Topuz hükümeti eleştirdi
Abone olCHP Grup Başkanvekili Ali Topuz, Hükümetin Diyarbakır'daki olaylara seyirci kaldığını öne sürdü.
Topuz, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun sözlerini
eleştirerek, ''Bu olayı yaratan, Apo posterleri açan, TSK aleyhine
slogan atıp PKK'ya övgüler yağan bu topluluk, Diyarbakır Valilik
binasını basıp, Vali'nin makamına oturmadı diye mi seviniyor?
Bundan sonra yapılacak tek bir şey kalmıştı; gidip Hükümet
Konağı'na oturmak''dedi.
Parlamento'da basın toplantısı düzenleyen Topuz, Diyarbakır'da
yaşanan olayları değerlendirdi. Son günlerde meydana gelen terörist
olayların kaygı verici ve düşündürücü olduğunu belirten Topuz,
konunun yaygınlaşma tehlikesinin sezildiğini ifade etti. Topuz,
olayların iyarbakır ile başlamadığını, bir süreden beri Türkiye'de
bir takım kalkışma, terörist ve kargaşa yaratmaya dönük
hareketlerin sürdürüldüğünü kaydetti.
Konuyla ilgili değerlendirme yapan herkesin sağduyu içinde olması
gerektiğine işaret eden Topuz, ''gerçekleri yakalayıp izlenmesi
gereken politikalar üzerinde tartışılmasını'' istedi. Böyle bir
olayı yaratan iç, dış, sosyal, siyasal ve ekonomik nedenlerin doğru
analiz dilmemesi halinde, alınacak önlemlerin de etkili, önleyici
ve kararlı durum yaratamayacağını savunan Topuz, şöyle konuştu:
''Hükümetin, bu gelişmelere karşı tam bir seyirci havası içinde
olduğu çok açık bir gerçektir. Diyarbakır olaylarından sonra
İçişleri Bakanı Aksu, 'tahrik değil, sağduyu kazandı, bölücü
örgütün oyununa kimse gelmedi' diyor. Keşke Sayın Bakan, sizin
söylediğiniz gerçek olsaydı... Keşke tahrikin değil,
sağduyunun kazandığı bir durum söz konusu olsaydı, keşke bölücü
örgütün oyununa gelinmemiş olsaydı. Ben bunu çok isterdim ama
maalesef durum böyle değil.''
''NE ZAMAN GİDECEK?''
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in, yanına
Vali Yardımcısı'nı da alarak olayın tertipçileriyle konuşmaya
gittiğini ve kendilerine ''Şimdiye kadar istekleriniz ve
cesaretiniz için size teşekkür ediyorum, ama artık bırakın'
dediğini öne süren Topuz, ''Çok açık bir şekilde, Diyarbakır
Belediye Başkanı'nın, bu tahrikin planlayıcısı, destekçisi,
teşvikçisi olduğu anlaşıldı. Vali Yardımcısı'nın bu olaya
seyirci kalması... Rica ediyor; 'yapmayın, bundan sonra durun, ne
zaman başlayacağınızı, ne yapacağınızı ben size söylerim' diyor''
diye konuştu.
Aksu'nun, ''Bölücü örgütün oyuna gelinmedi, sağduyu kazandı''
sözlerini hatırlatan Topuz, şöyle devam etti:
''Burada vatandaşlarımız öldü, kepenklerini kapatmayan dükkanlar
tahrip edildi. Aksu, bu olayı yaratan, Apo posterleri açan, TSK
aleyhine slogan atıp PKK'ya övgüler yağan bu topluluk, Diyarbakır
Valilik binasını basıp Vali'nin makamına oturmadı diye mi
seviniyor? Bundan sonra yapılacak tek bir şey kalmıştı; gidip
Hükümet Konağı'na oturmak. Bu anarşiyi, terörü yaratanlar Hükümet
Konağı'na gidemedi diye mi sağduyu hakim oldu? Sayın İçişleri
Bakanı, Ankara'dan niye ahkam kesiyorsunuz? Orada önemli bir olay
olmuş. Bunun üzerine İçişleri Bakanı oraya gitmeyecek de ne zaman
gidecek? Uzaktan kumandayla mı bu işleri yönetecek?
DTP Siirt İl Başkanı, halkı kepenk kapatmaya çağıracak, kapatmayanı
tahribe çağıracak, Hükümet buna seyirci kalacak. Sonunda tüm
dükkanlar tahrip edilmedi diye sağduyu hakim olacak. En basit
tabiriyle bu, aymazlıktır. İçişleri Bakanı'nı bu aymazlıktan
kurtulmaya çağırıyorum. İçişleri Bakanı, her konuda vurdumduymaz
davranıyor. Türkiye'de hangi önemli olay olsa İçişleri Bakanı, adet
yerini bulsun diye iki cümle söyleyerek, olayı hallettiğini
zannediyor.''
''BAŞBAKAN ÖYLE AÇILIMLAR YAPTI Kİ...''
Bu noktaya nasıl gelindiğiyle ilgili değerlendirme yapılmazsa
yanlış sonucu varılacağına işaret eden Topuz, ''Bu noktaya gelmenin
başlıca nedeni, Hükümetin terörle mücadelede kararsız, bilgisiz ve
zafiyet içinde olması. Oy kaybetme kaygısına kapılarak, oy
kazanma bencilliği içinde olaylara yorum getirmeye
çalışmasıdır'' görüşünü savundu.
