Topkapı Sarayı Allah'a emanet
Abone olTopkapı Dünyanın en önemli sarayları arasında yer alıyor. Hırsızlar sarayın en az korunan bölümünü keşfetmiş. Çünkü soyulduğu bile üç gün sonra anlaşıldı.
Dünyanın en önemli müzelerinden biri olan Topkapı Sarayı Müzesi,
geçtiğimiz pazar günü soyuldu. Bağdat Köşkü’nün arkasında bulunan
Kavuk Odası’na giren hırsız ya da hırsızların, depo olarak
kullanılan odadan üçü tuğralı dört hat levha, iki şal, iki tuğra ve
bir ahşap paravan parçası olmak üzere 9 parça tarihî eseri çaldığı
belirlendi.
Türkiye’nin en iyi korunan müzesi olarak bilinen Topkapı Sarayı’nın
soyulduğu, olaydan ancak üç gün sonra anlaşılabildi. Kavuk
Odası’nda alarm ve kameraların bulunmaması, hırsızın işini
kolaylaştırmış. Polis, odadaki sigara izmaritlerinden ve camdaki
kan izlerinden yola çıkarak, odanın camını kırıp içeri giren
hırsızın peşine düştü. Olayı çok yönlü olarak araştırdıklarını
belirten Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa
İsen,
“Konuyu idari olarak soruşturuyoruz. Polis de titiz bir inceleme
yapıyor. Şu anda bir şey diyemeyeceğim. Topkapı Sarayı en iyi
korunan müzelerimizden biri. Ancak bu olay bir eksikliğin olduğuna
işaret ediyor. En kısa zamanda bu eksiklikleri gidereceğiz,
güvenlik zafiyetini ortadan kaldıracağız.” şeklinde konuştu.
İstanbul Valiliği de dün yazılı bir açıklama yaparak, olayın fark
edilmesinden sonra müzede bir komisyon tarafından sayım yapıldığını
ve 9 eserin kayıp olduğunun anlaşıldığını duyurdu.
Hırsızlığın meydana geldiği Bağdat Köşkü’nün arkasında bulunan
depolar, sarayın en az korunan bölümü. Depolarda alarm ve güvenlik
kamerası bulunmuyor. Bölüm, ziyarete kapalı olduğu için de bu
kısımda şimdiye kadar herhangi bir olay yaşanmamıştı. Polis,
hırsızın bu bölgede alarm ve kamera sisteminin olmadığını bilerek
eyleme giriştiği görüşünde.
Geçtiğimiz pazar günü yaşanan, Topkapı Sarayı’ndaki ilk hırsızlık
olayı değil. 1.9.1999 tarihinde de Minyatür Salonu’ndan 1092
tarihli elyazması Kur’an-ı Kerim çalınmış; soygunu
gerçekleştirenler, arkalarında hiçbir iz bırakmamıştı. Eserin, bu
olaydan aylar sonra Kıbrıs’ta ele geçirildiği açıklanmıştı. Ancak
soygunun nasıl gerçekleştirildiği hâlâ esrarını koruyor. Sarayda,
tam olarak hırsızlık diye nitelendirilmeyen, ancak hâlâ
aydınlatılmayan bir olay daha gerçekleşti.
Bu olayda da biri pirinç, ikisi bronz üç şamdan kaybolmuştu. Tarihî
eserlerin kaybolduğu, Topkapı Sarayı’nda görevli memur Neriman
Sınar’ın, 2001 tarihinde emekliye ayrılmak istemesiyle ortaya
çıkmıştı. Bağdat, Revan, Sofa ve Mecidiye köşkleri ile sünnet ve
hekimbaşı odalarından sorumlu olan Sınar’ın, emekli olmak için
üzerinde zimmetli bulunan eserleri teslim etmesi gerekiyordu.
Sayımlar sonucunda Sınar’a zimmetli bu üç eserin sarayda olmadığı
anlaşıldı. Emeklilik işlemleri bir süre durdurulan Sınar hakkında
soruşturma başlatıldı. Ancak yine de bu eserler ortaya
çıkarılamadı.
Son sekiz yılda yaşanan bu üç hırsızlıktan dolayı, Topkapı Sarayı
büyük bir prestij kaybıyla karşı karşıya. Aslında, saraya giriş ve
çıkışlar hiç de kolay değil. Girişler, “Babü’s Selam” kapısında
bulunan güvenlik görevlilerinin sıkı denetiminde gerçekleşiyor.
Sarayın açık olduğu saatlerde ziyaretler, güvenlik görevlilerinin
gözetiminde yapılıyor. Saray ziyarete kapandıktan sonra da köpekli
güvenlik görevlileri devriye geziyor.
Onların ulaşamadığı noktaların ise alarm ve kameralarla
denetlendiği belirtiliyor. Ancak müzenin alarmlarının neredeyse
yarısı çalışmıyor. Bağdat Köşkü, Sünnet Odası, Revan Köşkü, Mustafa
Paşa Köşkü, Ekinbaşı Odası ve Zülüflü Baltacılar Koğuşu’nda ise
alarm bulunmuyor. Kubbealtı’ndaki alarmlar, uzun süredir bozuk
olduğu için çalışmıyor. Yine sarayda sergilenmeyen eserlerin
muhafaza edildiği depoların yarısında da alarm ve kamera yok. Bu
konuda son aylarda birkaç rapor yazılmış, ancak zaafiyet halen
giderilmiş değil. Yangın alarmlarının bir kısmının çalışmadığı da
ortaya atılan iddialar arasında.
Haber: Abdullah Kılıç
Kaynak: www.tercumangazete.com