Kaç kişinin hayatını kaybettiğini henüz bilmiyoruz. Ancak
onlarca kişinin enkaz altında kaldığı yetkililer tarafından
açıklandı.
23 Ekim’deki büyük sarsıntının ardından gelen, ilkine göre çok
küçük bir deprem yıktı bu kez Van’ı. Ama sadece Van’da 20
binayı yıkmadı, deprem sonrasında yapılan çalışmalara olan inancı
da sarstı.
İkinci deprem ilkinden çok daha etkisiz ama yine can
kayıpları var, yine kurtarma çalışmaları var, yine mucize
arayışları var.
Bu kez ilk depremin şiddeti ile hasar gören binalar yıkıldı. O
binalarda olmaması gereken insanlar, binalarda oldukları için enkaz
altında kaldı.
O binalardan birisi Bayram Otel.
Bayram Otel 23 Ekim depreminde yıkılmamış.
Dünkü depremde yerle bir oldu. Altında da onlarca
insan kaldı.
23 Ekim depreminin büyüklüğü 7.2’ydi, dünkü depremin
büyüklüğü 5.6.
Yani enkaz altında kalanlar göz göre göre ölümü
enselerinde hissettiler.
Hayatını kaybedenlerse cinayete kurban gittiler.
Çünkü veriler hasarlı binada hayat üzerinden ticaret yapıldığını
gösteriyor.
Para uğruna insan hayatının hiçe sayıldığını ortaya koyuyor
Bu ahlaksızlığa şehri yönetenlerin göz yumduğunu, ya da işlerini
gereği gibi yapmadıklarını.
Kimse o binaya gidip resmi olarak hasar tespiti yapmamış, ya da
“mış” gibi yapmış.
Otel sahibi “mühendis getirttirdim, hasar olmadığını
söyledi” diyor ama İstanbul’dan giden akademisyenleri, sıvaları
yerlere döküyorsunuz diyerek kapıdan kovalıyor…
O akademisyenler raporlarına “tespit yapılamadı” yazıyor
ama kimse otel sahibine akademisyenlerin çalışmasını nasıl
engellersin diye sormuyor.
Yani ihmal bir değil bin.
Sonuçta yine mucize arayışı var.
Yarın yine kurtarma ekiplerinin başarısını konuşulabilir,
konuşulsun zararı yok ama asıl konuyu bu kez ıskalamayalım. Bir
otelin nasıl olur da büyük bir deprem sonrasında hasar tespiti
yapılmadan çalışmaya devam edebildiğini bari bu kez sorgulayalım.
Bir değil bin ihmal varsa da, hepsinden tek tek hesap
sorulmalı.
Çünkü o otelde ölenler, o otelin çalışmasına izin
verildiği için, güvendiler ve kaybettiler…
twitter.com /yavuzoghan