Bir süre önce TSK'nın, ''terörle ilgili konularda yetki eksikliği
olduğunu'' söylediğine, Hükümetin bir çalışma başlatmasına karşılık
bugüne kadar hiçbir şey yapılmadığına dikkati çeken Topuz, şunları
kaydetti:
''Hükümetin kararsız davranışının nedeni, bir süre
önce teröristlerle masaya oturma olanağını yaratabilecek bir
süreç başlatma basiretsizliğini göstermesidir. Başbakan, öyle bazı
açılımlar yaptı ki bu açılımlar, terör örgütü yöneticileri
tarafından masaya oturacakları izlenimi almalarına neden oldu. Bu
yönde açıklamalar yaptılar. Yani onlara göre iki taraf var; biri
PKK, diğeri Hükümet, Başbakan... Buna karşı ne yapıldı? 'Siz kim
oluyorsunuz ki sizinle konuşacağım' dedi mi Başbakan? Onların
umutlarını taze tutmaya çalıştı. Bunun altında oy kaygısı var. Çok
bencil, yanlış bir davranış. Oy için herkese mavi boncuk
vermektir.
Türkiye'nin üniter yapısını bozmaya dönük girişim için senin
karşına gelen insanlara, bunun demokratik hak olduğunu kabul
ederek, 'evet seninle otururum masaya' diyebilir misiniz? Bu
mücadelede 30 bin insan ölmüştür. Bir tarafı dağa çıkmış olanlar,
öbür tarafı Türkiye Cumhuriyeti devleti yan yana gelip masaya
oturabilir mi? Böyle bir şey düşünülebilir mi? Bunun, devlet
ciddiyeti ve sorunları çözme anlayışıyla ne alakası var? Teröre,
terörü çözmeye dönük bakış açıları fevkalade yanlıştır. Çünkü
bunlar, Türkiye'nin meseleleriyle meşgul olmamışlar, iktidar
gelinceye kadar İslam devrimini nasıl yapacaklarını düşünmüşler. Ne
devleti ne sorunları tanımışlar. Bilmiyorlar, acemi politikacılar,
danışman ve akıl vericilerle sorunların üzerine gidiyorlar.''
ABD VE AB'NİN ETKİSİ
Türkiye'de olayların bu noktaya gelmesinde Hükümetin duyarsızlığı,
yanlış tercihi ve çelişkili bakış açılarının yanı sıra bazı dış
etkilerin de olduğunu belirten Topuz, ABD'nin PKK'ya karşı
tutumundaki zafiyetin de rol oynadığını söyledi.
Türkiye'nin, PKK'nın Kuzey Irak ve Kandil Dağı'ndaki yeriyle ilgili
taleplerine seyirci kaldığını ifade eden Topuz, ''ABD Genelkurmay
Başkanı hiç sıkılmadan, 'Türk yetkililerinin gözünün içine baka
baka gerçekleri söyledim' diyor. Bu gerçekler neymiş, Hükümet ve
Başbakan'ın kamuoyuna açıklamasını bekliyoruz. Bu terörün arkasında
ABD'nin desteği vardır anlamını çıkartıyorum bundan... En azından
desteği yoksa bile seyirci kalması nedeniyle terör örgütü elini
kolunu sallayabiliyor'' dedi.
AB'nin müzakere süreci ve öncesinde, Türkiye'nin üniter yapısını
değiştirmeye dönük baskısı olduğunu ileri süren Topuz, kültürel
özerklik verilmesinden azınlıkların kabulüne, merkezi idarenin
zayıflatılmasından askeri gücün zayıflatılmasına dönük talepleri
olduğunu; bunun, kurulu düzene karşı harekete geçen terörist ve
diğer gruplara cesaret verdiğini iddia etti.
Topuz, Türkiye'de yapılan işlerin erken seçimi düşünen iktidarı
gösterdiğini ileri sürerek, seçim ne zaman yapılırsa yapılsın
iktidarın bugünden seçim startını verdiğini, buna göre harcama
planı hazırladığını söyledi. Bazı vergi indirimi ve kolaylıkların
bu amaçla Meclis'e getirildiğini, başka düzenlemelerin de
getirileceğini savunan
Topuz, şöyle konuştu:
''Merkez Bankası Başkanlığı'na kendi buyruğunda, kendi meşrebinde
birini getirme arzusunun altında yatan şey; seçim ekonomisi
uyguladığında kendisine itiraz etmeyen bir başkanın olması içindir.
Seçimin yolu açılmıştır, kampanya başlamıştır. Seçim ne zaman
olacaksa raya kadar Türk ekonomisi yara alacaktır. Bunlar kendileri
açısından ikinci lale devrini yaşıyorlar. Ama çökmeye, erimeye ve
iktidarı aybetme sürecine girdiklerini kendileri de görüyorlar.
Korkunun ecele aydası yok. Önümüzdeki seçimde artık bir AKP
iktidarı olmayacak. Kim ktidara gelirse gelsin Türkiye üzerindeki
kara bulutlar ağılacaktır'' dedi.