Toplumun din içerikli eserlere ilgisi arttı
Abone olYazar Ferudun Özdemir, namaz kılan yöneticilerin ön plana çıkmasıyla, toplumun merak etmeye başladığını belirterek, "Dini söylemlerden oluşan kitaplar ilgi gördü" dedi.
Yazar Ferudun Özdemir, yaptığı açıklamada, AK Parti
iktidarıyla beraber imam hatip mezunu bir Cumhurbaşkanı, namaz
kılan yöneticiler, idareciler ve sanatçıların, ön plana çıktığını
belirterek, "Toplum merak etmeye başladı. Öğrenme
merakı arttı. Dolayısıyla dini hikayelerden ve söylemlerden
oluşan kitaplar da bu süreç içerisinde ilgi gördü.
Zannediyorum bu sebeple, bu tür kitapların satışında bir artış
var" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin önceki dönemlere göre normalleştiğine vurgu yapan Özdemir, şunları kaydetti:
"Eskiden bir şekilcilik vardı. Namaz kılan ya da bu tarz kitaplar, hikayeler okuyan, aktaran, konuşan, hayrı, tevekkülü tavsiye eden insanlar, belli ölçülerde insanlardı. Şimdi bakıyorsunuz her taraftan, her kesimden, çok çok farklı çevrelerden insanlar, aynı şey altında buluşabiliyorlar."
Ferudun Özdemir, din ve insan arasındaki ilişkiye vurgu yaparak, "Dini inancımızı, insanların hayatından çıkarmak gayretinde olmuşlar bu güne kadar. Yani din-siyaset, din-ticaret, din-baba, din-muhabir olmaz. Olmaz olur mu? Din, hayatımızın her köşesinde yer almalıdır. Sabah ne taraftan kalkıp, güne nasıl bir duayla başlayıp, kapıdan hangi ayakla çıktığınızdan, eve hangi ayakla adım atmanıza kadar, hayatın her tarafında vardır. Din güzel ahlaktır. İnsanı, doğruya, güzele teşvik eder" diye konuştu.
"BEN BİR FIKIH KİTABI YAZMADIM"
Yazar Özdemir, 2014 yılında yaşamını kaybeden
müzisyen Murat Göğebakan'la çok yakın arkadaş olduklarını da
aktararak, şu bilgileri verdi:
"Murat Göğebakan, benim, 'Allah Var Problem Yok' kitabımın çıkış vesilesidir. Murat kansere yakalandığında, 8 ay tecrit hayatı yaşadı. Hastanede, sağlığı açısından kimseyle görüşmüyordu. Binlerce insan ziyarete geldi. Kapıya, 'Allah'a dönüp büyük derdim var deme. Derdine dön, benim her şeye kadir, büyük bir Allah'ım var de' diye bir söz yazdı."
Göğebakan'ın, hastalığı sürecinde çok yıpratıldığının altını çizen Özdemir şöyle konuştu:
"O, 'yedirmeyeceğiz' lafı neticesinde, 'Biz bu adamı seviyoruz ve yedirmeyiz. Çünkü onun samimiyetine inanıyoruz' dedik. Ben ve Murat bunu çok alenen deklare edince, bunlar tabii müthiş bir şekilde Murat'ın üzerine geldiler. Hastalığı sürecinde, sanki Murat hastalıkla mücadele eden bir adam değil de maddi bir takım beklentiler içerisinde, dünyalık bir takım telaşların içerisindeymiş gibi, binbir türlü hakaret ettiler. Oysa Murat, o günlerde ölümle mücadele ediyordu. Çok samimiydi yani. Recep Tayyip Erdoğan sevdası, bu coğrafyada şu anda birileri tarafından, müthiş bir şekilde, kabullenilemez bir şey olarak görülüyor."
Ferudun Özdemir, dini hikayeler içeren kitap yazmasını eleştirenleri anlamadığını sözlerine ekleyerek, "Ben bir fıkıh kitabı yazmadım. İtikadi veya akaidi bir konuda bir fetva vermedim. 'Oturmak böyledir', 'ticari meseleler şöyledir', 'namaz şöyle kılınır', 'böyle kılınmaz' gibi şeylerle alakalı ışık tutmaya çalışmıyorum. Tevekkül veya tevekküle benzer, hayatımızın içerisinde bir takım İslami yaşam biçimi bu. Zaten hayatın kendisi. Bir radyocu da yazar da sanatçı da bunu yaşar. İnsanın yaşadığı şeyleri, yaşadığı şeylerden almış olduğu güzellikleri, insanlarla paylaşmasından daha doğal ne olabilir" ifadelerini kullandı.
"Bu Da Geçer Ya Hu" isimli yeni kitabı okuyucuyla buluşan Özdemir, kitabının internet siteleri ile kitapçılarda "çok satanlar" listesine girdiğini aktardı.
Özdemir, beklemediği bir ilgi ve teveccühle karşılaştığını dile getirerek, "Aslında bu kitap, 3'lü bir serinin son kitabı. 'Allah Var Problem Yok', 'Allah De Kalbim' ve 'Bu Da Geçer Ya Hu'. Birbirini tamamlayan 3'lü bir set. Tasarımları da, içerikleri de birbirini tamamlar" dedi.
Kitabı çıktığı an yaşadıklarını da anlatan Özdemir, şunları söyledi:
"Cuma günü matbaadan aldım kitabı. Marmara İlahiyat Camii'nin açılışında, ilk kitabı götürdüm Tayyip Bey'e. 'Hayırdır İnşallah' dedi. 'Yeni kitabımı getirdim' dedim. Baktı, 'Ferudun, Bu da geçer ya hu. Ne güzel söylemişsin' dedi. Tayyip Bey'in de bir 'bu da geçer ya hu' hikayesi var. Hapishaneden çıktığında, kendisinin de sevdiği büyüklerden biri geliyor ve ona bir tablo hediye ediyor. Tabloda 'bu da geçer ya hu' yazıyor. Tayyip Bey okuduktan sonra 'İşte geçti' diyor."