TSK balyozun ismine itiraz etti!
Abone olİddialar vahim, TSK'nın açıklaması ise birçok kesimi tatmin etmedi. Genelkurmay bir açıklama daha yaptı.
Genelkurmay Başkanlığı 2009 yılı boyunca her hafta yaptığı
'Basın Bilgilendirme" toplantısını 2010'da gerekli hallerde
yapacağını açıklamıştı.
Kozmik Oda'daki arama, Balyoz Darbe planı iddiaları ve askerin sivil mahkemede yargılanmasının Anayasa Mahkemesi'nden dönmesi üzerine o 'gerekli' an geldi ve açıklama yapıldı.
Bu kez mikrofonun karşısında Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu vardı.
BALYOZ'UN İSMİ BALYOZ DEĞİL
Genelkurmay
Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler, medyada yer alan
''Balyoz Güvenlik Harekat Planı'' haberleri konusunda ''Bu planın
ismi asla iddia edilen isim değildir'' dedi.
DÜNKÜ AÇIKLAMA GAYET NET
Taraf gazetesi tarafından gündeme
getirilen Balyoz Harekat Planı'na ilişkin de internet üzerinden
yapılan açıklamanın net olduğunu vurgulayan Tuğgeneral Çubuklu,
"Dünkü açıklama çok net. Bunun üzerine daha fazla
bir şey konuşmaya gerek yoktur" diye konuştu.
Güler, medyada yer alan ''Balyoz Güvenlik Harekat
Planı'' haberlerine ilişkin sorular üzerine, dün yapılan
açıklamanın çok açık olduğunu, haberdeki iddiaların 1. Ordu
Komutanlığındaki plan seminerinde dış tehdide yönelik
yapılmış bir harekat planı olduğunun dünkü açıklamada ifade
edildiğini söyledi.
AÇIKLAMANIN NEYİ ANLAŞILMADI
Tümgeneral Güler, şöyle devam etti:
''Bu planın ismi asla iddia edilen isim değildir.
Bir kez daha altını çizerek söyleyeyim, bu planın ismi asla o iddia
edilen isim değildir. O planla bağlantılı olarak geri bölge
emniyeti ve sıkı yönetim uygulamasının görüşüldüğünü açıkladık.
Bu konular dışında da iddia edilen hususlar için ise 'aklı
ve vicdanı olan hiçbir kimsenin kabul etmeyeceği' diyerek
kınadık. Acaba, burada anlaşılamayan ne var diye düşünüyorum.
1. ORDUYA SORUŞTURMA AÇTIK
Şuna dikkatinizi çekmek isterim, bu iddiaların ortaya
atıldığındaki zamanlamaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Ankara
Seferberlik Bölge Başkanlığındaki arama sona eriyor, Anayasa
Mahkemesi askere sivil yargı yolunu açan yasayı görüşmek üzere
gündeme alıyor ve birden bire ortaya ne olduğu meçhul
iddialar ve planlar ortaya çıkıyor. Bugün yazılı medyaya baktığımız
zaman da hangi konunun öne çıktığını açıkça görmektesiniz,
zaten amaç da bu. 20 Ocak 2010 tarihinde bir gazetede çıkan konuyla
ilgili söyleyeceğim ana konu budur. TSK, bu tür bilgi sızdırma
olaylarını çok ciddiyetle soruşturuyor. 1. Ordu'da buna
benzer bir soruşturma var. Yürütülen soruşturma neticelenmeden
kesin bir hükme varamayız.''
KOZMİK ODADA ARAMAYA NEDEN İZİN VERİLDİ?
KOZMİK ODADAKİ PLANLAR İPTAL EDİLECEK
KOZMİK ODADA ARAMA BİTTİ
Konuya ilişkin 1. Ordu Komutanlığı'nda bilgi
sızdırılmasına ilişkin soruşturmanın devam ettiğini de söyleyen
Tuğgeneral Çubuklu, bu yüzden yorum yapmanın hata olacağını
söylerken haberin yapılma tarihine dikkat çekti. Tuğgeneral
Çubuklu, kozmik aramanın tamamlanmasının hemen ardından Anayasa
Mahkemesi'nde askerlere sivil yargı yolunun açılmasına ilişkin
toplantının yapıldığı bir süreçte haberin yapılmasının
zamanlamasının önemli
olduğunu söyledi.
Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu, Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığında
25 Aralık 2009 tarihinde başlayan aramanın 20 Ocak 2010 saat
15.30'da bittiğini anımsattı.
