Topuz, Erdoğan'ı Hitler'e benzetti
Abone olGenel başkandan talimat alan CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz., Erdoğan'ı Adolf Hitler'e benzetti.
CHP TBMM Grup Başkanvekili Ali Topuz, Adolf Hitler'in seçimleri
kazanarak işbaşına geldiğini ve Almanya'yı felakete sürüklediğini
ifade ederek, ''Demokrasi çok iyi bir rejimdir. Ama bu rejimin de
bazen yanlış sonuçlar verdiğinin tarihte örnekleri vardır. Hitler
de bunlardan birisidir. Umarız başka Hitler doğmasın, başka Recep
Tayyip Erdoğan'lar doğmasın'' dedi. Topuz, çok sayıda CHP
Milletvekili ile birlikte Parlamento'da düzenlediği basın
toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''CHP dediğin zaman
akla susuzluk gelir. Çünkü bunların kökü bereketsiz'' şeklindeki
sözlerini yanıtladı. Başbakan Erdoğan'ın seçim kampanyasını
''CHP'ye sataşarak'' başlattığını ifade eden Topuz, susuzlukla
ilgili sözlere Eski İstanbulBüyükşehir Belediye Başkanı ve CHP
İstanbul Milletvekili Nurettin Sözen ile birlikte daha sonra yanıt
vereceklerini, ancak ''Bereketsiz'' suçlamasını ''Başbakan'ın
köklerine bakarak'' yanıtlamak istediğini söyledi. ''MUHATAP KABUL
ETMEK ZORUNDAYIZ'' İki gün geçmesine karşın özür dilememesinin
Başbakan Erdoğan'ın bu sözleri ''Bilerek, isteyerek, kasıtlı,
CHP'yi küçük düşürmek'' amacıyla söylediğini gösterdiğini ifade
eden Topuz, şöyle konuştu: ''Bu ne demektir, (Bu seçim kampanyasını
ben CHP ile kavga ederek sürdüreceğim) demektir. Aslında biz böyle
bir üslupla bir seçim kampanyasına girmeyi istemezdik. Ama Başbakan
bu yolu kendisi seçti. Başbakan'ın üslubu çok yakışıksız bir üslup.
Bunca yıllık bir siyasetçi olarak böyle bir Başbakan üslubuna hiç
tanık olmadım. O nedenle günah bizden gitti. Kavgadan kaçanın
kaşığı kırılsın, biz bu kavgada varız. Hiçbir sözü yanıtsız
bırakmayacağız. CHP'ye sataşan herkese hakettiği cevabı vereceğiz,
hakaret eden herkese de haddini bildirmekten geri kalmayacağız.
Herkes bunu böyle bilsin... Biz Erdoğan'ın siyasal kimliğini çok
iyi tanıyoruz. Siyasal kültürünü ve bilgi düzeyini de çok iyi
biliyoruz. Şayet Başbakan olmasaydı kendisini muhatap bile kabul
etmezdik, ama üzerinde taşıdığı sıfat nedeniyle muhatap kabul etmek
zorundayız.'' ''PARTİNİZİN KÖKÜ VE BEREKETİ NEREYE DAYANIYOR?''
CHP'nin köklerinin ''Müdafa-i Hukuk hareketine, emperyalizme ve
sömürgeciliğe karşı baş kaldıran Ulusal Kurtuluş Hareketine''
dayandığını kaydeden Topuz, ''Bunun aksini söyleyecek, iddia edecek
bir babayiğit var mı?'' diye sordu. CHP'nin köklerinde, Kurtuluş
Savaşı'nı yürüten Türk milletinin ve Atatürk'ün bulunduğunu
bildiren Topuz, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Evet Sayın Erdoğan
bizim köklerimiz ve bereketimiz bunlardır. Siz bu köklerin ve
bereketin bir parçası değil misiniz? CHP'ye kökü bereketsiz
suçlaması yaptığınıza göre sizin ve partinizin kökü ve bereketi
farklı olsa gerek. Acaba sizin ve partinizin kökü ve bereketi
nereye dayanıyor? Bir bereketiniz varsa o nedir? Recep Tayyip
Erdoğan'ın bu soruları yanıtlamasını bekliyoruz. Acaba
yanıtlayabilecek mi?'' Topuz, Başbakan Erdoğan'ın 1994'de yaptığını
ifade ettiği konuşmalarda kullandığı ''Hem laik, hem Müslüman
olunamaz. İkisi bir arada ters mıknatıslama yapar'', ''1.5 milyar
İslam alemi Müslüman Türk milletinin ayağa kalkmasını bekliyor,
kalkacağız, ışıkları göründü. Allah'ın izniyle bu kıyam
başlayacak'', ''Türkiye Cezayir olur mu diye soruyorlar. Biz
hazmettire hazmettire geliyoruz'' sözlerini aktardı.
