Trabzonspor kaptanı Jose Sosa: Adınız Trabzonspor ise hedefiniz zirvedir
Abone olTrabzonspor takım kaptanı Jose Sosa, bu sezon mücadele ettikleri her iki kulvarı da en üst noktada tamamlamak istediklerini belirterek, "Adınız Trabzonspor ise hedefiniz doğal olarak her zaman zirvedir" dedi.
Futbol yolculuğuna doğduğu ülke olan Arjantin’de, sokak
aralarında başlayan, 14 yaşında Estudiantes seçmelerini kazanan ve
çok geçmeden de efsane futbolculardan Enzo Francescoli’ye
benzetilen tarzı nedeniyle 'Küçük Prens' anlamına gelen 'El
Principito' lakabını alan, kariyeri boyunca yer aldığı her
organizasyonlarda planların ana parçası olan ve saygı uyandıran
bordo-mavililerin takım kaptanı Jose Ernesto Sosa, Trabzonspor
Dergisi'ne röportaj verdi.
Sezon başında çok iyi bir hazırlık kampı dönemi geçirdiklerini belirten Sosa, "Özellikle takıma yeni katılan arkadaşlarımızla tanışma ve çalışma evresini geçirmiş olduk. Geçen sezon çok önemli ve değerli bir iş ortaya koymuştuk. Bu işin devamını ve daha iyisini yapabileceğimizi göstermemiz gerekiyordu. Sonuç olarak hem sıkı bir çalışma süreci geçirdik, hem de yeni gelen arkadaşlarımızla birbirimize alışmaya çalıştık. Oyun ve hayat tarzlarımızı ifade ettik. Zor ama bir o kadar da güzel bir sezon başı kampı oldu" açıklamasını yaptı.
"Yusuf Yazıcı ve Rodallega önemli katkılar
verdiler"
Yusuf Yazıcı ve Rodallega'nın takımdan ayrılmasıyla ilgili olarak
Arjantinli oyuncu, "Yusuf Yazıcı geçtiğimiz sezon yeteneğiyle bize
çok büyük katkıda bulunmuştu. Gelecek vaat eden bir oyuncu olduğunu
hepimiz görebiliyorduk. Ayrılmasını istemesek de ayrılabileceğini
hissediyorduk. Böyle yetenekler kolay bulunmaz. Bu yeteneğini
önemli kulüplerde göstermeye devam ediyor. Hugo Rodallega da attığı
goller ve tecrübesiyle takımımıza önemli katkılar yapmıştı. Böyle
önemli oyuncuları kaybetmek dünyanın her takımını etkiler. Ancak
yeni gelen arkadaşlarımız da en az onlar kadar katkı verdiler, en
az onlar kadar takımımızı sahiplendiler. Tüm bunların yanında
adaptasyon için gerekli zamanı en kısa seviyeye çektiler. Sonucunda
çok kaliteli ve geçen sezon ki başarının üstüne çıkabilecek bir
kadro olduğumuzu ortaya koyduk. Bu konuda şanslıydık çünkü bu süreç
çok daha sancılı olabilirdi" diye konuştu.
"Sorumluluktan hiç bir zaman kaçmadım"
Hiç bir zaman sorumluluktan kaçan biri olmadığını belirten
bordo-mavililerin kaptanı Jose Sosa, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben hiçbir zaman sorumluluktan kaçan bir kişi, oyuncu olmadım.
Aksine maçın en önemli anlarında sorumluluk almayı hep istedim.
Sorumluluk almayı da seviyorum. Bir maçta topun yakıcı olduğu
anlarda sorumluluk almak benim için büyük bir keyif. Geriye dönüp
baktığımda çok önemli takımlarda çok önemli tecrübeler elde
ettiğimi söyleyebilirim. Arkadaşlarıma tecrübelerimi
aktarabileceğim bir ortam oluştu. Bu sorumluluğu üstlenmekten
dolayı çok memnunum. Eğer saha içinde ve dışında arkadaşlarıma
katkı sağlıyorsam bu beni daha fazla mutlu eder. Dışarıdaki
insanların da bu duruma tanık olması çok güzel."
