Toroğlu ipini çeken ismi açıkladı
Abone olErman Toroğlu Lig Tv'den gönderildi. Maraton bitti. Lig TV yeni yayın anlayışı dedi ama Erman Toroğlu ipini çeken ismi açıkladı.
Herkes konuştu bir tek o sustu. 'Çarşamba günü konuşacağım, her
şeyi anlatacağım' diye randevu verdi. Ve Çarşamba geldi. Erman
Toroğlu Lig TV'den neden gönderildiğinin yanıtını Hürriyet'teki
köşesinde verdi
Erman Hoca "biri bana çaktı ama kim çaktı bilmiyorum" diyor ama aslında açıkta ipini çekenin ismini örneklerle veriyor.
- Fenerbahçe Asbaşkanı Ali Yıldırım'ın Digitürk yetkililerine ihaleden önce "Yıllardır söz verdiğiniz halde Erman Toroğlu’nun işine niye son vermediniz?” dediğini,
- Aziz Yıldırım'ın kulüp başkanlarıyla bir yemek esnasında ‘Ertan Özerdem’le konuştum, sezon sonunda Erman Toroğlu’nu görevden alacak..." dediğini,
-Yine Aziz Yıldırım’ın ihaleden sonra bir kulüp
başkanıyla konuşurken “Henüz işimiz bitmedi, elbirliğiyle bu
Erman Toroğlu’nu yollamamız gerekiyor.” dediğini Toroğlu'nun
satırlarından okuyoruz...
İşte Erman Hoca'nın o yazısı:
MARATON KLASİK OLMUŞ BİR PROGRAM
Geçtiğimiz 20 yılda benim aklımda kalan dört adet artık klasik
olmuş televizyon programı var: Arena, Siyaset Meydanı, 32.
Gün ve Maraton.
Diğer üçü siyasi, ekonomik, toplumsal
programlar, bizimki futbol programı. Hoş zaman zaman ben buna
ekonomiyi de, toplumu da katıyordum. Bence fena da olmuyordu.
Arena, Siyaset Meydanı ve 32. Gün zaman zaman banttan da yayınlanan
programlar. Ama bizimkinin bant şansı yok. Hep canlı canlı. Bazen
2.5 saat, bazen 4.5 saat. Bir de karşınızdaki yelpazeyi göz
önüne getirdiğinizde, varın gerisini siz düşünün.
İHALE ALINDIĞINDA LONDRA'DAYDIM
İHALE KAYBEDİLSEYDİ MARATON DEVAM EDECEKTİ |
- Maraton’u Digitürk’ün dışında bir ‘güç’ün
kaldırdığına inanıyor musun? Maraton bir güç ise eğer, başka bir güç onu kaldırdı. Perde arkasında neler var, bilmiyorum. Birisi bana çaktı da kim çaktı, bilmiyorum! - Maraton’un bittiğini size kim söyledi? Bana kimse söylemedi, Vatan Gazetesi’nden öğrendim bunu. Tayfun Bayındır’ın haberinden öğrendim. - Ertan Özerdem, Maraton’un kaldırılmasının sebepleri konusunda net bir şey söyledi mi? Kendisiyle yaptığımız toplantıda önce bir çay söyledim. Baktım çay kesmiyor, sonra viskiye döndü. Eğer ihale kaybedilseydi, “Maraton devam eder miydi” diye sordum. “Devam edecekti” dedi. Sonra kendisine Ali Yıldırım’ın, “Yıllardır söz verdiğiniz halde Erman Toroğlu’nun işine niye son vermediniz?” sözlerini hatırlattım, “Bu konuda bir şey söylemem” dedi. 10 dakika sonra da, “Eğer bunu yazarsan inkar ederim” dedi. Ben de, “İnkar edersen, o senin sorunun olur” cevabını verdim. Ertan Özerdem ile konuşurken, Digitürk Genel Müdür Yardımcısı Kadir Kardaş da vardı. - Maraton programı devam edecek mi? Bilmiyorum. Hayat neler geler gösterir belli olmaz. - Herhangi bir televizyon kanalından, Maraton’u devam ettirmeniz için bir teklif aldınız mı? Şu anda onları konuşmak için çok erken. - Erman Toroğlu bundan sonra ne yapacak? Sezon sonuna kadar bekleyecek mi? Beklemeyecek, Hürriyet’te yazacak. - Birilerinin sizden intikam aldığını düşünüyor musunuz? Bu olayda şahsi intikamlar söz konusuysa bu da benim için önemli değil. Eğer müesseseler kulüp başkanlarının veya yöneticilerinin şahsi intikamlara, dolaylı yoldan alet ve teslim oluyorlarsa, pes derim. |
Tam ihale başladığında Pegasus uçağıyla İstanbul-Londra seferine
başlamıştım. Londra’ya indiğimde ihalenin Digitürk tarafından
alındığını öğrendim. Üç gün Londra’daki dostlarımla gezdim tozdum.
