Trafik terörüne köklü öneriler
Abone olTürkiye, trafik terörünü yenmek için yeni adımlar atmaya hazırlanıyor.
Trafik kazalarının sağlıklı bir şekilde analizinin
yapılabilmesi için otobüslerde de uçaklarda kullanılan kara
kutulara benzer araç kaza kayıt sistemlerin kullanılması
yaygınlaştırılacak.
Bu çerçevede söz konusu sistemleri kullanan araçların sigorta
primlerinin düşürülmesi Hazine Müsteşarlığı'nca gerekli
düzenlemeler yapılarak teşvik edilecek. Araçlara takılacak kamera,
GPS ve benzeri teknik cihazlarla hem otobüsün hem de şoförün
seyahat süresince takibi yapılacak. Ayrıca şehirlerarası yolcu
taşımacılığı yapan ticari araç sürücülerinin meslek yüksek
okullarının otobüs kaptanlığı bölümünden mezun olması
sağlanacak.
Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı ve Polis
Akademisi Başkanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı işbirliği ve Türkiye Otobüsçüler Federasyonunun (TOFED)
katkısıyla Ankara'da "Turizm ve Şehirlerarası Yolcu Taşımacılığında
Trafik Güvenliği Çalıştayı" yapıldı. Çalıştayda, otobüslerin
karayolu trafiğinde güvenli kullanımı ile ilgili sorunlar, "Trafik
Güvenliğine Yönelik Sektörel Sorunlar", "Denetim", "Araç Güvenliği
(Teknik)" ve "Eğitim" olmak üzere dört ana başlık altında
tartışılarak çözüm önerileri geliştirildi.
OTOBÜSLERİN YÜZDE 55'İ İLK MUAYENEDE AĞIR KUSURLU
ÇIKIYOR
Trafik güvenliği açısından araçların düzenli olarak muayene
edilmesinin büyük önem taşıdığının belirtildiği sonuç
bildirgesinde, turizm ve şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapan
yetki belgeli otobüslerin büyük çoğunluğunun teknik muayenesini
yaptırsa da tescilli otobüslerin yüzde 21'inin teknik muayeneye
gelmediği; gelenlerin de yüzde 55'inin ilk muayenelerinde ağır
kusurlu çıktığına dikkat çekildi. Yol kenarı denetim
istasyonlarında ve diğer denetimlerde otobüslerin teknik muayene
denetimlerine ağırlık verilmesi ve teknik muayenesini yaptırmayan
araçların tespit edilerek takibine yönelik uygun iletişim araçları
ile uyarı ve bilgilendirme yapılması istendi.
Turistlerin turizm amaçlı yapılacak gezilerde trafik güvenliğini
sağlamış ülkeleri tercih ettiklerinin hatırlatıldığı bildiride,
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın turlarla ilgili yönetmeliğinin
konfor odaklı olup yönetmeliğin araçların teknik donanımının
denetimini de kapsayacak şekilde geliştirilmesi ve bunun için de
diğer bakanlıklarla koordine kurulması gerektiği ifade edildi.
KORSAN TAŞIMACILIĞA KARŞI DENETİMLER VE CEZALAR
ARTIRILMALI
Sadece D1 yetki belgesi sahibi otobüslerin şehirlerarası yolcu
taşıyabildiğinin dile getirildiği bildiride, ancak piyasada yetki
belgesiz olarak çalışan halk tabiriyle 'korsan taşımacılık' yapan
otobüslerin sektörde ciddi rahatsızlık meydana getirdiği
vurgulandı. Bu nedenle yetki belgesiz çalışan otobüsler üzerinde
yol kenarı denetimlerinin artırılması ve cezaların ağırlaştırılması
istendi.
Şoförlerin dinlenme sürelerini uygun olmayan ortam ve şartlarda
geçirdiklerinin belirtildiği bildiride, bu nedenle mevzuatta
öngörülen şartlara uygun şekilde dinlenme ortamlarının sağlanması
gerektiği ifade edildi. Şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapan
ticari araç sürücülerinin Meslek Yüksek Okullarının Otobüs
Kaptanlığı bölümünden mezun olması, Ulaştırma Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığı'nca 2020 yılına kadar kademeli olarak zorunlu
hale getirilmesi istendi. YÖK Başkanlığı'nca bu okullar
yaygınlaştırılarak bu alandaki ihtiyaca cevap verebilecek seviyeye
ulaştırılmasının sağlanması talep edildi.
