Topbaş'ın Genel Sekreteri belli oldu

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Genel Sekreter Ramazan Evren ve Genel Sekreter Yardımcısı Mihmail Mangan'ın istifalarıyla ilgili olarak, "Göreve geldiğimiz zaman görevlendirdiğimiz arkadaşların daha farklı ve aktif bir performans sergilemeleri için bir değişiklik yapmayı düşündüm ve istifalarını aldım" dedi. Topbaş, Evren ve Mangan'ın performanslarının olumlu olmasına rağmen, basında ve halkın bazı bölümlerinde farklı değerlendirmelere tabi tutulduğunu söyledi. Genel Sekreter Evren'in geçmişte 2 kez müsaade istediğini, ancak beklettiğini belirten Topbaş, bu sürede kendisinden farklı bir çalışma stratejisi sergilemesini arzu ettiğini, ancak zaman zaman frekanslarda birtakım eksiklikler ve iletişimden kaynaklanan farklılıkların ortaya çıktığını anlattı. Topbaş, şunları kaydetti: "Büyükşehir Belediyesi'nde son kez, mecbur kalmadıkça bir daha yapmamak üzere bir değişikliği hedefledim. Hem genel sekreterim, hem de genel sekreter yardımcım, çok özverili, iyi niyetli ve samimi insanlar. Sayın genel sekreterimizin geç saatlerde şantiyeleri gezdiğini, sabahın erken saatlerinde vazifesinin başına geldiğini biliyorum. Tabii belediyecilikten gelmediği için birtakım farklılıklar ortaya çıkıyordu. İstanbul, büyük hizmet bekleyen ve birçok problemi olan bir kent. Bu kentin yeniden düzenlenmesi, yeni bir heyecanla sıkıntı çıkan noktaların düzeltilmesi noktasında bir çalışma hazırladım ve bu doğrultuda kendilerinin taleplerini de olumlu karşıladım ve istifalarını aldım." Topbaş, Ramazan Evren'in istifasını 10 gün önce kendisine verdiğini, Mihmail Mangan'ın da dün istifasını aldığını bildirdi. Genel Sekreterlik görevine bugün vekaleten Genel Sekreter Yardımcısı Mesut Pektaş'ı görevlendireceğini, daha sonra da asaleten atayacağını belirten Topbaş, "Çünkü İçişleri Bakanlığı'ndan asaleten atamanın onaylanması gerekiyor" dedi. Kadir Topbaş, genel sekreter yardımcılığı ile ilgili de çalışmalarını bu hafta içinde bitireceklerini ifade ederek, "Bir daha birilerinin beklentilere kanmamasını, bir daha bu konuların konuşulmamasını arzu ediyorum" diye konuştu. Topbaş, bir gazetecinin, "İstanbul'u ilgilendiren 3. köprü ve Göztepe Camii gibi kararlarda sizin by-pass edildiğiniz ve bu konudaki rahatsızlığınız söyleniyordu. Bu gelişmelerin sizinle alakası olabilir mi?" sorusuna, "Hayır, bizi tanıyanlar bilirler. Olayların çok fazla tesiri altında kalan bir kişi değilim. Ama kararlılığımızı da her zaman ortaya koyan biriyim. Bundan sonra tüm dosyaların benim imzamdan geçmesi talimatı verdim. Görev dağılımında bugüne kadar yapmış olduğum düzenlemeyi yeni baştan ele alıyorum. Yeni bir sayfa açarak bundan sonraki süreçte farklı bir değerlendirmeyi getiriyorum" yanıtını verdi. Topbaş, 5216 sayılı Yasa'da başkanvekilliği müessesesinin olmadığını, sadece başkanın, kent dışına çıktığı veya başka bir mazeretle ayrıldığı takdirde meclisten herhangi birisinin vekil olarak ayrıldığı süre kadar başkanvekili bıraktığını belirterek, şunları söyledi: "Sürekli başkanvekilliği müessesesi olmadığı için başkanvekilliğinin kullanılmasını da istemedim ve kaldırdım. Ancak, gerek gördüğüm hallerde, zaruri durumlarda yurt dışına veya il dışına çıkışlarda İdris Güllüce veya belediye başkanlarından veya belediye meclis üyelerinden herhangi birisini bu sürelerle sınırlı olmak üzere görevlendireceğim. Zaten bu, yasanın verdiği bir çalışma tarzı. Sayın Güllüce benim yıllardır birlikte siyaset yaptığım, çok güvendiğim, sevdiğim, ağabey-kardeş olduğumuz bir insandır. Şu anda meclisimizin birinci başkanvekili görevi var. Tabii önümüzde meclis açıldığı zaman tekrar seçimler var. Meclis takdir buyurursa yine bu görevine devam eder." Topbaş, bir başka soru üzerine de Güllüce'nin yasada olmayan bir görevi kullanmadığını belirterek, şunları kaydetti: "Başkanvekili ancak başkanın valiliğe bildirdiği süre içinde imza atabilir. İdris Bey de görev süresi dışında bugüne kadar böyle bir imza atmamıştır. Attığı imzalar geçerlidir. Bir problem yoktur. İdris Bey ile hiçbir problemimiz yok. Burada İstanbullular bana güvendi ve yetki verdi. Bu yetkinin zaafa uğradığı gibi maalesef yanlış bilgilendirmeler yansıdığı, böyle birtakım oluşumlara doğru gidildiği hissiyatı verildiği ve siyasi çevrelerde yanlış anlaşılmalara sebebiyet verildiği için böyle bir net tavrı koymak durumunda kaldım. Yoksa bu hiçbir arkadaşımızı gözden çıkarmak, ötelemek, itelemek değil."