Toptanda özürcülere karşı çıktı
Abone olTBMM Başkanı Köksal Toptan, 1915 olaylarına ilişkin değerlendirmesinde kimseye haksızlık yapmayalım dedi.
TBMM Başkanı Köksal Toptan, 1915 olaylarına ilişkin ''Tek
yanlı olarak Türkiye'yi mahkum etmeye çalışmak, Türkiye'yi
yargılamadan, özür dileme noktası olarak ifade edilebilecek infaza
götürmek, en azından haksızlıktır'' dedi.
Toptan, resmi temaslarda bulunmak üzere özel uçak ''GAP'' ile saat 11.30'da Makedonya'ya gitti.
Köksal Toptan'ı, Esenboğa Havalimanı'nda Ankara Valisi Kemal Önal ve diğer yetkililer uğurladı. Toptan ile eşi Saime Toptan ve bazı milletvekilleri de Makedonya'ya gitti.
Hareketinden önce ziyaretine ilişkin açıklama yapan ve gazetecilerin sorularını yanıtlayan Toptan, ''Ermenilerden özür dileme'' kampanyasını ve bu kampanya üzerine CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman'ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yönelik sözlerini değerlendirdi.
Toptan, Arıtman'ın ifadesini, seçtiği sözcükleri kesinlikle onaylamadığını vurgulayarak, ''Fevkalade yakışıksız. Bildiğim kadarıyla dayanaksız ama daha önemlisi siyasetçinin, TBMM Genel Kurulu'nda yapmış olduğumuz yemin çerçevesinde değerlendirdiğimizde kesinlikle ağzından çıkmaması gereken sözcükler çıktı. Bizim birbirimizin kökenini araştırmak ve oralardan birtakım yerlere varmak gibi bir davranışımız olamaz'' diye konuştu.
Türkiye'de çeşitli etnik gruplar bulunduğunu ancak herkesi Türk kimliğinin birleştirdiğini ifade eden Toptan, bu kimliğin dışında kimlik arayışlarının bir iddia ve itham meselesi sayılmasının hiç kimseye, Türkiye'ye yararı olmayacağını vurguladı. Toptan, ''O bakımdan ben, Sayın Arıtman'ın, 'Maksadımı aşan bir ifadede bulundum' demesini beklerken, bugün gazetelerde niyetini teyit eden yeni beyanlarını çok üzüntüyle okuduğumu ifade etmek istiyorum'' dedi.
''Özür bildirisi'' ile ilgili daha önce değerlendirme yaptığını anımsatan Toptan, Türkiye'nin Ermenistan ile ilişkilerini yeni bir aşamaya getirmeye çalıştığını ve bu amaçla çok iyi niyetli girişimlerde bulunduğunu kaydetti. Toptan, Türkiye'nin bir taraftan Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki sorunun çözümü için pek çok alanda diplomatik atak yaparken, diğer taraftan da ikili ilişkileri geliştirme konusunda kendisinden bekleneni yerine getirdiğini anlattı.
Türkiye'nin, sözde Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili olarak şimdiye kadar ortaya konulan bütün iddialara karşı çok açık, net tavır koyduğunu belirten Toptan, 2005 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''bu işin tarihçilerin işi olduğunu'', ''Türkiye'nin arşivlerini açmaya hazır bulunduğunu'' söylediğini anımsattı. Toptan, her iki yönlü iddialarla ilgili, elde edilen bilgi ve belgeler çerçevesinde, 1915 yılında bir soykırımın olmadığı, göç olaylarının sıkça yaşandığı, Türkler ile Ermeniler arasında karşılıklı mücadele olduğu ve bu mücadele sonucunda insanların öldüğünün bilindiğini kaydetti.
Toptan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bunların henüz araştırılması konusunda bir adım atılmadı. Türkiye'nin çağrısına dünyanın hiçbir yerinden olumlu bir yanıt gelmemiştir. Tek yanlı olarak Türkiye'yi mahkum etmeye çalışmak, Türkiye'yi yargılamadan özür dileme noktası olarak ifade edilebilecek infaza götürmek, en azından haksızlıktır. Özür bildirisini yayınlayan arkadaşlarımızın neye varmak istediklerini, hangi amacı elde etmek istediklerini anlamakta zorluk çekiyorum. Bu bildiri, Türkiye ile Ermenistan arasındaki yumuşamaya başlayan ilişkilere yeni bir ivme mi katacaktır? Bu bildiri, Ermeni diasporasının Türkiye aleyhindeki faaliyetlerine bir son mu verecektir? Bu bildiri, iddia edilen olayların açığa çıkmasına bir vesile mi, bir delil mi, bir dayanak mı teşkil edecektir? O nedenle bunu anlamakta zorluk çektiğimizi ifade etmek istiyorum.
Bundan sonra dünyada bu konuyla ilgili Türkiye'nin, 'Gelin bunu araştıralım' çağrısına cevap bulması da zorlaşacaktır. Çünkü bu çağrıyı yinelediğimiz yerde karşımıza bu arkadaşların bildirisini koyacaklardır. Denilecektir ki 'Neyi araştıracaksınız? Sizin aydınlarınız böyle bir olayı zaten kabul ettiler ve de özür dilediler'. O nedenle amaçlarının, hedeflerinin ne olduğunu bilemiyorum ama fevkalade yanlış bir şey olmuştur. Sürece hiçbir olumlu katkısı olmayacaktır. Hala bu bildiriyi savunuyor olmaları ve eleştiri yapanlara tahammülsüzlüklerini anlamakta zorluk çektiğimi ifade etmek istiyorum.