Kamuoyuna 19 Aralık 2009'da ''suikast iddiaları'' olarak yansıyan
olaya ilişkin bilgi veren Tuğgeneral Çubuklu, bu tarihte Ankara
Emniyet Müdürlüğüne ''iki araç içerisinde şüpheli şahıslar
bulunduğu ve Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent
Arınç'a saldırıda bulunabilecekleri'' şekline ABD
üzerinden ihbar geldiği şeklinde haberlerin basında yer aldığını,
terörle mücadele ekiplerinin olay yerine intikal ettiğini ve araç
içindeki kişilerin ''asker olduklarını ifade etmelerine ve
kimlik göstermelerine imkan verilmeden'' üst aramasının
gerçekleştirildiğini anlattı.
CUMHURİYET SAVCISI BULUNMADAN ARAMA-
Araçtaki 2 kişinin asker olduklarını ifade etmeleri üzerine,
konunun Merkez Komutanlığına iletildiğini ve Cumhuriyet savcısının
yazılı arama talimatı sonrasında şahıslarda ve araçlarda arama
yapıldığını ifade eden Çubuklu, Cumhuriyet savcısının hazır
bulunmadığı aramalarda herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığını
kaydetti.
İlgili savcının talimatıyla bu asker kişilerin evlerinde Cumhuriyet
savcısı nezaretinde Merkez Komutanlığı ekiplerinin arama yaptığını,
konutlardaki bilgisayar, cep telefonları, bazı CD ve notlara el
konulduğunu belirten Çubuklu, buradaki kontrollerde de gözle tespit
edilen herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığını, bu aşamada
şüpheli olan asker kişilerin iş yerlerinde arama yapmaya yönelik
talebin Cumhuriyet savcısı tarafından gelmediğini
söyledi.
Çubuklu, yaşananların ardından iki subayın serbest bırakıldığını ve
günlük yaşamlarına döndüklerini belirterek, 19-20 Aralık 2009
gecesi yaşanan gelişmelerden 5 gün sonra olayın ''medyada farklı
şekilde yer alması, yeterli bilgiye sahip olmadan verilen
demeçlerdeki maksatlı saptırmalar nedeniyle'' Genelkurmay Başkanlığının 23 Aralık 2009
tarihinde bir açıklama yaptığını hatırlattı.
''BU SÜREÇTE, BELLİ BİR ALGININ OLUŞMASINA
ÇALIŞILMIŞTIR''
Konuya ilişkin yapılan çeşitli değerlendirmelerin
ardından ''sürecin, şüpheli gözüken personelin çalıştığı Ankara
Seferberlik Bölge Başkanlığının sorgulanmasına zemin hazırlayacak
bir istikamete yönlendirilmeye çalışıldığını'' ifade eden
Tuğgeneral Çubuklu, şöyle devam etti:
''Bu konuda çok sayıda abartılı, saptırılmış haber ve yorum
basın-yayın organlarında yer almıştır. Bu haberlerle, özellikle
kamuoyunda belirli bir algının oluşmasına çalışılmıştır. Ankara
Seferberlik Bölge Başkanlığında görevli sekiz personelin gözaltına
alındığına dair ilgili savcılık talimatı Merkez
Komutanlığına ulaşmış, daha sonra ise bu kişilerin görevli
olduğu askeri mahalde arama yapılacağı faks ile bildirilmiştir. Bu
savcılık talimatı doğrultusunda gerekli hazırlıklara
başlanmıştır.
25 Aralık 2009 Cuma günü saat 19.30'da ilgili Cumhuriyet savcısı
diğer savcılar ile birlikte Seferberlik Bölge Başkanlığına gelerek
özel bölümler hariç aramaya başlamışlardır. Arama bölgesinde sadece
Merkez Komutanlığı yetkilileri, askeri savcı, arama yapılan Bölge
Başkanlığı sorumluları bulunmuş, bunun dışında ne Genelkurmay, ne de Emniyet Müdürlüğünden hiç
kimse bulunmamıştır.
Bölge Başkanlığının diğer bütün odalarında ve müştemilatında 5
savcı nezaretinde arama yapılmış ancak sıra özel odalara geldiğinde
Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 125. maddesi gündeme
gelmiştir.''
HAKİMİN ÖZEL ODALARDA ARAMA YAPMA ISRARI
Tuğgeneral Çubuklu, asker hukukçuların arama yapan savcıya CMK'nın
125. maddesi gereği ''devlet sırrı niteliğindeki evraka kimin hangi
şekilde bakabileceğini'' hatırlatması üzerine ilgili savcının özel
odaya girmediğini belirtti. Bunun üzerine Ankara 11. Ağır Ceza
Mahkemesi kararıyla nöbetçi hakimin arama mahalline geldiğini ve
''hakimin aramadaki ısrarını sürdürmesi ve yeni bir mahkeme
kararı alınması üzerine'' özel odalarda aramanın başladığını
kaydetti.
