Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
ABD Başkanlık yarışını takip ettiğimiz kadar herhalde
mahallemizdeki muhtarlık yarışını takip etmemişizdir.. Özellikle
büyükşehirlerde yaşayanlar için soruyorum.. Daha yerel
seçimlerden yeni çıktık.. Hatırlıyor musunuz mahalleniz için kaç
muhtar adayı yarıştı, seçmene ne vaat etti?.
**
Neyse ABD başkanlık yarışını elbette takip edeceğiz. Sözüm yok.
Zira dünyaya jandarma komutanı seçiliyor. O kadar da
ilgilenelim.
Ama bakıyorum bazı gazeteler pehlivan tefrikası gibi her
sabah Trump şöyle, Biden böyle, Kamala şöyle Obama böyle
haberleriyle çıkıyor.. Akşam kuşağı televizyon
kanallarında her şeyi bilen adamlar, Kamala’nın nasıl güzel bir
kadın olduğunu falan anlatıyorlar.
Niye?...
Neden bu ilgi, bu merak?..
Biden gidip yerine Trump gelirse ne olacak?... Gelmezse ne
olacak?.. Mesela Kamala seçilirse ne olacak?..
Bize ne, bana ne?..
Ya hu neden biraz yüksek özgüvenli olmuyoruz..
Recep Tayyip Erdoğan’ın bu millete yaptığı ve asırlar boyu
unutulmayacak en büyük iyilik bu değil mi?..
Eğilmiş başımızı kaldırdı yukarı..
Kırılmış özgüvenimizi getirdi yerine..
Bir silkelendik, kendimize geldik..
Kim olduğumuzu hatırladık..
Şimdi ne oluyor da ABD’de kim seçilecek diye kaygılanıyoruz
ki?...
Kim seçilirse seçilsin, bizim için ne değişebilir ki?..
**
Ne diyorlar şimdi?..
Aman Biden gitsin, yerine Trump gelsin…
Neden?..
Çünkü o çok iyi…
**
Anlamıyorum daha birkaç yıl önce yaşamadık mı o kabus
dönemini?..
PKK’ya, YPG üzerinden destek veren Trump değil
miydi? Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma
sistemini satın alması üzerine Türkiye’ye CAATSA yaptırımları
uygulayan Trump değil miydi?..
Neydi CAATSA?..
Unuttuk şimdi değil mi?.
ABD'nin "Amerika'nın Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele
Yasası".. Bu yaptırımlar arasında, Savunma Sanayii
Başkanlığı ve bazı yetkililere yönelik finansal kısıtlamalar ve
ihracat lisanslarının reddi de yer almıştı.. Ayrıca kurucu
partneri olduğumuz F35 savaş uçağı programından bu dönemde
çıkarılmadık mı?..
Türkiye'den ithal edilen çelik ve alüminyuma yönelik gümrük
vergilerini artıran Trump değil miydi?... Hatırlayın.. Çok
konuştuk..
Çelik üzerindeki gümrük vergisi %25'ten %50'ye çıkarıldı, bu da
Türkiye'nin ABD'ye olan ihracatının dibe vurmasına yol açtı..
**
Papaz sürecini unuttunuz mu peki?..
Rahip Andrew Brunson'ın ajan suçlamasıyla tutuklanmasının ardından,
ABD Hazine Bakanlığı, Türkiye Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı'na
yönelik yaptırımları hayata geçirdi.. Papaz, serbest bırakılana
kadar da Türkiye'ye ekonomik yaptırımlar uygulayacağını duyurdu.
Trump, Twt atıp ekonomik istikrarımızı tehdit etti.. Bu
tehdit de Türk Lirası üzerinde baskı yarattı ve değer kaybına neden
oldu.
**
Papaz bunalımını hemen öyle iki cümleyle geçmeyelim..
O kriz sırasında Trump, diplomatik açıdan asla kabul edilemeyecek
sertlikte küstahça bir mektup kaleme almış ve bizi tehdit
etmişti..
