TRT'de dönen barter yolsuzluğu
Abone olBaşbakanın yakın çevresinden biri Servet Kabaklı'yı yazısını bitirmek üzereyken biri aradı. Telefondaki ses TRT'de ileri sürülen yolsuzlukla ilgili belgeli yolsuzluğu anlat
Servet Kabaklı Başbakanın yakın çevresini eleştirdi. İsim
vermeden Cüneyd Zapsu ve Ömer Çelik'e ağır eleştiriler
yönelten Kabaklı, yazısı ile ayrıca TRT'deki yolsuzluk iddiaları
ile ilgili çarpıcı bir bilgi verdi.
AZİZ okuyucularım, şu sütunu, Cenab-ı Hakk'ın bir hizmet emaneti
olarak gördüğümün, bu sebeple doğru bulmadığım, inanmadığım hiçbir
konuyu savunmadığımın en yakın şahidi sizlersiniz. İnanıyorum ki
haksızlık, iftira, iz'ansızlık, hırsızlık ve uğursuzluk karşısında
susan veya bu gibi iğrençlikleri savunan dilsiz şeytanın ta
kendisidir. Dün yayınlanan "TRT üzerine oyunlar" yazımı da bu
çerçevede değerlendirdiğiniz için hepinize teşekkür ederim.
Dünkü yazımda, Demiröz hakkındaki dedikoduların kaynağı olarak,
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın yakın çevresine çöreklenen, etrafında
halkalanan, etrafını görmesini engellemekten öteye herhangi bir
"ihsanları" olmayan, fındıkçı ve kültür cacıkçısı "Türkiyeli 2
karga kılavuz"u işaret etmiştim. Sebeplerini de başka bir yazıya
bırakmıştım. İşte bu yazı, o yazıdır...
Böyle hata (!) yapılır mı?
ŞENOL Demiröz'ün, TRT'nin başına geçer geçmez, köklü ve
milletimizin geçmişi, hâli ve istikbâli bakımından önemli yapımlar
için, kurum içinden uzmanlara ilim adamlarıyla müştereken projeler
hazırlatmaya başladığını biliyorum. Sizlere bu projelerden
bazılarından bahsedeyim ki; "TRT'de yolsuzluk iddialarını"
Başbakan'ın yakın çevresinden "Türkiyeli Medya"ya fısıldayan
"Türkiyeli 2 karga kılavuzun" sancılarının sebebini
anlayasınız...
Senaryosu tamamlanıp çekim safhasına gelen bu projelerden ilki
tarihî perspektif içinde "Türk Ordusu"... Halen senaryo çalışmaları
devam eden diğer 2 önemli proje ise "Türkler" ve "Türklerin Altın
Çağı"... Ayrıca en az bunlar kadar önemli bir projenin senaryosu da
Türk Dünyası'nın bir yıldız uzmanına, çok yetkili bir sanatkâr ve
gönül adamına sipariş edilmiş. "Dede Korkut Hikâyeleri" Azerbaycan
Yazarlar Birliği Başkanı Anar Resulov tarafından
senaryolaştırılıyor.
Şimdi düşününüz; "Tam da giriş sürecinde AB'nin güllü tuzaklı
yollarında beraber yürünürken"; Şenol Demiröz'ün yaptığı bu büyük
hatalar(!) yapılır mı hiç?.. Türkler de neymiş?.. Bu "2 karga
kılavuzun" Başbakan Tayyip Erdoğan'a, telâffuz ettirdikleri;
"baskıncı azınlıkçıların" Başbakanlık adına hazırladıkları "azınlık
raporuna" dayanak olan "Türkiyelilik" üst kimliği ne güne
duruyor?..
