Tribün seyircisinin analizi
Abone olÖğretim Üyeleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ortaş, son günlerin en çok tartışılan konusu 'futbol terörü'ne ilişkin İHA'ya çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Öğretim Üyeleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Çukurova
Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. İbrahim Ortaş, "Mevcut
eğitim sistemi gençlerin yaşamdan zevk alma olgusunu futbola
indirgedi" dedi. 12 Eylül anlayışı ile birlikte eğitimin tamamen
yozlaştığını belirten Ortaş, "Okulların önüne konulan tek
alternatif, 'Çocukların düşüncelere kapılmaması için spor
sahalarında futbol oynatın' şeklinde olmuştur. Düşünebiliyor
musunuz, günün önemli bir kısmını futbol ile yatıp kalkan bir çocuk
nasıl bir ruh haline sahip olur? Bütün dünyası futbol olmuş bir
insanın, bu dünya ile neler yapacağını düşünün" diye sordu. Prof.
Dr. Ortaş, son günlerin en çok tartışılan konusu 'futbol terörü'ne
ilişkin İHA muhabirine çarpıcı açıklamalarda bulundu. Maça giden
gençlerin büyük çoğunluğunun ilk ve orta öğretim diplomasına sahip
ve yüzde 74.75'inin işsizlerden oluştuğunu ifade eden Ortaş, "Bu
eğitim eksikliği bugün futbol maçında, yarın trafik kazasında, bir
başka gün kapkaç olayında karşımıza çıkacak ve belki de bazen
canımızla bu bedeli ödemek zorunda kalacağız. Artık ülkemizin
eğitimi ülkenin 1. sorunu olarak ele alınmalı, bütçede eğitim ilk
sırada pay almalıdır" diye konuştu. Futboldaki terörün en son
yüzünü Beşiktaş ile Çaykur Rizespor arasında yapılan karşılaşmada
tribündeki bir gencin bıçaklanarak öldürülmesi ile gösterdiğini
vurgulayan Ortaş, şunları söyledi: "16 yaşında bir genç yine onun
gibi bir takım gönüldaşı tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Yer
yerinden oynuyor, aile feryat ediyor, herkes üzgün, yöneticilerden
alışılmış beylik laflar: 'Bu münferit bir olay, büyütmeyelim,
futbol kardeşliktir vs.' Uzun zamandır eğitim sistemimiz ile
oynandığını biliyoruz. En azından 1940'lı yıllarda başlayan soğuk
savaş sürecine ülkemizin de dahil edilmesi ile A'dan Z'ye ülkenin
eğitim anlayışı değiştirildi. Köy Enstitülerinin kaldırılması ile
çağdaş eğitim birliği ve anlayışı rafa kaldırıldı. O gün bugündür
ülke sürekli aşağı doğru gidiyor. Her şeyden önce uygulanan eğitim
nasıl bir nesil yetiştirdi? Hele 12 Eylül anlayışıyla birlikte
eğitim tamamıyla yozlaştırıldı. Her şeyden önce çocukların zevkleri
elinden alındı. Hayattan zevk almanın değişik yolları vardır. Hobi
yapma, kitap okuma, el sanatları geliştirme, resim, müzik, satranç,
sporun değişik dalları. Ancak okulların önüne konulan tek
alternatif, 'Çocukların düşüncelere kapılmaması için spor
sahalarında futbol oynatın' şeklinde olmuştur. Düşünebiliyor
musunuz? Günün önemli bir kısmını futbol ile yatıp kalkan bir çocuk
nasıl bir ruh haline sahip olur? Bütün dünyası futbol olmuş bir
insanın, bu dünya ile neler yapacağını düşünün." "FUTBOL TERÖRÜNDE
SİYASİLERİN DE ETKİSİ VAR" "Her yönü ile eğitilmemiş, mutluluğun
değişik kaynaklarından yararlanma şansı elinden alınmış veya
mutluluk kaynaklarına erişmesi için gerekli donanımı sağlanmamış
kişilerin futbola heveslenmeleri doğaldır" diyen Ortaş, eğitimli
taraftarlara ihtiyaç duyulduğunu kaydetti. Büyük çoğunluğu ilk ve
orta öğretim diplomasına sahip ve yüzde 74.75'i işsiz olan
kişilerin stadyumlarda, 'ölmeye ölmeye geldik' diye bağırmasının
çok anlamlı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ortaş, sözlerini şöyle
sürdürdü: "Küçücük bir takım forması tişört, boynunda atkı, yüzünde
takım boyası ile kendine bir yer edinen, arkadaş ilişkileri kuran
kişi tabii ki yakaladığı iki kuruşluk zevk için ölüme de gider. Bu
da olması, kişi kim, ne işe yarıyor? Genelde de bu tür kişiliklerin
eğitim ve sosyo-ekonomik yapıları düşük düzeyde olduğu için olup
bitenleri bütünsel olarak kavramak ve ona uygun sosyal
psikolojilerini geliştirmeleri zor olmaktadır. Bu sosyo-psikolojik
ruh yapısına sahip kişilikler başkalarının başarısında kendini
bulması kişiyi rahatlatmaktadır. Futbol gibi herkesin benimsediği,
beyinsel olarak düşünce zorluğunun olmadığı, kimsenin 'yanlış
düşünüyorsun' demediği veya kendi üzerinde kimsenin baskısını
görmediği durumlarda kişi en rahat kendisini orada görmektedir. Bu
yönü ile kişiler, risk almadan devlet ve toplum destekli kendini
ifade etme ortamı bulmaktadırlar. Özellikle futbola devletin
verdiği destek, medyayı ve diğer çıkar çevrelerini de konuya sahip
çıkmaya yönlendirmiştir. Yaşamda kendine bir yer bulamamış
kişilikler, içi boş, herkesin kolayca boy göstereceği bir alandan
kendine kimlik ve varlığını ispatlama alanı olarak görmeye
başladığı buraya kaymaya başlamışlardır. Tabii bu ranttan
siyasilerin de yararlanma istemi, kendine oy kazandırmak için
sokağın sesine kuru kuruya 'evet' demeleri sonucu bu duruma tuz
biber ekilmiştir. En azından sorumlu siyasilerin bu tür olaylara
biraz daha geniş açıdan yaklaşmaları beklenilmektedir." Ortaş,
'futbol terörü'nün arkasındaki en önemli etken olarak gösterdiği
eğitim sorununun da ciddi anlamda sorgulanmasını ve gerekli
tedbirlerin alınmasını istedi. Ortaş, "Bu eksiklik bugün futbol
maçında, yarın trafik kazasında, bir başka gün kapkaç olayında
karşımıza çıkacak ve belki de bazen canımızla bu bedeli ödemek
zorunda kalacağız. Artık ülkemizin eğitimi ülkenin 1. sorunu olarak
ele alınmalı, bütçede eğitim ilk sırada pay almalı. Çağdaş bir
eğitim için gerekli bütün donanımlar sağlanmalıdır, zaman
kaybetmeden çağı yakalamak zorundayız. Toplum olarak bu talebi
yüksek sesle dile getirmek zorundayız" diye konuştu.