Tarih: 9 Ekim 2019
Sayın Başkan,
Gelin iyi bir anlaşma yapalım! Binlerce insanın öldürülmesinden siz sorumlu olmak istemezsiniz ve ben de Türkiye'nin ekonomisini yok etmekten sorumlu olmak istemem.. Ama bunu yaparım. Papaz Brunson konusunda bazı örnekler verdim. Sert olabilirsiniz, ama akıllı olun. Sizi iyi bir anlaşma yapmaya çağırıyorum.
General Mazloum sizinle müzakere etmeye istekli ve size geçmişte verdiği tavizleri de vermek istiyor. Eğer bu doğru ve insani bir şekilde yapılırsa tarih size olumlu bakacaktır. Ancak, iyi şeyler olmazsa sonsuza kadar bir şeytan olarak anılacaksınız. Sert adam olma. Aptallık yapma!
Saygılarımla,
Donald Trump
**
Neyse ki Türkiye’nin başında Erdoğan gibi karizmatik bir lider
vardı da mektubu rulo yapıp geriye yollamayı bildi..
Mektubun geldiği gün, Türkiye, Suriye'nin kuzeyine yönelik
Barış Pınarı Harekatı'nı başlattı. PKK/YPG mevzilerini yerle bir
etti..
Trump’ın “müzakere edin” dediği terör örgütü ele başı, kaçacak
delik aradı..
Ama ABD’nin yaptırımları hayata geçirmesine mani olamadı bu
tutumumuz.. Bütün bunlara ilave olarak, Halkbank davasında üst
düzey bürokratımız Trump zamanında adeta siyasi rehin olarak
tutuldu.. FETÖ elebaşını vermediği gibi, yeni FETÖ’cü
terörstlerin siyasi sığınma taleplerini olumlu yanıtladı, PKK’ya
hem mâli hem de lojistik anlamda desteğine devam
etti..
Ortadoğu için soracak olursanız Kudüs’ü
İsrail’in başkenti olarak ilan eden de o oldu…
vesaire vesaire..
Daha sayfalar dolusu sayarım…
Peki o halde neden Biden olmasın da Trump olsun?...
**
Çünkü Biden Kötü..
E kötü elbette..
Obama zamanında Başkan yardımcısıydı Biden…
Neredeyse ilişkilerimizin en kötü olduğu zamanlardı..
15 Temmuz gecesi yaşananlar için ‘bilgisayar oyunu
zannettik’ deyip dalga geçmiş, birkaç ay sonra da, Türkiye’de
muhalefeti kuvvetlendirerek Erdoğan’ı devirmek için destek
verilmesi gerektiğini söylemişti..
Biden’ın altında imzası olan politikaları, her zamanki ABD-Türkiye
ilişkilerinden farklı değildi..
DEAŞ’a karşı PKK’yı müttefik ilan eden onlardı, Darbe
girişimi onların zamanında oldu FETÖ ele başını vermemek için bin
dereden su getirdiler.. Bu yetmezmiş gibi, Türkiye'deki insan
hakları ve demokrasi konularında da ayar vermeye devam ettiler..
..
Trump sonrası başkan seçildiğinde de , CAATSA’nın hakkıyla
uygulandığını bizzat Biden takip etti.. FETÖ konusunda da PKK
konusunda da kendinden öncekiler neyse o da öyle oldu..
Dahası 1915 trajedisi için açıkça “soykırım” ifadesini
kullanarak geri dönüşü olmayan bir yola girdi.
Daha da sayabiliriz..
Peki bunlar olurken, Kamala Harris ne
yapıyordu?..
O da bu kararlara ortak oluyordu, ne
yapsın!...
**
Demem o ki..
Bırakın ABD’yi falan birader..
Kim giderse gider, kim gelirse gelir..
Bize ne..
Gelenin ne hayrını göreceğiz ki?...