Kendileri bu dayanaksız bildiriyi fikir özgürlüğü adına yayınlıyorlar ama eleştirilere tahammül göstermiyorlar. Bunu da anlamakta zorluk çekiyorum.''
Toptan, resmi temaslarda bulunmak üzere özel uçak ''GAP'' ile saat 11.30'da Makedonya'ya gitti.
Köksal Toptan'ı, Esenboğa Havalimanı'nda Ankara Valisi Kemal Önal ve diğer yetkililer uğurladı. Toptan ile eşi Saime Toptan ve bazı milletvekilleri de Makedonya'ya gitti.
Hareketinden önce ziyaretine ilişkin açıklama yapan ve gazetecilerin sorularını yanıtlayan Toptan, ''Ermenilerden özür dileme'' kampanyasını ve bu kampanya üzerine CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman'ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yönelik sözlerini değerlendirdi.
Toptan, Arıtman'ın ifadesini, seçtiği sözcükleri kesinlikle onaylamadığını vurgulayarak, ''Fevkalade yakışıksız. Bildiğim kadarıyla dayanaksız ama daha önemlisi siyasetçinin, TBMM Genel Kurulu'nda yapmış olduğumuz yemin çerçevesinde değerlendirdiğimizde kesinlikle ağzından çıkmaması gereken sözcükler çıktı. Bizim birbirimizin kökenini araştırmak ve oralardan birtakım yerlere varmak gibi bir davranışımız olamaz'' diye konuştu.
Türkiye'de çeşitli etnik gruplar bulunduğunu ancak herkesi Türk kimliğinin birleştirdiğini ifade eden Toptan, bu kimliğin dışında kimlik arayışlarının bir iddia ve itham meselesi sayılmasının hiç kimseye, Türkiye'ye yararı olmayacağını vurguladı. Toptan, ''O bakımdan ben, Sayın Arıtman'ın, 'Maksadımı aşan bir ifadede bulundum' demesini beklerken, bugün gazetelerde niyetini teyit eden yeni beyanlarını çok üzüntüyle okuduğumu ifade etmek istiyorum'' dedi.
''Özür bildirisi'' ile ilgili daha önce değerlendirme yaptığını anımsatan Toptan, Türkiye'nin Ermenistan ile ilişkilerini yeni bir aşamaya getirmeye çalıştığını ve bu amaçla çok iyi niyetli girişimlerde bulunduğunu kaydetti. Toptan, Türkiye'nin bir taraftan Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki sorunun çözümü için pek çok alanda diplomatik atak yaparken, diğer taraftan da ikili ilişkileri geliştirme konusunda kendisinden bekleneni yerine getirdiğini anlattı.
Türkiye'nin, sözde Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili olarak şimdiye kadar ortaya konulan bütün iddialara karşı çok açık, net tavır koyduğunu belirten Toptan, 2005 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''bu işin tarihçilerin işi olduğunu'', ''Türkiye'nin arşivlerini açmaya hazır bulunduğunu'' söylediğini anımsattı. Toptan, her iki yönlü iddialarla ilgili, elde edilen bilgi ve belgeler çerçevesinde, 1915 yılında bir soykırımın olmadığı, göç olaylarının sıkça yaşandığı, Türkler ile Ermeniler arasında karşılıklı mücadele olduğu ve bu mücadele sonucunda insanların öldüğünün bilindiğini kaydetti.
Toptan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bunların henüz araştırılması konusunda bir adım atılmadı. Türkiye'nin çağrısına dünyanın hiçbir yerinden olumlu bir yanıt gelmemiştir. Tek yanlı olarak Türkiye'yi mahkum etmeye çalışmak, Türkiye'yi yargılamadan özür dileme noktası olarak ifade edilebilecek infaza götürmek, en azından haksızlıktır. Özür bildirisini yayınlayan arkadaşlarımızın neye varmak istediklerini, hangi amacı elde etmek istediklerini anlamakta zorluk çekiyorum. Bu bildiri, Türkiye ile Ermenistan arasındaki yumuşamaya başlayan ilişkilere yeni bir ivme mi katacaktır? Bu bildiri, Ermeni diasporasının Türkiye aleyhindeki faaliyetlerine bir son mu verecektir? Bu bildiri, iddia edilen olayların açığa çıkmasına bir vesile mi, bir delil mi, bir dayanak mı teşkil edecektir? O nedenle bunu anlamakta zorluk çektiğimizi ifade etmek istiyorum.
Bundan sonra dünyada bu konuyla ilgili Türkiye'nin, 'Gelin bunu araştıralım' çağrısına cevap bulması da zorlaşacaktır. Çünkü bu çağrıyı yinelediğimiz yerde karşımıza bu arkadaşların bildirisini koyacaklardır. Denilecektir ki 'Neyi araştıracaksınız? Sizin aydınlarınız böyle bir olayı zaten kabul ettiler ve de özür dilediler'. O nedenle amaçlarının, hedeflerinin ne olduğunu bilemiyorum ama fevkalade yanlış bir şey olmuştur. Sürece hiçbir olumlu katkısı olmayacaktır. Hala bu bildiriyi savunuyor olmaları ve eleştiri yapanlara tahammülsüzlüklerini anlamakta zorluk çektiğimi ifade etmek istiyorum.
Kendileri bu dayanaksız bildiriyi fikir özgürlüğü adına yayınlıyorlar ama eleştirilere tahammül göstermiyorlar. Bunu da anlamakta zorluk çekiyorum.''