"Sakatlık kabusu üzerimize çoktu"
Bu sezon takım olarak yaşadıkları sakatlıklarına vurgu yapan
Arjantinli yıldız, "Özellikle bu sezon sakatlıklar kabus gibi
üzerimize çöktü. Tüm arkadaşlarımla birlikte özellikle Abdülkadir
Ömür’ün yaşadığı sakatlık beni derinden etkiledi. Çünkü Abdülkadir
hem kendi yeteneği, hem de takım için önemli bir oyuncu ve dahası
genç oyuncularımız için bir rol modeldi. Diğer takım arkadaşlarım
da onun bu sakatlığına çok üzüldü. Ancak genç bir oyuncu olması
sebebiyle eskisinden daha güçlü geri döneceğine eminiz. Tüm
oyuncularımızın sahaya sağlıklı bir şekilde çıkabilmesi hem
takımımız, hem de lig yarışı için çok önemli. Umuyoruz ki ligin
ikinci yarısında talihsizlikler yaşamayız" şeklinde konuştu.
"Adınız Trabzonspor ise hedefiniz doğal olarak zirve
olur"
"Adınız Trabzonspor ise hedefiniz doğal olarak zirvedir" diyen
Sosa, iki kulvarda da en üst noktada ligi tamamlamak istediklerini
söyleyerek, "Özellikle ligin çok iyi analiz edilmesi gerektiğini
düşünüyorum. Ben analizin gücüne inanan biriyimdir. Lige
baktığınızda isimleri büyük olan takımların diğerleriyle yaptığı
maçlarda sürpriz puan kayıpları yaşadığını görüyoruz. Buna biz de
dahiliz. Dolayısıyla üst tarafla alt taraf arasında çok büyük fark
yok. Bunun sonucunda yakalayacağınız bir galibiyet serisi sizi
yukarıya taşıyabilir ya da olumsuzluk durumunda aşağılara
inebilirsiniz. Ligin her duruma açık olduğunu düşünüyorum. Kupada
da zorlu bir sürecin yaşanacağını düşünüyorum. Her takım bu
başarıyı elde etmek isteyecektir. Biz her iki kulvarı da en üst
noktada tamamlamak istiyoruz. İsminiz Trabzonspor ise hedefiniz
doğal olarak zirve olur" ifadelerini kullandı.
''Sezonu mutlu sonla tamamlamak istiyoruz"
Sezon sonu hedeflerinden de bahseden Arjantinli oyuncu, "Takımın
ortamını ve uyumunu çok iyi buluyorum. Tüm oyuncular aynı hedefler
doğrultusunda ve aynı iyi niyetle hareket ediyor. Dostluk da üst
düzeyde. Bu tarz ortamlar kolay kolay bulunmaz. Ligin ilk yarısı
itibarıyla bu değerler neticesinde tabii ki daha iyi olabilirdi ama
yine de zirvenin içerisinde yer alıyoruz. Şimdi iyi bir devre arası
kampının ardından ikinci yarıya iyi bir başlangıç yapmak ve sezonu
mutlu sonla tamamlamak istiyoruz" dedi.
"UEFA Avrupa Lig'nde bitirdiğimiz konumu hak
etmemiştik"
Sosa, açıklamalarında UEFA Avrupa Ligi'ndeki performanslarını da
değerlendirerek, şunları söyledi:
"Öncelikle şunu söylemem gerekir ki UEFA Avrupa Ligi'nde grubumuzu
bitirdiğimiz konum bizde buruk bir tat bıraktı. Çünkü biz bunu hak
etmemiştik. Özellikle Ekuban ve Abdülkadir Ömür'ün yaşadığı
sakatlıklar gerçekten bizi derinden etkiledi. Her ikisi de takım
için çok önemli oyunculardı. Onlara en çok ihtiyacımız olduğu
dönemde ikisini de çok uzun süreli olarak kaybettik. Dolayısıyla
onların yokluğuna alışmak gerçekten bizim için zaman aldı.
Zorlayıcı bir süreçti. Şunu da bilmek gerekir ki Trabzonspor gibi
bir kulübün her zaman Avrupa Kupalarında olması gerekir ve her yıl
üzerine koyarak, tecrübeler kazanarak, genç oyuncularına tecrübeler
kazandırarak bu yolda daha da iyi bir şekilde ilerlemelidir. Çünkü
çok genç arkadaşlarımız var. Bu genç arkadaşlarımızın tecrübe
kazanmaya ihtiyaçları var.Bu sezon hem ligde hem de Avrupa Ligi’nde
oynamak zorunda kaldılar. Dolayısıyla iki lig arasındaki farkı çok
iyi anlayamadılar. Bu farkı anlamak için tecrübe sahibi olmanız
gerekir. Belki o genç arkadaşlarımızda tecrübe eksikliği yaşandı.
Ancak gruptaki rakiplerimize baktığımızda hiçbiri bizden daha iyi
değildi. Grubu zirvede tamamlamak için önümüzde hiçbir engel yoktu.