''HİZBULLAHÇILARIN CİNAYETLERİ...'' Bu hareketin kökleri
arandığında çok gerilere gitmenin mümkün olduğunu ifade eden Topuz,
'Bu hareket zaman zaman ortaya çıkan ama çirkinlikleri görüldüğünde
dalları toprakla kapatılan bir ağaca benziyor'' dedi. Topuz, AK
Parti'nin gerisinde, RP, MSP, Milli Nizam Partisi'nin bulunduğunu
bildirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bütün bunlar, Türkiye'de
laikliğe, Cumhuriyet'e karşı tavırları bulundukları ortamın
elverdiği ölçülerde açığa çıkıp, sonra geriye çekilmiş
hareketlerdir. Türkiye'de din kurallarını egemen kılmak amacıyla
oluşmuş pekçok toplumsal acı olayı hatırlıyoruz. En son
hatırladıklarımız Hizbullahçıların cinayetleri... Din uğruna, Allah
yolunda canlı canlı insanları iplerle bağlayarak toprağa gömüp
öldüren bereket, bunların bereketi herhalde... Daha geride Sivas
olayları, Menemen olaylarını görürüz, çeşitli tarikatların
1950'lerde ortaya çıkışını, ellerine çekiçler alıp Atatürk
heykellerini kırdıklarını görürüz. Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki
isyanları, 31 Mart olayını, Derviş Vahdeti öncülüğünde yürüyen
kalabalıkları hatırlarız. Köklerinde bunlar vardır. Başka bir
açıdan bakarsak Damat Ferit'i hatırlayabiliriz. Ülkeyi yabancılara
nasıl peşkeş çektiğini düşünürsek... Recep Tayyip Erdoğan
işbirliğini Ülker kurabiyelerini, Cola Turca kolalarını satmak için
kurulan bir şirketin yaptığına benzetiyor. İşbirliği başka şeydir.
Siz ülkenizin çıkarlarını başkalarına peşkeş çekerseniz bu çok kötü
birşeydir. ABD'lilerle, bazı emperyalist ülkelerle işbirliği yapıp
Kıbrıs'ı verip kurtulmak işbirlikçilik örneğidir.''
''YALDIZLADILAR...'' Topuz, Başbakan Erdoğan'ın bir taraftan
milleti bir taraftan da dünyayı kandırmaya çalıştığını da savundu.
Emperyalistlerin AK Parti iktidarı eliyle Türkiye'yi sömürmeye
çalıştıklarını ifade eden Topuz, ''Recep Tayyip Erdoğan ve AKP'nin
üzeri yaldızlanmıştır'' diye konuştu. AK Parti'nin ''Çok batılı,
modern'' göründüğü için oy tabanından oy alabilmek amacıyla CHP'ye
karşı savaş açtığını kaydeden Topuz, ayrıca İmam Hatip Liselilere
ve bu liselere güvenenlere de mesajlar verildiğini söyledi. Topuz,
İmam Hatip Lisesi mezunlarının klasik üniversiteye yönlendirilmesi
için hiçbir gereksinim olmadığını ifade ederek, ''Eğer Türkiye'de
laik düzene düşman değilseniz böyle birşey düşünemezsiniz'' dedi.
HİTLER BENZETMESİ Türkiye'nin heyecana kapılmadan, serinkanlı bir
şekilde sandığa gitmesi gerektiğini bildiren Topuz, sözlerini şöyle
tamamladı: ''Halkımız iktidarda olan partinin baskılarına boyun
eğmeden, onun üzerindeki yaldıza bakmadan gerçek kimliğini görerek
ve Türkiye'yi karanlıklara taşımada kararlı bu iktidara destek
vermeyerek seçim kampanyasını sonuçlandırmalıdır. Seçimler tek
başına böyle bir şeyi önlemek için yeterli olmayabilir. Her seçimin
mutlaka doğru sonuç vereceği de söylenemez. Çünkü unutmayalım ki
Almanya'da Hitler de o dönemdeki koşullara göre seçilerek işbaşına
gelmiş ve Almanya'yı büyük bir felakete götürmüştür. Demokrasi çok
iyi bir rejimdir, alternatifi olmayan bir rejimdir, en iyi
rejimdir. Ama bu rejimin de bazen yanlış sonuçlar verdiğinin
tarihte örnekleri vardır. Hitler de bunlardan bir tanesidir. Umarız
Başka Hitler doğmasın, başka Recep Tayyip Erdoğan'lar
doğmasın.''