OTOBÜSLER VE ŞOFÖRLER TEKNİK CİHAZLARLA TAKİP
EDİLMELİ
Firmaların otobüsler ve şoförlere yönelik iç denetim mekanizmaları
kurarak veya geliştirerek kendi denetimlerini yapmaları
gerektiğinin anlatıldığı bildiride, otobüslerin seyahate çıkmadan
önce oluşturulacak kontrol listelerine (check list) göre denetimden
geçirilmesi; araçlara takılacak kamera, GPS vb. teknik cihazlarla
hem otobüsün hem de şoförün seyahat süresince takibi yapılması
istendi.
Sonuç bildirisinde, "Denetim yapan personelin nitel ve nicel yönden
artırılmasının yanı sıra denetimlerde teknolojiden de mümkün
olduğunca yararlanılmalı, sürücüler üzerinde 'algılanan yakalanma
riski' duygusu artırılmalıdır. Bu kapsamda son zamanlarda özellikle
büyük şehirlerimizde uygulamaya konan Elektronik Denetleme
Sistemleri (EDS) yaygınlaştırılmalı, EDS'ler ile ortalama hız
denetimleri yapılmalıdır. Denetimlerde evrak denetiminden ziyade
kural ihlallerine ağırlık verilmeli, yol kenarı denetim
istasyonları artırılmalı, ilgili kurum personelince ortak yapılan
denetimlere tüm kurumlar aktif bir şekilde katılmalı ve personeli
yetersiz kurumlara yeni kadrolar verilmelidir. Bu istasyonlarda
yapılacak denetimlerde özellikle takograf kontrolü ile şoförlerin
çalışma süreleri denetlenmelidir. Yapılacak denetimlerin yeri ve
zamanı yolcuları mağdur etmeyecek şekilde planlanmalıdır."
ifadeleri kullanıldı.
OTOBÜSLERDE EMNİYET KEMERİ KULLANIMI
ARTIRILMALI
Araçlarda kullanılan güvenlik ekipmanları ile ilgili yasal
mevzuatın AB standartları ile aynı seviyede olması istenirken;
güvenlik ekipmanlarının araçlarda zorunlu hale getirilmesinden önce
karayolu altyapısının öncelikle uygun hale getirilmesi ve de yeni
araçlar açısından haksız rekabete yol açılmamasına dikkat edilmesi
gerektiği belirtildi. Bu bağlamda hız sınırlayıcı gibi ekipmanların
tüm ticari araçlarda kullanımına yönelik yıllara yayılmış kademeli
bir planlama yapılması istendi.
Otobüslerde yolcular arasında emniyet kemeri kullanımı oranının
oldukça düşük olduğunun dile getirildiği bildiride, bu konuda
yolcuların otobüsle seyahatleri süresince emniyet kemeri kullanımı
konusunda kampanyalar ve kamu spotları ile bilinçlenmeleri
sağlanması, denetimlerin arttırılması talep edildi. Firmaların
görevlilerince uçaklarda olduğu gibi seyahatten önce ve seyahat
esnasında emniyet kemeri kontrolleri yapılması gerektiği
kaydedildi.
UÇAKLARDA OLDUĞU GİBİ OTOBÜSLERDE DE KARA KUTU
OLMALI
Meydana gelen kazaların sağlıklı bir şekilde analizinin
yapılabilmesi için otobüslerde de uçaklarda kullanılan kara
kutulara benzer araç kaza kayıt sistemlerin kullanılmasının
yaygınlaştırılması, bu çerçevede söz konusu sistemleri kullanan
araçların sigorta primlerinin düşürülmesi Hazine Müsteşarlığınca
gerekli düzenlemeler yapılarak teşvik edilmesi talep edildi.