Döndüm, İstanbul’da bir restorana gittim, önüme bir Vatan gazetesi
getirdiler. Digitürk Genel Müdürü Ertan Özerdem ile Sanem Altan
röportaj yapmışlar, bu röportajın üzerinde 8 sütun manşet;
“Çanlar Erman Hoca için çalıyor” başlığı ve benim
kelle resmim...
ARAŞTIRMAYA BAŞLADIM
Genel Müdür’ün konuşmaları ile yukarıdaki haberin ayrıntıları
örtüşüyor. Yani, benim olayım, benim ile şirket arasında gözüküyor.
Bu sonuçta şahıslar ne kadar etkili, onu bilemem. Aslında bu tarz
bir yazı yazmak istemedim. Ama suçlamalar öyle boyutlara gitti ki,
‘doğru muydu yanlış mıydı’ araştırma yapmaya başladım. O zaman
yukarıdan başlayarak aşağı doğru inelim:
VE İŞTE ARAŞTIRMA SONUÇLARI
1- Gül: “Beni uykusuz bırakıyor” demişti
“Maraton’un kalkmasının sebebi siyasi olabilir”
diyenler oldu. Katılmıyorum, çünkü şu anda iktidarda olan partinin
kurucularından olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül çok yerde beyanat
vererek, “Maraton’dan şikayetçiyim çünkü beni gece
yarılarına kadar uykusuz bırakıyor” demiştir.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Maraton hakkındaki
düşüncelerini sevgili dostum, arkadaşım merhum Hasan
Doğan’dan dolayı biliyorum.
2- “Toroğlu’nun işine niye son vermediniz”
dediler
Maraton’un ‘badem!’ olma kararı nerede alındı? Yayın ihalesine
çıkıldıktan sonra Türk Telekom ile Digitürk ekipleri üst
düzey toplantılar yaptılar ve sonunda el sıkışıp ihaleye
beraber girme kararı aldılar. İhaleye iki gün kala Ulaştırma Bakanı
Binali Yıldırım’ın da bulunduğu, Türk Telekomcularla beraber
yapılan toplantıda, ‘ihaleye Digitürk’le beraber
girilmeme’ kararı alındı. Türk Telekom tek başına
girecekti. Bu isteğin daha yukarılardan da geldiği
söyleniyor.
İşte burada Digitürk tarafında panik başladı.
Belki de bu arada karşılıklı vaatler verildi.
Mesela ihaleye iki gün kala Ertan Özerdem’in odasına Fenerbahçe
Başkanı Aziz Yıldırım, asbaşkanı Ali Yıldırım ve İstanbul
Büyükşehir Belediyespor Başkanı Göksel Gümüşdağ girdiler.
Burada Ali Yıldırım’ın Özerdem’e, “Yıllardır söz verdiğiniz
halde Erman Toroğlu’nun işine niye son vermediniz?” cümlesi
var. Bunu sağda solda söyleyen de Göksel Gümüşdağ’dır.
3- Kulüpler Birliği’nde hiç gündeme
gelmedi
“Erman Toroğlu’nu Kulüpler Birliği istemedi” denildi. Ben kulüp
başkanlarıyla hep belli mesafede durmuşumdur. Ama böyle bir
önemli olayda bazı kulüp başkanlarını bizzat aradım. Bazıları da
beni aradılar. Söylediği cümleler netti:
“Bu konuyla ilgili Kulüpler Birliği toplantısında Erman
Toroğlu’nun ‘E’si bile geçmedi. Ve böyle bir istek
getirilseydi, kesinlikle reddedilirdi.”
Yalnız burada iki ayrıntı var... Bu Kulüpler Birliği
toplantısından sonra dört kulüp başkanı; Fenerbahçe
Başkanı Aziz Yıldırım, Kayserispor Başkanı Recep Mamur, Sivasspor
Başkanı Mecnun Otyakmaz ve İstanbul Büyükşehir Belediyespor Göksel
Gümüşdağ sohbete oturuyorlar... Burada benim mevzum geçiyor.... Ve
sonra bu grup yemeğe gidiyor.
Araştırmaya devam ediyorum ve Kayserispor Genel Menajeri Süleyman
Hurma’yı arıyorum, diyorum ki:
“Kayserispor Başkanı’nın Şansal Büyüka’ya gönderdiği
teşekkür mektubunun henüz imzası kurumadı.”
Neler diyor Recep Mamur:
“İyi ki Maraton programı var, iyi ki sizler varsınız, yoksa biz
Anadolu takımları mahvolacağız. Bana küfreden ve baskı
yapan bu seyirciye karşı benim yanımda dimdik ayakta
duruyorsunuz. İkinize de teşekkür ediyorum.”
Ve Süleyman Hurma devam ediyor:
“Başkanımla bizzat konuştum. Bana söylediği; ‘Mektubun arkasında
sonuna kadar duruyorum. Ben o 4-5 kulüp başkanıyla yenen yemekte ne
Erman Toroğlu’nun ne Şansal Büyüka’nın ne de Maraton’un aleyhinde
konuşmadım. Yalnız Aziz Yıldırım dedi ki; ‘Ertan Özerdem’le
konuştum, sezon sonunda Erman Toroğlu’nu görevden alacak... Ben en
ufak bir yorum yapmadım.”