İTİRAZ EDEBİLİRDİK AMA ARAMAYA İZİN VERDİK
Tuğgeneral Çubuklu, ''Silahlı Kuvvetlerin çekinecek ve
saklayacak hiçbir şeyi olmadığını göstermek, art niyetli kişi ve
grupların, özellikle de bilinen bazı medya organlarının 'bazı
şeylerin üzeri örtülüyor, bilgi-belge kaçırılıyor' tarzı
hezeyanlarına fırsat vermemek maksadıyla, mahkeme kararına hemen
itiraz edilmeyerek hakimin inceleme yapmasına karşı çıkılmamıştır''
dedi.
Seferberlik Bölge Başkanlığındaki aramanın ''suikast girişimi''
iddiasıyla başlayıp gözaltına alınan kişilere ''silahlı örgüt
kurmak ve yönetmek, örgüt faaliyeti çerçevesinde hükümete karşı
suça teşebbüs ettikleri'' suçlamasının yöneltildiğine işaret eden
Çubuklu, gözaltına alınan 8 askeri personelin 5'inin savcılıkça,
3'ünün de çıkarıldıkları mahkemece serbest bırakıldıklarını
anımsattı.
ARAMANIN DURDURULMASI TALEPLERİ
Çubuklu, Genelkurmay Başkanlığının,
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin aramaya ilişkin kararına itiraz
ederek, ''devlet sırrı niteliğindeki bilgileri içeren
belge-kayıtların hakim tarafından incelenmesine yönelik arama
kararının hukuka aykırı olduğu nedeniyle, bu kararın kaldırılması,
devam etmekte olan incelemenin derhal durdurulması, inceleme
işlemlerinde elde edilen belge ve evrak, elektronik ortamdakiler
dahil hazırlanan tutanağın imhasına karar verilmesini'' talep
ettiğini söyledi.
Tuğgeneral Çubuklu, şunları kaydetti:
''Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Savunma
Bakanlığından gelen itirazları incelemiş ve verdiği kararla,
hakimin özel bölümlerde arama yapabileceğini ancak inceleme
yapamayacağını, bu arama işleminin sadece CMK'nın 119. maddesindeki
düzenleme dikkate alınarak soruşturma konusu fiille
sınırlandırılması ve soruşturmanın niteliği, arama yapılan yerin
özelliği ve yapılacak işlemlerin kapsamı gibi nedenler de
gözetilerek aramanın en kısa sürede tamamlanarak sonuçlandırılması,
arama tamamlandığında tutulacak tutanağın sadece soruşturma konusu
delillerle ilgili bilgi ve belgelerle sınırlı tutulması karara
bağlanmıştır. Ancak bu karar da sorunu tam olarak çözememiştir.
Genelkurmay Adli
Müşavirliği tarafından tekrar bir yazı ile mahkemeden 'arama' ile
'inceleme' arasındaki farkın ne olduğu sorulmuştur. Eş
zamanlı olarak hakime, özel odada arama daveti yapılmış ve böylece
bir engelleme olmadığı ortaya konulmuştur. Hakim tarafından 4 Ocak
2010 Pazartesi günü arama/incelemeye kaldığı yerden devam
edilmiştir. İkinci itiraz üzerine mahkemece 'verilen karar açıktır'
gerekçesiyle ayrıca bir karar verilmesine yer olmadığına karar
verilmiştir.''
''GÜVENLİK PRENSİBİ İHLAL EDİLEN PLANLAR İPTAL
EDİLECEKTİR''-
Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığının kurumsal olarak kendisine
verilen görevleri yaptığını vurgulayan Tuğgeneral Çubuklu, aramalar
nedeniyle ''devlet sırrı'' niteliğindeki bazı planların ''güvenlik
prensibi''nin ihlal edildiğini, bu nedenle geçerliliğini yitiren
planların iptal edileceğini söyledi.
Olayların abartılarak, çarpıtılarak ve ön yargılı ifadelerle
kamuoyuna verildiğini, ''amacın Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı
oluşturulmaya çalışılan olumsuz algıyı güçlendirmek ve toplunun
geneline yaymak'' olduğunu ifade eden Tuğgeneral Çubuklu, konunun
''karargaha baskın'' gibi abartılı ifadelerle aktarıldığını, tüm
birlik ve karargahlarda rutin bir işlem olan evrak imha işleminin
de ''tüm belgeleri yaktılar'' şekilde kamuoyuna sunulmaya
çalışıldığını belirtti.