İsmiyle, geçmişiyle bu takım her zaman Avrupa'da olmak zorunda.
Dolayısıyla tecrübe kazanarak çok daha iyi bir yola
girebileceğimizi düşünüyorum."
"Takımdaki gençlere baktığım zaman kendi gençliğimi
hatırlıyorum"
Trabzonspor'daki genç oyunculara baktığı zaman kendi gençliğini
hatırladığını ifade eden tecrübeli oyuncu, şöyle devam etti:
"Henüz 16-17 yaşlarındayken yetiştiğim kulüpte aynı buradaki gibi
genç oyunculara gereken şanslar veriliyordu. Bahsettiğim yaşlarda A
takımda benden çok daha yaşlı, çok daha tecrübeli futbolcularla
oynama fırsatı buldum. Hayatım boyunca unutamayacağım bir tecrübe
oldu benim için. Genç arkadaşlarımın burada olmaları, büyük bir
isme sahip takımın içerisinde olmaları onlar adına büyük bir şans.
Sadece maça çıkmak için maça çıkmamalılar. Kazanmak için maça
çıkmalılar. Ancak bu sayede kendilerini geliştirebilirler. Burada
başarılı olur, yeteneklerini gösterebilir ve üstüne çalışarak
yeteneklerini geliştirebilirseler geleceklerinin çok parlak
olduğunu düşünüyorum. Ama şu hataya kesinlikle düşmemeliler 'Ben
oynuyorum, dolayısıyla artık rahat davranabilirim' düşüncesine
kapılmasınlar. Çünkü futbol acımasız bir spor dalı. Hemen
kaybolabilme gibi bir durum söz konusu olabilir. Asla rahatlamadan,
disiplinden taviz vermeden çalışmalara devam etmeliler. Aynı
zamanda tabii ki oynamalılar, oynayarak kendilerini
geliştirmeliler. Bu arkadaşlarımız kendilerine verilen şansları
asla harcamamalılar. Her seferinde üstüne koyarak devam
etmeliler."
"Böyle bir şehirde ve böyle takımda kaptanlık yapıyor
olmak gerçekten büyük bir gurur"
Sosa, saha içinde ve dışında bir kaptan olmanın sorumluluğuna vurgu
yaparak, "Kaptanlığın sadece insanlarla konuşarak, ya da insanlara
bir şeyler anlatarak, kısaca kelimelerle yapılacak kadar kolay bir
şey olduğunu düşünmüyorum. İnsanlara ancak saha içinde duruşunuzla,
yaptığınız işinizle ve işinize gösterdiğiniz saygı ile örnek
olabilirsiniz. İnsanları ancak örnek olarak etkileyebilirsiniz.
Belki dünyanın en güzel kelimelerini, en güzel sözlerini seçip
onlara güzel bir şeyler söyleyebilirsiniz, ancak bunu eğer eyleme
dökmezseniz, bunu eğer onlara sizin de yaptığınızı göstermezseniz
söylediklerinizin hepsi boşa gidecektir ve dolayısıyla hiçbir
anlamı olmayacaktır. Ben kendimi bu şekilde bir kaptan olarak
değerlendiriyorum. Bu şekilde örnek olmaya çalışıyorum. Özellikle
genç oyunculara saha içerisinde neler yapmaları ve nerde durmaları
gerektiğini anlatmaya çalışıyorum. Daha önce öğrendiğim bilgileri
onlarla paylaşıyorum. Belki onlara ufak bir katkım olur. Saha
dışında da bütün arkadaşlarımızla konuşmaya, hepsinin fikirlerini
öğrenmeye, neler düşündüklerini, ya da onların ne istediklerini
öğrenebilme adına hepsiyle konuşabilmek istiyorum. Hepsiyle
konuşmak hoşuma gidiyor. Çünkü aynı zamanda fikirlerinizi değiş
tokuş etmiş oluyorsunuz. “Ben bunu düşünüyorum ama senin bu
konudaki fikrin ne?” yaklaşımıyla karşılıklı olarak yeni fikirler
öğreniyoruz. Bu fikirlerin gelişerek belki daha da iyi fikirler
haline gelmesini sağlayabiliyorsunuz. Sonuç olarak ben sözden
ziyade işi eyleme döken ve bunu yaparak gösteren bir kaptan olmaya
çalışıyorum. Umuyorum bunda da başarılıyımdır. Çünkü böyle bir
şehirde ve böyle takımda kaptanlık yapıyor olmak gerçekten büyük
bir gurur. Aynı zamanda çok büyük bir sorumluluk. Bu gururu yaşamak
için ilk önce bu sorumluluğun altından kalkmanız gerekiyor.
