Tolonun bomba ses kaydı!
Abone olServis edilen ses kayıtlarına biri daha eklendi. Hurşit Tolon'un olduğu söylenen kayıtta "Genelkurmay'ın başına molla geldi, böyle oldu" deniyor.
Servis edilen ses kayıtlarına bir yenisi daha eklendi.
Ergenekon sanığı emekli Orgeneral Hurşit Tolon’a ait olduğu iddia
edilen ikinci ses kaydı yayınlandı. Ses kaydının ortam dinlemesi
şeklinde değil, bir kişinin üzerindeki dinleme cihazından olduğu
anlaşılıyor.
TOLON'UN İKİNCİ SES KAYDI |
Daha önce de Hurşit Tolon’a ait olduğu iddia edilen bir ses kaydı yayınlanmış Hurşit Tolon’un avukatı, ses kaydının Tolon’a ait olmadığını, ileri teknoloji kullanılarak elde edildiğini idda eden bir açıklama göndermişti. |
Video paylaşım sitelerine düşen Tolon’a ait olduğu iddia edilen
ses kaydında basındaki haberlere yeterli tepki verilmediği şikayet
ediliyor. Kaydın bir bölümünde asker ve polis arasındaki
ilişkilerde emniyet müdürü için ‘ayaklarını keserim’ ifadesi
kullanılıyor. Ordu içindeki atamaların kişisel nedenlerle doğru
yapılmadığından şikayet edilen bölümde ise ‘Ordunun başına molla
geldi’ ifadesi kullanılıyor.
Basın kuruluşlarında çıkan haberlere yeterli tepki gösterilmediği
dile getiriliyor. Kayıttaki ses basında çıkan haberlere ilişkin
verilecek cevabı, “Ben açıyordum derdim ki sen kimsin
ulannn, aman ne biçim konuşuyorsunuz, böyle konuşuyorum, yazının
değeri kadar cevap alırsın” şeklinde belirtiyor.
Askerle polisin ilişkilerini değerlendiren sesin, İstanbul Emniyet
Müdürü Celalettin Cerrah’la ilgili söyledikleri ise oldukça dikkat
çekci; “Celalettin’i Emniyet Genel Müdürünü sıkar yaa. Şeyi
sıkar yaaa Vali’yi. Bu telefonu açar bu ordu
komutanı, yapmayın etmeyin, çıldıracağım, açar bana bak vali, o
emniyet müdürüne söyle ayaklarını keserim haa der tak
kapatır.”
İŞTE O VİDEO
SES KAYDININ TAM METNİ
DİĞER SAYFADA
M. ALİ BİRAND'I MAHKEMEYE VERDİM
Şimdi köşe yazarlarından biri, ben bantta yürürken, şeyleri de
dinliyordum, köşe yazılarının özetlerini veriyor birisi, köşe
yazarı Silivri’den GATA’ya oradan GATA’ya doğru tünel vasıtasıyla
gidenler, işte gidiyor falan diye, bir de ayırdım, haa aslında siz
biliyor musunuz bilmiyorum, Yaşar paşa bana aynen şunu itiraf etti.
Bizim adli müşavirimizden itiraf edeyim ki yeterince ben sordum
ben, sizin adli müşaviriniz, sizi tatmin ediyor, doyuruyor mu, size
yeterli ve gerekli bilgiyi verebiliyor mu, teksir ediyor mu dedim,
tam diyemem dedi, şimdi diyemezseniz bakın bende eski tarihli bir
şey gazetesi var, Yeni Asya gazetesi var, orda suç işlenmiş. Suç
evet ben bu işle uğraştım, vakti zamanında bunları hep mahkemeye
verdim, M. Ali Birand dâhil mahkemeye veren adamdım ben. Hepsi suç,
yani bunların hepsi suç duyurusu. Yeni Asya’nın ayırdım da oraya,
orda çok çarpıcı bir şey var, bağımsız bir kurul bakın şimdi bakın
bağımsız bir kurul, Paşaları muayene etmelidir başlıklı bir yazı,
Yeni Asya’da bağımsız bir kurul paşaları muayene etmeli Yeni
Asya’da Hüseyin kemal isimli herif yazmış. Bu lafı eden insan
hakları savunucusu, Av. Kadir Akbaş bu zat söylüyor bu lafları, bir
röportaj. Hep suç. Baştan aşağı hepsi suç. Simdi ben başka
türlü konuşuyorum da o konuşan yok orda. Ben açıyordum derdim ki
sen kimsin ulannn, aman ne biçim konuşuyorsunuz, böyle konuşuyorum,
yazının değeri kadar cevap alırsın.
GENEL KURMAY’A MESAJ GÖNDERDİM
Burası dispanser olsaydı da öyle, silahlı kuvvetler temsil bu. Çok
ayıp bunu söylemek ama sıkılarak söylüyorum. Ben bizzat, bizzat 2.
