ENTEGRASYON
Ulus devleti tutan ortak zamk ortak değerlerdir. Ortak değerlerle
savaşarak ilerleyemeyiz. Ulus devleti korumak aydınların da
görevidir. Niçin bunları daha fazla vurgulayamıyoruz. Üst ortak
kimliği benimseyemezsek bir yere varamayız. Sadece kültürel
bireysel kimliği öne çıkartmak doğru değil. Asimilasyon değil
engetgrasyon bu çok önemli. Örneğin cumhuriyetin ilk yıllarında
uygulanan zorunlu iskan politikaları bazıları tarafından yanlış
değerlendirilmektedir. Eğer devlet asimilasyon politikası uygulamış
olsaydı... Ben de soruyorum 1928 yılında Meclisin çıkardığı bir
yasa ile batıya göç ettirilen birçok kişinin, ki aralarında isyancı
liderler de vardı geri dönmelerini izin verilmesi... Bunu nasıl
izah edersiniz? Dönmediler mi? Bizler engetgrasyon olayında ne
yaptık bunu sormalıyız.
MGK'DA HERKES EŞİT
Sivil asker ilişkilerinin yürütülmesinde yetkili tek makam
Genelkurmay Başkanıdır. Görev ve sorumluğunu ilgili makamlarla
yapacağı görüşmeler vasıtasıyla yerine getirir. Sivil asker
ilişkilerinin yürütüldüğü diğer kurum MGK'dır. Kurulda her üye
eşittir. Anayasal kurum olan MGK'nın yetki ve sorumluğunu soranlara
yasaları hatırlatmak isterim.
SİVİL ASKER İLİŞKİLERİ
Üstler güven itimada zarar verecek davranışlardan özen
göstermelidirler. Sivil asker ilişkilerinde bu husus, ilişkilerin
sağlıklı yürütülmes için çok önemlidir. Bu noktada karar elbette
siyasi makamlara aittir. Ama samimi gerçekçi, profesyonel
tavsiyelerin dikkate alınmaması durumunda yaşanacak olumsuzlukların
sorumluluğu siyasi makamlara ait olacaktır. Askerlerin profesyonel
öneri ve kaygılarının sivil otorite tarafından dikkate alınmaması
halinde olumsuzluklar Irak savaşında görülmüştür.
VATANDAŞLIK ANLAYIŞINA DAYANAN MİLLİYETÇİLİK
Türkiye cumhuriyetinin kuruluşu bir devrimdir. Atatürk ne diyor:
‘Türkiye cumhuriyetini kuran Türkiye halkıdır.’ ‘Türk halkı’
derseniz bütün cümle düşer. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran kim?
Türkiye halkı. Atatürk burada yaşayan halkın bütününü işaret
ediyor. Hiçbir etnik ve dini ayrım yok. ‘Türkiye’ sözünü çekin,
yerine ‘Türk’ koyun etnik bir tanım olur. Türk milleti tanımındaki
Türk sözcüğü bir sıfat değil değişik unsurların hepsine verilen
ortak bir isimdir. Bütün bunlara rağmen buna etnik yüklemeler
yapmak doğru değildir.
Burada Türk sıfat değil değişik unsurlara verilen ortak bir
isimdir. Peki ulus devlet hangi temele dayanacak? Vatandaşlık
esesına dayanan milliyetçilik anlayışına dayanmalıdır. Konda'nın
2008'de yaptığı araştırmada Kürt asıllı vatandaşlara 'Hangi ülkede
yaşamak istersiniz' diye sorulmuş yüzde 88'i Türkiye demiş. Yine
aynı vatandaşlar İstiklal marşı ve bayrak konusunda yüzde 90'ı
olumlu bakıyor. Vatanını seven herkes bu tip oyunlara karşı sorumlu
davranmalıdır.