Onların derdi ne toplumsal sorunlara değinmek, ne
toplumu düzeltmek, ne de toplumu korumak.
----------------------------------------------------------------------
İnsanın psikolojisi böyle işte. Rahatsız edici şeylere bakmadan
edemiyor. Başkasına “bakma” der ama kendi görüp, merakını
gidermiştir.
Ekrandaki diziler de epeyce zamandır dozunu kaçırdı. Geçmişte bu
konuya değinmiştim. Toplum yaşamını, aile yapısını olumsuz
etkilediğini belirtmiştim ama yapan memnun, izleyen memnun. Kulak
asan olmamıştı.
Özel TV’ler konusunda çok emek harcadım. Bundan her zaman gurur
duyarım. Buna rağmen uzun zamandır ne yazık ki benim de bu dizilere
bakmak, bunları izlemek içimden gelmiyor. Sadece mesleki olarak
inceliyorum ama zamanımı onlara harcamak bile istemiyorum.
Yasa’ya göre programın hangi yaş grubu tarafından
izlenebileceğinin belirtilmesi gerekiyor. Ama gelin görün ki
toplumsal sorunlara neden olan bu dizilerin hemen hepsi, filmin
üzerine koydukları işaretle genel izleyici, yani
“herkes” tarafından izlenebileceğini
belirtiyorlar.
Bu dizilerde kimin eli kimin cebinde belli değil. Kim, kimi
hamile bırakmış, kim kimi öldürmüş? Eşlerin birbirini aldatması,
aile dışı her türlü ilişki sanki normal hale gelmiş gibi. Bunun
medeni olmakla, modern olmakla hiçbir ilgisi yok. Bu tür
davranışlar, ilişkiler, bu tür şiddet içeren yaşamlar hiçbir ülkede
kabul görmezken, bir biz mi bunları normal karşılar hale
geldik?
Bu dizileri yapanlar, yaptıranlar ve onların danışmanlarından
“Toplumsal sorunlara değiniyoruz” diyenlere
inanmayın. Hepimiz biliyoruz ki onların derdi ne toplumsal
sorunlara değinmek, ne toplumu düzeltmek, ne de toplumu korumak.
Onların tek derdinin, insanların zaaflarından yararlanarak daha çok
izlenmek ya da izletmek, daha çok kazanmak olduğunu çok iyi
biliyoruz. Bu arada, toplum onların oyuncağı olmuş, kimsenin
umurunda değil.
Televizyonun toplumu en çok etkileyen, dünyanın en önemli
mecrası olduğunu herkes bilmeli. Televizyondaki en küçük bir
saçmalığın, en küçük bir şakanın bile toplumda ne tür tahribatlar
yapabileceğini düşünmeden, sadece ticari amaçla ya da “O yapıyorsa
ben de yaparım” düşüncesi ile televizyonculuk yapanlar, bu topluma
zarar veriyor. Tabi, onlara bu yetkiyi verenler de.
Sadece televizyonlar değil, gazeteler de aynı sorumluluğu
taşıyor. Her televizyonun bir de basın grubu var. Televizyondaki
programlarını daha çok izletebilmek için gazetelerinde bu dizileri
allayıp pullayanlar da yaşadığımız toplumsal hasarın
sorumlusudur.