Başkan ile buradan konuştum şu telefondan, GATA’yı konuştuk, oğlum
gitti konuştu, artı İsmail Paşa gitti konuştu. İsmail Koçman’ı bu
iş için gönderdik, bu iş için gitti. Oğlum gitti konuştu, ben de
konuştum.
Yani çok utanarak söylüyorum yapamıyorlar. Yani darılıyorlar,
üzülüyorlar, kırıyorum gibi geliyor. Ama istedikleri kadar
kırılsınlar. En başındakine söyledim. En başlarındaki adama
söyledim.
“AYAKLARINI KESERİM”
Celalettin’i emniyet genel müdürünü sıkar yaa. Şeyi sıkar yaaa
Vali’yi. Bu telefonu açar bu ordu komutanı, yapmayın etmeyin,
çıldıracağım, açar bana bak vali, o emniyet müdürüne söyle
ayaklarını keserim haa der tak kapatır. O kadar. Böyle konuşulur,
biz böyle konuştuk. Böyle yaşadık. Sıkar diyorum bak şerefsizim
sıkar yaaa. Celalettin’i falan sıkar. Buradan polis salâvatla
geçer. Şerefsizim diyorum yaaa. Ama bunlar kurmay başkanı bile adam
değil söylettirmeyin beni seni yaa yapma yetiştiremez olaydım
bunları yaa. Burada kulağına diyorum ki yaa, kardeşim şunu söyle
yap diyorum. Böyle pısmırık, bunlar nasıl pısmırıklar yaaa.
Şerefsizim böyleler. Avukata diyorum ki, ya kardeşim Hıfzı Çubuklu
aklı ermiyor mu buna diyorum. Efendim diyor, kıtadan gelmiş ama
diyor. Ermiyor diyor. Ermiyor yaa. Yetmiyorrr. Kızarlar mızarlar
ama ben Erdal’ı bilirim. 12 sene benle çalıştı. Günde en az 3 defa
odaya girer çıkardı böyle. Ben atlasam o gelirdi yaa. Buna hemen
hemen, hemen reaksiyon görecek. Yani misliyle. Altından
kalkamayacak. Buraya Çevik Bir geldi. Çevik Bir de orda gerçi bana
2. Başkanlık yapmadı, ordu komutanlığı yaptı bir sene, şimdi
kızarlar mızarlar. Ama ordunun bir raconu var. Ordunun bir raconu
var. Şimdi moda bir deyim var, hani, Karizması, ne karizması yaa.
Hani bilmem ne dersini aldırmazda bir şey oldu şimdi. Affedersiniz.
Yapamıyor. Yani, bana bir arkadaşım dedi ki, buraya gelen;
“hayırlısıyla şu ağustos gelse de ben de bırakıp gideyim” yooo.
Yani ben de bırakıp gideyim ben de paçayı kurtarayım, olmaz o. Haaa
karşılığı bak sonra böyle olur. Olsunn. Olsun
ORDU’NUN BAŞINA MOLLA GELDİ BÖYLE OLDU
DGM’nin savcısını çağırırdık. Arkadaşlar, ikaz ediyoruz. Böyle
konuşulurdu, nezaketle önce, efendice. Yapamıyoruz, yapamıyoruz.
Yalnız bu iş için değil silahlı kuvvetlerin bütün fonksiyonları
bitik. Uruğ paşa geldi, adam Uruğ paşa gibi adama, açmış ona
telefonu Uruğ’a sığınıyor. Kim sığınıyor. Karadayı, Uruğ’a
sığınıyor. Olmadı. Söyleyeni sevmiyorlar. Ben söyleyeyim size,
sevmezler, bana sorun siz. O çok, çok böyle azdı o insanlar. O
insanlara yol verilmez. Şimdi bakınız o Çevik Bir’i niye
kıvırttırıyor Sayın Kıvrıkoğlu istemedi. İstemez. Ben
Çetin’i çok severim ama Ankara’da olmasını istemem niye?
Dizginleyemem. Haaa o zaman molla gelir. Bak şimdi O’nu
getirmezsen mollayı getirirsin. Sonra da şimdi dizini
vurursun molla bizim anamızı belledi diye. Molla geldi, bu
ordunun başına bir molla gelmiştir. Kim ne derse desin.
Ondan sonra bizim şeyimiz bozuldu. Ben bunları söylerken
utanıyorum. Biz hapislere girdik onun yüzünden. Biz hapislere
girdiğimiz için Gülhane pırıl pırıl Gülhane bakın nasıl oyuna,
bizim yüzümüzden, benim Şener’in birde bu Levent’in
yüzünden GATA hedef tahtasında yaaa görülmüş iş mi bu yaa.
Allah için bak söylüyorum yaa benim için, Şener için, bir de şey
için.