Tosun, medyaya patladı
Abone olYeni Şafak Gazetesi yazarlarından Resul Tosun, Başbakan Erdoğan hakkında yaptığı espri nedeniyle eleştirildi. Tosun, kendisini eleştirenlere tepkisini gösterdi.
Resul Tosun, başlıklı yazısıyla kendisini eleştiren medya
kuruluşlarına cevap verdi.
Aslında bugün de eski Ramazanlarla ilgili bir yazı iktibas
edecektim. Ancak 3 Kasım günü hemen hemen gazetelerin hepsinde
şahsım hakkında yayınlanan bir haberi ele almak istiyorum ki en
azından kendi okurlarımız doğru bilgiye sahip olsunlar.
02 Kasım 2004 Salı günü AK Parti Olağan Grup Toplantısı'nın basına
kapalı bölümünde bir konuşma yaptım.
Bu konuşmada, 3 Kasım seçimlerinde halkımızın genel başkana olan
sevgisinin sonucu AK Parti büyük bir başarı elde ettiğini ama artık
siyasal kimliğin öne çıkması gerektiğini, bunun için de muhafazakar
demokrasi konusunda partililerin eğitilmesinin gerektiğini, örgütün
diğer başka konularda da ayrıca eğitime tabi tutulmasını ve parti
ilkelerinin ön plana çıkarılmasını gündeme getirdim. Peşinden
halkın Tayyip beyi sevmesindeki en önemli faktörün insana verdiği
değer olduğunu söyledim. Belediye başkanlığı döneminde binlerce
öğrenciye burs verilmesinin, milyonlarca fukaraya yardım elinin
uzatılmasının, fakir fukaranın sevindirilmesinin özellikle
Ramazanlarda fukara hanelerinin şenlendirmesinin bu sevginin
oluşmasında büyük katkısının bulunduğunu, şu anda AK Parti Kadın
kolları da insana değer veren bir organizasyon yürüttüğünü vekil
arkadaşların da bu fukarayı gözeten organizasyona destek vermeleri
gereği üzerinde durdum ve havayı biraz yumuşatmak için, "Tayyip bey
fukara duası ala ala başbakan oldu, biz de fukara duası almaya
çalışalım kim bilir belki bizde bu dualar sayesinde bakan oluruz."
diye apolotik bir espri yaptım. Sonra yasama faaliyetleriyle ilgili
konulara değindim, son olarak da anayasa değişiklikleriyle ilgili
birkaç hususu dile getirip konuşmayı bitirdim.
Benim ana başlıklarını zikrettiğim -kapalı oturum olduğu için
içerikleri hakkında bilgi vermem parti disiplinini ihlal olur- üç
buçuk sayfalık konuşmam basına yukarıdaki espriden yola çıkılarak
bakanlık istediğim şeklinde sözlerime takla attırılarak
yansıdı.
Bazı gazetelerimiz yukarıdaki espriyi, "Ben iftarlarımı çadırda
açıyorum belki bu dualar beni de bakan yapar."(Sabah, Zaman, Posta)
şeklinde verdi. Bazıları ise, "Sayın başbakanım, artık bana da bir
bakanlık verirsiniz herhalde."(Şok, Cumhuriyet, D.B.Tercüman, Yeni
Çağ, Vakit, Radikal, H.O. Tercüman, Takvim, Sesimiz) şeklinde
yazarak habere takla attırdılar.
Basına kapalı olan konuşmamın bu iki şekilde basına yansımasından
anlaşılıyor ki haberin iki farklı kaynağı var. Ve maalesef bu iki
kaynak da ya söyleneni anlayamamışlar ya da kastı mahsusa ile
çarpıtarak servis yapmışlar.
Tabii haberi yazanlar ve mutfakta yayına hazırlayanların yayınlanan
her iki ifadenin de -bana ait olmasa da- o şekliyle bile bir espri
olduğunu anlamaları gerekirdi ama maalesef sadece üç
gazete(Cumhuriyet, Vakit, Zaman) bu ifadenin bir espri olduğunu
belirtmiş ötekiler benim ifademle alakası bulunmayan o yanlış
ifadeleri ciddi ciddi bakanlık istediğim şeklinde vermişler.
Bakanlığın isteyene verilmediği, kürsüden hiç istenmeyeceğini, hele
benim gibi 30 yıllık siyasi geçmişi olan ve hangi sözün hangi
anlama geldiğini bilen birinin böylesi acemice bir söz
sarfetmeyeceğini meslektaşlarımızın bilmesi gerekirdi ama maalesef
meslektaşlarımız bunu da yaptı.
Bazı TV kanallarında da gazetelerdeki gibi çarpıtılmış haberler
yayınlandı. Sadece Habertürk TV'de bu haberleri yorumlayan Taki
Doğan bey benim ifademin bir espri olduğunu belirtti ve
meslektaşının gazetelere yansıdığı gibi çiğlik etmeyeceğini
söyleyerek en isabetli yorumu getirdi.
Gazetelerin bazılarında yer alan konuşmaya tepki olarak kimi
milletvekillerinin salonu terk ettiği ise tamamıyla asılsızdır.
Olay basit bir espri iken gazetelere servis yapanlar(!) ve
gazetelerin mutfağındaki meslektaşlarımız sayesinde protesto
edildiğimiz haberi yayıldı.
Birkaç kişiye de okutturup fikirlerini aldıktan sonra son şeklini
verdiğim konuşmanın her kelimesinin arkasındayım. Yanlış anlaşılan
esprinin doğru şekli yukarıdaki gibidir ve konuşmam sırasında kimse
protesto amacıyla salonu terk etmemiştir.
YAZI:Resul TOSUN