İnsanların sizlerden beklentilerine karşılık vermeniz gerekiyor.
Bende bunu yapmaya çalışıyorum" diyerek kaptanlığın nasıl olması
gerektiğini tarif etti.
"İçinde bulunduğum takımla büyük hayallerimiz
var"
Hayatı boyunca çalışmanın gücüne inandığını belirten başarılı
oyuncu, "Futbolun içinde olduğum, oynadığım sürece her zaman
hayallerim ve hedeflerim oldu. Genelde önüme büyük hedefler koydum.
Artık kariyerimin son dönemine giriyorum ve bu gerçekle de
yüzleşmek durumundayım. Dolayısıyla son zamanların tadını çıkarmaya
çalışıyorum. Çok şanslıyım ki içinde bulunduğum takımla büyük
hayallerimiz var ve bu hayallerimizi gerçekleştirebilecek güçteyiz.
Bu nedenle ayrıca kendimi heyecanlı hissediyorum. Cesaret korkunun
olmayışı değil, korkunun üstesinden gelebilmektir. Bunu vücuduma
dövme yaptırdım. Ayrıca hayattaki hiçbir şeyin imkansız olmadığını
düşünüyorum. Ben hayatımı bu düşünce üzerinden kurguluyorum" diye
konuştu.
"Trabzon'da düşündüklerimden daha fazlasını
gördüm"
Yaşadığı şehir olan Trabzon'la ilgili de değerlendirmelerde bulunan
Arjantinli yıldız, "İnsanların sevgi ve saygısını gördükçe burada
zaman geçirmekten zevk almaya başlıyorsunuz. İlk zamanlar sadece
kızlarım için anaokulu bulmakta zorluk yaşadım. Sonrasında şansıma
tam evimin karşısına bir anaokulu açıldı. Trabzon’da bazen
kızlarımla birlikte şehirde geziyorum ve insanların hem bana, hem
de çocuklarıma karşı gösterdikleri ilgiye şahit oluyorum. Aynı
durum başka yerde olsa bundan rahatsızlık duyabilirsiniz ancak
burada insanların iyi niyetine tam anlamıyla tanık olabiliyorsunuz.
Sorunun Trabzonspor kısmıyla ilgili de yorum yapmak istiyorum. Ben
bu burayı yarışmacı ve hedefleri olan bir kulüp olmasından dolayı
tercih etmiştim. Kulübe girdiğim andan bu zamana kadar yaşadıklarım
bana doğru tercih yaptığımı göstermiş oldu. Hatta düşündüklerimden
daha fazlası olduğunu gördüm" dedi.
"Çocuklarım Türkçe kullanıyor"
Kızlarının ve ailesinin Trabzon'la uyumunu örnek vererek anlatan
Sosa, "Kızlarım buraya çok iyi bir şekilde adapte olmuş durumdalar.
Bazen okuldan geldiklerinde evde oyun oynarken Türkçe kelimeler
kullandıklarını hatta özellikle rakamları Türkçe söylediklerine
şahit oldum. Bu çok güzel. Bende bazı temel şeyleri
anlayabiliyorum. Ancak Türkçe tamamıyla çalışarak öğrendiğim bir
dil değil. Konuşma anlamında sıkıntılarım var. Antrenman dışındaki
zamanımı genelde evde ailemle geçirdiğim için Türkçe konuşmaya çok
zaman olmuyor. Yalnız olsaydım çoktan öğrenebilirdim diye
düşünüyorum. Dil olarak İspanyolca ana dilim. Bunun dışındaki
hiçbir dili ders alarak öğrenmedim ama İngilizce ve Almanca ve
İtalyanca konusunda günlük konuşmaları yapacak bir durumdayım.
Rusça ve Türkçeyi de tam konuşamasam da anlayabiliyorum" şeklinde
konuştu.
"Futbolun içinde kalmak istiyorum"
Futbolu bıraktıktan sonra da futbolun içinde kalmayı planladığını
belirten Jose Sosa, sözlerini şöyle tamamladı:
"Belki menajerlik olabilir. Genç yaştan itibaren bir oyuncunun
yanında yer alıp, gelişimine katkı sağlayabilirim. Bazen sportif
direktör, bazen de teknik adam olmayı istiyorum. İlk zamanlar
teknik adamlık yapmayı aklımdan bile geçirmedim ama şimdilerde
bunun olabileceğini de hissediyorum. Hala tam olarak kararımı
vermedim. Tek bildiğim; bir şekilde futbolun içerisinde yer
alacağımdır."