Trump kazandı şimdi ne olacak felaket senaryoları gerçekleşiyor!
Abone olDonald Trump seçimi kazandı peki şimdi ne olacak? Analistlerin Donald Trump kazanırsa ne olacak sorusuna verdiği yanıtlardaki felaket senaryoları ilk günden gerçekleşmeye başladı.
Amerika'nın 45. Başkanı Donald Trump oldu. Aylardır
gerek Amerika'da gerekse dünyanın farklı coğrafyalarında
yaşayanlar 'Trump seçilirse ne olur?' sorusunun
yanıtını aradı. O soru bu sabah itibariyle yanıt bulmaya başladı.
Analistlerin Amerika seçimleri öncesi öngördüğü felaket senaryoları
Donald Trump'ın seçimi kazanmasıyla bir bir gerçekleşmeye
başladı.
Seçimler öncesi en çok konuşulan analiz, Saxo Bank’ın araştırma sitesi Tradingfloor.com editörlerinden Martin O’rourke’ın kaleme aldığı “Trump kazanırsa gerçekleşebilecek 10 senaryo” başlıklı makaleydi.
Martin O’rourke makalesinde Trump'ın başkan olması durumda ABD Doları'nın uluslararası piyasada değer kaybedeceğini öngörmüştü. Öngörüler doğru çıktı dolar Türkiye'de her ne kadar değer kazansada uluslararası piyasada Euro'ya karşı düştü.
MEKSİKA PESOSU DİP YAPTI
Rapordaki bir diğer öngörü ise Meksika Pesosu'nun hızla
düşeceği yönündeydi. Donald Trump'ın seçim sürecinde Meksikalılara
'tecavüzcü' tanımlaması kullanmıştı. Trump'ın
sözleri sonrası Meksika-ABD ilişkilerini germişti. Seçim sonrası
ilişkilerin olumsuz gitme ihtimali Meksika Pesosu'nun ABD Doları'na
karşı değer kaybettirdi.
Rapordaki diğer öngörülerin gerçeşme ihtimali ise gerek ABD siyasetinde gerekse dünya siyasetinde domino taşlarını yerinden oynacak nitelikte.
Tradingfloor.com editörlerinden Martin O’rourke’ın kaleme aldığı “Trump kazanırsa gerçekleşebilecek 10 senaryo” başlıklı makalesindeki diğer felaket senaryoları şöyle:
ABD MERKEZ BANKASI BAŞKANI JANET YELLEN GİDER
ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Janet Yellen, Trump ile Clinton arasında çapraz ateşte kaldı ve Trump, Fed’in politik bir araç olarak kullanıldığı inancını açıkça dile getirdi.
Yellen'ın az çok sönük performansları, 2018’de görev süresi gözden geçirilirken hem Clinton’ın hem de Trump’ın kendisine bakışının acımasız olması için tek başına yeterli olabilir. Fakat Trump’ın fırsat bulduğu ilk anda Yellen’ı görevden alacağı kesin.
Trump’ın Fed’in rolünü kendisinin üstlenmeye çalışması da büyük olasılık. Fed, Cumhuriyetçi adayın çekirdek tabanını oluşturan seçmenlere sıkıntı veren sorunlar için uygun bir günah keçisi olarak ortaya çıktı. Fed’in global finans krizin yansımalarıyla yeterli derecede başa çıkamaması ve reel ekonominin sorunlarına yönelik pek bir şey yapmayan hisse senetleri patlamasını ateşlemesi, onu politik yelpazenin her yanından, özellikle sağın öfkeyi kışkırtan muhalif kanadından gelen saldırılara karşı savunmasız hale getirdi.
PETROL FIRLAMANIN EŞİĞİNDE
Trump'ın İslam karşıtı retoriği muhtemelen Orta Doğu’da barışın önündeki en büyük engel. Trump’ın zaferi IŞİD ve El Kaide’ye organizasyonlarını canlandırmaları ve dikkatlerini bir numaralı düşman olarak ABD’ye yöneltmeleri için ihtiyaçları olan teşviki sağlayabilir.