Bu "Türkiyeli 2 karga kılavuzdan" ihanet ve gaflet yüklü şeceresi,
artık hepimizce malûm "fındıkçı"nın; Türkiye Başbakanı'nın,
dolayısıyla Türkiye'nin sırtında kırdığı fındıkların çatırtılarını,
Mısır'daki Sağır Sultan duydu. Hatta okyanus ötesindeki demokrasi
havarisi zalim diktatör, oval ofisindeki şöminesinde bu fındıkların
kabuklarını yakarak ısınıyor... Ne yazık ki "Kasımpaşa karizmalı"
Sayın Başbakan, bu ışık kesen, yanlış yansıtan yarasa kılıklı
"dışbükey aynaya" bakmaktan mutluluk duyuyor...
Her parmakta bir marifet...
AZİZ okuyucularım, biliyorsunuz yasama, yürütme ve yargı, devlet
yönetiminde, özellikle demokratik sistemlerde biri birini
tamamlayan ve kontrol eden sacayağıdır. Basını da bunların tamamını
kamuoyu adına denetleyen "4'üncü kuvvet" olarak tarif ederler.
Bu prensipten hareketle, basının içinden siyasete atılan,
milletvekili veya bakan olan meslektaşlarımız, derhal gazetelerdeki
görevlerini askıya alırlardı. Bunun örneklerinden biri Bülent
Ecevit'tir. Ancak son birkaç yasama döneminde seçilen bazı
meslektaşlarımız, geleneklerin aksine yasamayla birlikte
"medya"daki görevlerini de devam ettirmekte mahzur görmediler.
Ancak özellikle bu iktidar döneminde, Başbakan'ın yakın
çevresindeki "yanar döner yıldızlardan" biri olan "kültür
cacıkçısı", yasamadaki görevinin yanında bir taraftan yürütmenin
başına "iç kabine" mensubu olarak danışmanlık yaparken, ek iş
olarak da bir "medya grubu"nda köşe yazmaya başlamıştı. Yâni her
parmağında bir marifet olan bu "entel", içinde bulunduğu yasama ve
yürütmeyi, bir taraftan da "köşesinden" kontrol ediyordu.
Ne olduysa oldu, yakın geçmişte bu "önemli hizmetinden(!)" feragât
etti. Kamuoyuna da yakında "bakan olacağı", bunun için köşe
yazarlığını bıraktığı fısıldanıverdi. Acaba öyle miydi?.. Bu "zayıf
halka" yazdığı medya grubunun patronundan istediği yüksek zammı mı
alamamıştı; Yoksa "patron"un kendisine hediye ettiği, İstanbul
Ulus'ta 400 bin dolarlık villanın kaynağını, Başbakan Tayyip
Erdoğan'a açıklarken; "maaşımla aldım" demiş, milletvekili maaşıyla
nasıl aldığını izah etmekte oldukça zorlanmış mıydı?..
Son dakika...
BU yazı bitmek üzereyken, Başbakan'ın yakın çevresinde görev yapan,
yıllar öncesinden "kardeş" saydığım bir kişi telefonla aradı. Şenol
Demiröz hakkında 3 yolsuzluk dosyasını bizzat kendisinin
hazırladığını, Başbakan Tayyip Erdoğan'a, TRT'nin bağlı olduğu
Devlet Bakanı Beşir Atalay'a ve Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'e
sunduğunu, dosyaların belgelere dayandığını; ön soruşturma
açıldığını duyan Demiröz'ün, bunun üzerine Devlet Bakanı Atalay'a
müracaat ederek soruşturma istediğini anlattı. En büyük yolsuzluğun
da "modern takas" olarak nitelenen "barter" sistemi yoluyla
yapıldığını iddia etti. Örnek olarak da bir özel kanalın 10 bin
dolara aldığı yabancı yapımı, TRT'nin "barter"la 145 bin dolara
aldığı iddiasını yürüttü. Kendisinden iddialarını belgelemesini
istedim. En kısa zamanda göndereceğini söyledi.
İşte bu köşe açık... Devlet kasasından, millet kesesinden yapılan
bütün hırsızlıkları sergilemeye hazırız. Konunun muhataplarının
cevap haklarının saklı olduğunu da açıkça duyuruyorum.
Yazı:Servet Kabaklı
Kaynak: tercuman.com.tr