Kış lastiğinin kullanımının 1 Aralık 2012 tarihinden itibaren yük
ve yolcu taşımacılığı yapan kamyon ve otobüslerde zorunlu hale
geldiğinin hatırlatıldığı bildiride, "Ancak örneğin kış
lastiklerinin testlerde kullanılıp kullanılmayacağı ya da ihraç
için üretilmiş ve sipariş alınmış otobüslerde nasıl bir yol
izleneceği gibi durumların açığa kavuşturulması gerekmektedir. Bu
nedenle ilgili mevzuat tekrar gözden geçirilmelidir. Otobüslerde
yakıt maliyetini düşürmek için sıklıkla kullanılan 10 numara yağın
kullanımı hem aracın motoruna zarar vermekte hem de otobüsle
seyahat eden yolcular için büyük tehlike oluşturmaktadır. 10 numara
yağın kullanımının engellenmesi konusunda araçlarda kullanılan
akaryakıttan alınan ÖTV'nin yarısının araç sahiplerine iade
edilmesi gibi 10 numara yağın maliyet açısından cazibesini
yitirmesine yönelik Maliye Bakanlığı'nca planlar yapılmalıdır.
Üretici firmalar ticari kaygılarla, mevzuata uygun olmayan ve
trafik güvenliğini etkileyecek tadilatlar yapmaktadır. Bu durumun
önlenebilmesi için üretici firmalar ve tadilat yapan firmalar sıkı
bir şekilde denetlenmelidir. Kazalarda ağır hasar görmüş araçlar
sigorta şirketleri tarafından tekrar trafiğe çıkartılmakta, bu da
trafik güvenliğini tehlikeye atmaktadır. Bu konuda gerekli
çalışmalar yapılmalıdır." denildi.
SÜRÜCÜLER EĞİTİMLER KONUSUNDA İSTEKSİZ
"Turizm ve Şehirlerarası Yolcu Taşımacılığında Trafik Güvenliği
Çalıştayı" sonuç bildirgesinde eğitim konusunda ise şunlar ifade
edildi:
"Turizm taşımacılığı yapan araçları kullanan sürücülerin SRC
eğitimi haricinde özellikle sürüş teknikleri, meslek etiği,
davranış kuralları ve kılık-kıyafet düzeni gibi konularda eğitime
tabi tutulması gerekmektedir. Sektörde faaliyet gösteren firmalar
bu konularda verilecek eğitimler için teşvik edici olmalı;
eğitimler sürücülerin yaş ve kültürüne uygun verilmeli ve bu
eğitimler EGM ve üniversiteler başta olmak üzere diğer kurumlarca
da desteklenmelidir. Ayrıca, sınıf ortamından ziyade seminer veya
çalıştay tarzında eğitimler verilmeli ve uygulamalı eğitim üzerinde
durulmalıdır.
Sürücü ve SRC belgelerinin geçerlilik süresi olmalı, geçerlik
süresi sonunda sağlık raporları yenilenmelidir. Ayrıca, sürücüler
için 'Tazeleme Eğitimleri'nin mevzuatta düzenlenerek uygulamaya
geçirilmesi gerekmektedir.
SRC eğitimlerine katılan sürücüler bu eğitimlerde isteksiz
davranmakta ve devam sürelerinde gerekli hassasiyeti göstermemekte,
sadece mecburi olduğu kadar eğitime katılmaktadırlar. Bu durum,
eğitimle hedeflenen bilgilendirme ve bilinçlendirme yoluyla
davranış değişikliği kazandırılması amacına ulaşılmasını
engellemektedir. SRC eğitimi veren kurumların denetlenmesi,
devamsızlıklara dikkat edilmesi, belge almak için tanınan sınav
hakkının 3'e düşürülmesi ve alınan belgelerin geçerlilik
sürelerinin azaltılması, eğitimlerin etkinliğinin artırılmasında
faydalı olacaktır.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından sürücü
meslek standartları oluşturulması ve bu standartların Mesleki
Yeterlilik Kurumu tarafından onaylanarak yürürlüğe girmesi
çalışmaları devam etmektedir. Bu süreç hızlandırılarak gerekli
düzenlemeler yapılmalı ve meslek standartlarını karşılamayan ve
sertifikası olmayanların mesleğini icra edememeleri
sağlanmalıdır.
Turizm ve şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapan otobüslerde
görevli şoför ve yardımcı personelin Sağlık Bakanlığı tarafından
verilen ilkyardım eğitimlerine sahip olma şartı aranmalıdır."