TRT'de üç yönetici için hapis istemi
Abone olCHP'nin başvurusu nedeniyle harekete geçen savcılık, üç yönetimi hakkında dava açtı.
TRT 1 Koordinatörü Bülent Ata, TRT Haber Koordinatörü
Ali Ahmet Böken ve TRT 6 Koordinatörü Fethullah Kırşan hakkında,
''halk oylaması sürecindeki yayınlarda, ağırlıklı olarak Anayasa
değişikliğinin lehindeki görüşlere yer vererek, görevlerini kötüye
kullandıkları'' iddiasıyla dava açıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları
Soruşturma Bürosu Savcısı Nadi Türkaslan'ın, CHP ile CHP Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün suç duyurularının ardından
yürüttüğü soruşturma sonucu hazırladığı iddianame, gönderildiği
asliye ceza mahkemesince kabul edildi.
İddianamede, soruşturma sürecinde şüphelilerin ve avukatlarının,
yayınlarda tüm görüşlere eşit davranılıp davranılmadığının
belirlenmesi için sadece şikayet konusu programların değil,
TRT'deki tüm kanallarda referanduma yönelik tüm programların
değerlendirilmesi gerektiğini savundukları belirtildi.
Bu savunmanın yerinde görülmesi üzerine sadece şikayetçilerin
yakındığı, belirli tarihlerdeki ''Medya Müfettişi'', ''Haber
Tadında'', ''Enine Boyuna'' ve ''Şem u Yekşem'' programı ile haber
programlarının değil, referanduma ilişkin tüm programların
değerlendirildiği, tüm bu yayınların bantlarının TRT'den istendiği,
gönderilen bantlar ile şikayetçilerce kanıt olarak sunulan yayın
örnekleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı anlatılan
iddianamede, şunlar kaydedildi:
''Bilirkişi incelemesine göre, TRT Haber kanalının çeşitli tartışma
programlarında, gerek sunucuların, gerekse konukların ağırlıklı
olarak aynı görüşü destekledikleri, karşıt görüşün temsilinin ise
sınırlı kaldığı; TRT 1 ve TRT Haber kanallarında yayınlanan 'Halk
Neyi Oylayacak?' ve '12 Eylül Referandum' programlarında, bu
değişikliğin lehindeki açıklamalara ve lehindeki görüşlere sahip
kişilerin yorumlarına yer verildiği, bu programlarda halk oyuna
sunulan değişikliğin olumlu olarak yansıtıldığı ve bu değişikliği
destekleyen kişilerin yorumlarına ve söyleşilerine yer verildiği;
TRT 6 yayınlarının röportaj ve tartışma programı olarak iki grupta
yer aldığı, her ne kadar röportaj programlarında ağırlıklı olarak
belli bir görüş yansıtılmışsa da röportaja katılan kişinin hangi
yönde görüş belirteceği bilinemediğinden bu durumun ihlal olarak
kabul edilmediği ancak tartışma programlarında ağırlıklı olarak
Anayasa değişikliğinin lehindeki görüşlerine yer verildiği
belirlenmiştir.''
İddianamede, üç kanalın incelenen yayınlarının Türkiye Radyo ve
Televizyon Kurumu Yasası'nın, ''TRT'nin tek yönlü, taraf tutan
yayın yapmamasını ve bir siyasi partinin, grubun, çıkar çevresinin,
inanç veya düşüncenin menfaatlerine alet olmamasını'' düzenleyen
5'inci, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkındaki
Yasa'nın, ''seçim dönemlerinde yayınların, Yüksek Seçim Kurulunca
(YSK) düzenleneceğine'' ilişkin 27'nci ve YSK'nın ''radyo ve
televizyonların Anayasa değişikliğiyle ilgili olarak tek yönlü,
taraf tutan yayınlar yapamayacaklarına ve görüşler arasında fırsat
eşitliği sağlayacaklarına ilişkin'' 31 Mayıs 2010 tarihli ve 353
sayılı kararına aykırılık teşkil ettiği kaydedildi.
Bu nedenle Ata, Böken ve Kırşan'ın, ''görevi kötüye kullanmak''
suçlamasıyla 1'er yıldan 3'er yıla kadar hapis cezasına
çarptırılmaları istendi.
-TRT GENEL MÜDÜRÜ ŞAHİN VE 2 YÖNETİCİ HAKKINDA TAKİPSİZLİK-
Bu arada, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, TRT Televizyon Daire
Başkanı Nimet Ersin ile Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı
Ahmet Çavuşoğlu hakkında, aynı soruşturma kapsamında ek
kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi.
Kararda, TRT'nin referanduma yönelik tüm programları üzerinde
bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, incelemeye göre TRT Haber, TRT 1
ve TRT 6 dışındaki kanallardaki yayınlarda Türkiye Radyo ve
Televizyon Kurumu Yasası, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve
Yayınları Hakkındaki Yasa ile YSK'nın 353 sayılı kararına
aykırılığın söz konusu olmadığının ve yayınlarda referanduma
ilişkin her iki görüşe eşit oranda yer verildiğinin belirlendiği
ifade edildi.
Bu nedenle, Çavuşoğlu hakkında, ''yayınlarda ihlali
bulunmadığından'', Ersin hakkında, ''görevi itibarıyla yayımlanan
programlarla ilgisi olmadığından, Şahin hakkında ise ihlalin
gerçekleştiği programlarda ihlalin gerçekleşmesine iştirak
etmediğinden ya da bu şekilde yayın yapılmasına
azmettirmediğinden'' takipsizlik kararı verildiği bildirildi.