Truva'dan Irak'a istihbarat hataları
Abone olİstihbarat hataları bugüne kadar onarılması güç zararlara neden oldu. Truva'yı içten vuran tahta at, ABD'nin Irak'ta kimyasal silah bulundurduğu iddiası bunlardan birkaçı.
İşte ... ABD ve İngiltere'nin Irak savaşına neden olarak öne
sürdüğü kitle imha silahlarının izine rastlanmaması, özellikle bu
ülkelerde istihbarat bilgileri ile bu bilgilerin hükümet tarafından
yorumlanış biçimi tartışmalarını gündeme taşıdı. BBC'nin internet
sitesinde yer alan Paul Reynolds imzalı bir yazıda, Truva'yı içten
vuran tahta attan, Stalin'in Almanya'nın Sovyetler Birliği'ni
istilaya kalkışacağına inanmamasına, ABD'de Pearl Harbor ve 11
Eylül saldırılarının durdurulamamasına kadar tarihte önemli bir
dizi istihbarat hatası ele alınıyor. Irak'la ilgili istihbarat
sorunlarının tarihte dikkate değer istihbarat hataları içinde
önemli bir yeri olacağı vurgulanan yazıda Reynolds, istihbarat
başarısızlıklarını bir dizi başlık altında inceliyor. ABARTI
Abartılı bilgiye dayalı bir kararın yanlış sonuçlara yol açacağına
dikkat çekilen yazıda, soğuk savaşın önemli krizlerinden ''Ryan
operasyonu'' hatırlatılıyor. Roland Reagan'ın ABD başkanı olduğu
1980'lerde bu operasyon, ABD'nin Sovyetler Birliği'ne karşı bir
füze saldırısı başlatabileceği korkusu üzerine kurulmuştu. Rusça
''nükleer füze saldırısı''nın kısaltması olan Ryan adı verilen
operasyonda, dünyanın her köşesindeki KGB ajanlarından normal dışı
askeri faaliyetlere dair işaretleri araştırmaları ve bulmaları
istenmişti. AZIMSAMA İstihbarat servislerinde ya da siyasi
liderlikte düşmanın eğilimlerini tamamen yanlış okuma olarak ortaya
çıkan bu duruma, İkinci Dünya Savaşı'nda Sovyetler Birliği ile
Almanya ilişkisi örneği veriliyor. 1941'de, ABD ve İngiltere'den
ciddi uyarılar gelmesine, güçlü askeri belirtiler olmasına karşın,
Stalin'in Hitler'in Sovyetler Birliği'ni istilaya kalkışmayacağına
ikna olduğu hatırlatılıyor. Başbakan Churcill'in, Almanya'nın
Polonya'nın güneyine yeni zırhlı birlikler konuşlandırdığına dair
çok gizli bazı istihbarat bilgileri verdiği belirtiliyor.
İsviçre'deki bir Sovyet casusunun Moskova'ya tarih vermesine,
saldırının 22 Haziran'da başlayacağını yazmasına rağmen, Stalin'in
bu gerçekten uzak olduğu kaydediliyor. KENDİNE AŞIRI GÜVEN
Reynold'a göre, bu durumun en klasik örneği Ekim 1973'deki Yom
Kippur savaşı. İsrail'in Mısır'ın savaşı kazanamayacağı ve çok kısa
süreli olacağı öngörüsüyle başlayan savaş, umulduğu gibi olmadı ve
Mısır için diplomatik zafere dönüştü. İsrail soruşturma
komisyonunun ağır eleştirilerinin ardından Başbakan Golda Meir
istifa etti. KENDİNİ BEĞENME Düşmanın bir şeyler yapabileceğinin
bilindiği, ancak zamanın ve ne olacağının bilinmediği halde ortaya
çıkan bu duruma, 1982 Falkland Savaşı örnek veriliyor.
Arjantin'deki askeri yönetimin Falkland üzerinde egemenlik kurmak
istediğinin bilindiği, Arjantin ve İngiltere arasında 1982
başlarında müzakereler başladığı zaman bile İngiltere'nin
müdahaleyi önleyecek bir şey yapmadığı hatırlatılıyor. Irak'ın
devrik lideri Saddam Hüseyin'in 1990'da Kuveyt'i istilasının da
benzer bir örnek oluşturduğu, böyle bir şeyin olabileceğinin
düşünüldüğü, ancak olmayacağı ümit edilerek bir şey yapılmadığı
kaydediliyor. BİLGİ EKSİKLİĞİ Reynolds'un ''istihbaratın hemen
hemen olmadığı durumlarda olayların insafına kalırsınız'' dediği bu
başlıkta, 1941 Pearl Harbor baskını yer alıyor. 1941'de Japonya'nın
ABD'ye yönelmiş saldırganlığına ilişkin işaretler olduğu, ancak üst
düzeydeki hiç kimsenin Pearl Harbor'a bir saldırıyı beklemediği
hatırlatılıyor. Japon uçaklarının yaklaştığına ilişkin radar
verileri olmasına karşın, bunları saldırı olarak yorumlayacak kimse
ya da Japon savaş uçaklarını püskürtecek bir hazırlık olmadığı
belirtiliyor. NOKTALARI BİRLEŞTİRMEDE BAŞARISIZLIK Bu durum,
tutarlı bir bütün oluşturacak istihbarat parçaları arasında
bağlantı kurmada başarısızlık olarak ortaya çıkıyor. ABD'de 11
Eylül saldırılarının ardından CIA ve FBI'a yönelik en büyük
suçlamalardan biri, -El Kaide'nin yolcu uçağı kullanma taktiği,
Ortadoğulu kişilerin uçuş kursları alması, şüphelilerin ABD'de
olması gibi verilere rağmen- önceden noktaları birleştirmeyi
başaramamış olmaları. Yazının sonunda, Truva Kralı Priamos'un kızı
Kassandra'ya verilen dramatik bilici yeteneği hatırlatılarak,
buradan bir ders çıkarılması gerektiğine dikkat çekiliyor. Antik
Yunan tanrılarından Apollon, Kassandra'ya her şeyi önceden bileceği
bir yetenek vermiş, ama kimsenin ona inanmamasını da sağlamıştı.
Truva savaşında Kassandra, bilici yeteneği ile gelişmeleri görmüş,
uyarmış, ancak kehanet gereği kimse ona inanmamıştı.