Eğer Trump, ABD’ye Müslümanların girişini tamamen yasaklarsa, tek bir öldürücü darbeyle Amerika karşıtı güçlerin saflarını doldurmalarına yardım etmiş olur ve Washington’u çıkılması zor bir çatışma yoluna sokar. Orta Doğu’da petrol fiyatlarının jeopolitik gerilimlere olan duyarlılığı, petrol fiyatlarında şimdiki $50/varil civarındaki seviyesinden çok daha yüksekleri test edecek ani artışlara yol açabilir.
IŞİD Kerkük petrol sahalarını ve tesislerini hedef aldığında ne yaptığını çok iyi biliyor. Petrol arzındaki sert bir düşüş veya sert düşüş tehdidinin, petrol fiyatları üzerinde Rusya ve OPEC arasındaki herhangi bir petrol üretim anlaşmasından çok daha fazla etkisi olacaktır.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER DAĞILABİLİR
Trump başkanlığında, 70 yıldır amansız düşmanlıklar arasına bir çizgi çekmeyi başaramayan Birleşmiş Milletler için ölüm çanları çalabilir.
Rusya’nın Birleşmiş Milletleri bariz şekilde hor görmesi ve Çin’in Güney Çin Denizindeki konumunu rakipsiz tek söz sahibi olarak sağlama alma çabaları karşısında, Birleşmiş Milletler, zaten Güvenlik Konseyi ile ortak bir zemin oluşturmaya çabalıyor. Beyaz Saray’da uzlaşma sanatı ve müzakereyi aynı şekilde umursamayan Trump gibi bir başkanın, sövüp saydığı statükonun temel taşı Birleşmiş Milletler’in yapısı için pek zamanı olmayacaktır.
Bu iddianın gerçekleşme olasılığı düşük de olsa iki dünya savaşı arasındaki dönemde talihsiz Milletler Cemiyeti’nin çöküşü konuya bir örnek oluşturuyor. Korumacılık hüküm sürdüğünde, uluslar-üstü kuruluşlar aşırı baskı altına girerler. BM, Trump başkanlığında muhtemelen topallayarak yürümeye devam edecek. Fakat etkileme gücü muhtemelen ağır yara alacak.
ABD’DE İKİ KUTUPLU POLİTİKAYA SON
ABD’de, sunulan alternatiflere karşı temel memnuniyetsizliğe seslenen her iki aday için de giderek büyüyen bir ‘Hayır’ seçmen kitlesi var. Gelenekçiler, kökeni Çay Partisi hareketine dayanan ve son olarak Trump ile kendini gösteren bir değişime karşı mücadele verirken, Cumhuriyetçi parti bölünmeye karşı özellikle savunmasız görünüyor. İronik olarak, olasılıklara karşın bir Trump zaferi bunu şimdilik çözebilir, fakat John McCain ve Paul Ryan gibi parti kodamanlarının Trump’ı zar zor gizlenebilen bir şekilde hor görmeleri, yakın zamanda bir ayrılığın kıvılcımı olabilir.
Seçimi kim kazanırsa kazansın, mevcut düzenin kırılma noktasında olduğuna ve bunun son noktada ABD’de iki geleneksel rakibin ötesinde özgün bir seçenek ortaya çıkaracak yeni tip bir siyasetin ateşleyicisi olabileceğine dair bir algı var.
RUSYA İLE GELİŞEN İLİŞKİLER
Trump’ın Vladimir Putin’e olan hayranlığını ve Suriye için Ruslarla birlikte çalışma umudunu defalarca dile getiren beyanlarının, Rusya ile ilişkileri geliştirdiği belli. Fakat Trump’ın Moskova’dan Clinton e-posta destanına ilişkin daha fazla hacklenmiş mesajı deşifre etme ricası ve Putin hakkındaki kardeş romantizmini içeren ifadeleri, uzlaşmanın Trump’ın en acil hedefi olduğunu gösteriyor. Bunun global siyaset için ne anlama geldiği tahmin edilemez.
Eğer Trump yaptırımlara bir son vermeyi isterse, bu tavır Dolar/Ruble paritesinin 60 altında güçlendirilmesine de yol açabilir. Trump’ın öngörülemezliği, düşünmeden verdiği tepkiler, kafadan retoriği ve eylemleri ile olası başkanlık döneminde bunun sert biçimde tersine dönmesini de bekleyin.