Tuğgeneral Çubuklu, aramayı yapan hakimin de takip edildiğine
ilişkin haberlerin de dikkat çekici olduğunu ifade ederek, şöyle
konuştu:
''Olayın oluş şekli görüntülü olarak medyada yer almıştır. Buradaki
en önemli husus ise durdurma işlemiyle birlikte haberin bir kısım
medyada anında görüntülü haber olarak yer almasıdır. Yine 19
Aralıktaki olayda olduğu gibi bir haber ajansı, olay yerine
herkesten önce gelmiş ve görüntüleri çekerek medyaya dağıtmıştır.
Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan inceleme sonucunda, söz
konusu askeri personel, aynı gün saat 22.00 civarında serbest
bırakılmıştır. Olay, yine bazı basın-yayın organlarında çarpıtılmış
ve söz konusu personelin 'kamufle edilmiş askerler olduğu' gibi
gülünç iddialara yer verilmiştir.
Bu olaya askeri yargının görev alanı kapsamında bakıldığında, yargı
sürecinin işleyişine karışmamakla beraber, özellikle arama
tutanağındaki bilgiler doğrultusunda Ankara Seferberlik Bölge
Başkanlığının görev ve yetki alanı dışında bir faaliyetinin tespit
edilemediğini ifade etmemiz mümkündür.
Bu süreçte yaşananlar, TSK'nın hukuka olan saygısının en
açık göstergesidir. TSK, önümüzdeki süreçte de bu kirli
oyunları tezgahlayanların ve kendisini bir suç örgütüymüş gibi
göstermek isteyenlerin, kafalarındaki ön yargılardan sıyrılamayarak
mesnetsiz suçlamalarına devam edeceklerinin bilincindedir.
TSK'nın hiçbir birimi kurumsal olarak yasa dışı bir faaliyetin
içinde olmamıştır ve bundan sonra da olması mümkün değildir. Her
kurumda olabileceği gibi, eğer bireysel hata yapan ya da suça
bulaşanlar varsa, yetkili yargı mercileri gereğini yapacaklardır.
Bu inançla, TSK eskiden olduğu gibi gelecekte de tüm faaliyetlerini
kendisine verilen yetki ve yasalar çerçevesinde sürdürmeye devam
edecektir.''
ASKERE SİVİL YARGI YOLUNU AÇAN DÜZENLEMENİN
İPTALİ
Gazetecilerin, askere sivil yargı yolunu açan yasanın Anayasa
Mahkemesi'nce iptal edildiğini anımsatmaları ve bu konuya ilişkin
TSK'nın değerlendirmesini sorması üzerine Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşaviri Tuğgeneral
Hıfzı Çubuklu tekrar söz aldı. Tuğgeneral Çubuklu, Anayasa
Mahkemesinin vermiş olduğu kararla ilgili bir değerlendirme
yapmalarının mümkün olmadığını çünkü Anayasa'nın 145. maddesindeki
hükmün çok açık olduğunu söyledi.
''Bu bağlamda verilen karara saygı duyuyoruz''
diyen Çubuklu, Anayasa'nın 145. maddesi ve 357 sayılı Askeri
Mahkemelerin Kuruluş ve Yargılama Kanunu'nun 9. maddesi kapsamında
askeri yargının görev alanına ilişkin bilgiler verdi. Tuğgeneral
Çubuklu, şunları kaydetti:
DOSYALAR ASKERİ MAHKEMELERE GERİ GELECEK
''Asker kişilerin, askeri olan suçları askeri mahkemelerin görev
alanı içindedir. Bu suçlar ister askeri mahalde, isterse askeri
mahal dışında işlensin bu suçlar asker kişilerin askeri olan
suçları olarak değerlendirilir. Asker kişilerin asker
kişiler aleyhine işledikleri suçlar, asker kişilerin askerlik
hizmet görev ve nedenleriyle işledikleri suçlar da askeri
mahkemelerin görev alanı içindedir. Eğer bir asker kişi
askeri mahalde bir suçu işlemişse bu durumda da görev askeri
mahkemelerindir. Haksız ekonomik çıkar sağlamak için örgüt kurmak,
örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapmak, Türk
Ceza Kanunu'nun 4, 5, 6 ve 7'nci bölümünde devlet güvenliğine karşı
işlenen suçlar, gizli bilgi-belgelere ilişkin suçlara da iptal
kararının ardından askeri mahkemeler bakacaktır.''
Çubuklu, bir soru üzerine de ''Savcılıklarda soruşturması devam
eden ve dava aşamasında olanlarla ilgili değerlendirme
mahkemelerince yapılıp askeri mahkemelere gönderilmesi gerekiyor''
dedi.