4- “Elbirliğiyle Erman Toroğlu’nu
yollamalıyız”
İhale bitiyor. Şu anda Süper Lig’de oynayan bir kulübün başkanı
(ismi bende saklı) Aziz Yıldırım’ı arıyor... “Başkan, tebrik
ederim. Çok güzel bir ihale oldu” deyince Yıldırım’ın
cevabı enteresan:
“Henüz işimiz bitmedi,
elbirliğiyle bu Erman Toroğlu’nu yollamamız
gerekiyor.”
Buna benzer, kulüp başkanlarıyla ilgili
birkaç detay daha var. Ama bakın ben bunlara detay olarak
bakıyorum, esas olarak görmüyorum. Çünkü esas olan Maraton ile
Digitürk’tür.
5- Küfürle mücadelemiz için teşekkür
etmişlerdi
“Erman gidecek küfür bitecek” diyenler de
oldu...
Küfürle en fazla mücadele eden adam benim. İşte Kayserispor Başkanı
Recep Mamur’un söyledikleri. Biraz geriye gidin, Aziz
Yıldırım’ın 2006 yılında Beyoğlu’nda bir Fenerium mağazası
açarken kameralara söyledikleri:
“Türkiye’de küfürle sadece iki kişi mücadele ediyor. Buradan
ikisine de açık teşekkür ediyorum; birisi Şansal
Büyüka’dır, diğeri Erman Toroğlu.”
6- Futbol Federasyonu destekliyordu
“Futbol Federasyonu Maraton’u istemiyor”
diyebilirler. Nitekim sayıları az da olsa diyenler oldu. Bizzat
Futbol Federasyonu ve yönetim kurulu üyeleri Maraton
Digitürk’te bittikten sonra ne duruma geldiler, neler
söylediler, herkes biliyor. Futbol Federasyonu, Maraton’un
kesinlikle devam etmesinden yanaydı. Hatta şunu
söylüyorlardı: “Maraton işimizi kolaylaştırıyor.”
7- Sarvan: İşimiz çok daha zorlaştı
“Hakemler hakkında konuşmalar... Pozisyonların tekrarları...
Hakemler rencide oluyor... Hakemler rahatsız...” diyenler ve sebebi
bunlarda arayanlar da vardı. Veya öyle söylüyorlardı. Merkez Hakem
Kurulu (MHK) Başkanı Oğuz Sarvan ve MHK Başkan Vekili Yüksel
Okçuoğlu bizzat telefon açarak, “İnanamadık, şimdi bizim
için çok kötü oldu. Hakem camiası olarak en büyük desteği sizden
görüyorduk” cümlelerini sarfettiler ve, “Bundan sonra
işimiz çok daha zorlaştı” dediler.
8- Türk halkı “Maraton”u seviyor
Seyirciye bakıyorsunuz,yüzde 100 fanatik olmayan, biraz
aklı selim olan seyirci “Maraton” diyor. Çünkü Maraton
açık kanalda yayınlanmadı. Biz Şansal’la Digitürk’te yani, şifreli
yayında buna başladığımızda çoğu kimse, “Unutulur
gidersiniz. Açık kanalda çalışsanız iyi olurdu. Artık
bittiniz” dedi. Maraton bitti de gördüğünüz gibi şimdilik
ortalığı çok karıştırarak bitti.
9- MHK bizden şikayetçi değildi
Maç bitiyor, daha soyunma odasına gitmeden futbolcu ve teknik adam
diyor ki: “Bunu akşam Maraton’da yorumlayacaklar, o zaman
göreceksiniz.” Kim bunu söyleyenler; canı yananlar.
Yine ismi bende saklı bir üst düzey FIFA hakemi, bir maçı idare
ederken sarı kart gösteriyor, futbolcu hakeme diyor ki:
“Gösterdiğin kart yanlış, akşam Maraton’da görürsün.”
Peki kim bunu söylüyor, canı yanan futbolcu. MHK de bundan
şikayetçi değil, niye çünkü orada hiçbir çıkarı olmadan, hiçbir
kulübe bağlılığı ya da Futbol Federasyonu’na bağlılığı olmadan,
renklere çıkar sağlamadan oyun kuralı yorumlanıyor. Çünkü geçmişte
de bazı MHK Başkanları dediler ki: “Türkiye’de biz bazı
yerlere ulaşamıyoruz. Oralara Maraton ulaşıyor, Allah razı
olsun.”
10- İsim babası Büyüka’dır
Maraton’un isim babası Şansal Büyüka’dır. Onu çocuğu gibi büyüttü.
Kolay değil, 14 yaşına geldi, çocuk okusaydı şu anda Lise 1’de
idi. Ne yapalım, bu sene de bazı sebeplerden dolayı kaydını
dondururuz, o çocuk gene eğitimine bir yerde devam
eder.