Sözcü de, bugün yapılan gazetecilik, Rahmi Turan'ın yıllar
önce yaptığı gazetecilikten farklı değil. Rahmi Turan
gazeteciliğinin zirve yapmasının nedeni hep muhalefet etmekti!
Demirel iktidarına karşı muhalif yayınlar yaparak, Günaydın'ı 1
milyonlara ulaştırmıştı Rahmi Turan. Demirel iktidardan düşünce,
aynı Rahmi Turan, bu sefer muhalefet oklarını Özal'a çevirdi ve
Demirel'e destek verdi!
Rahmi Turan'ın Bugün, Meydan ve Gözcü'deki muhalefet anlayışı da
bugünkü Sözcü'den farklı değildi. Özal az çekmedi, Güneş Taner'e
yapılmayan kalmadı.
Rahmi Turan'ın TOKMAK'ı bir an olsun nefes aldırmadı iktidarda
bulunan herkese. Muhalefette olanlar ise, Rahmi Turan'ın bütün
nimetlerinden faydalanmayı bildi!
***
Rahmi Turan, Sözcü'ye bir kardeş getirmenin hazırlığını yapıyor
şimdi. Gazeteciliği ve kıvrak zekası, adı her neyse, yeni gazeteye
kısacık zamanda yansıyacaktır. Vefasızlığını bir kenara bırakırsak,
Rahmi Turan'ın geçmişte yaptıkları gelecekte
yapacaklarıdır.
O yüzden, muhalefetin gözü aydın şimdiden, sıkı muhalefet edecek
yeni ve etkili bir gazete geliyor.
Bu gazete, Sözcü'nün kardeşi olacak ama, Sözcü kadar sivri dilli
olmayacak!
Rahmi Turan'ın gazetecilik ahlakında, ülkeyi idare eden her kim
olursa olsun, ona ön ismiyle hitap etmek yoktur çünkü!
Hakaret etmeden, küçük düşürmeden muhalefet eden bir gazetecilik
ahlakına sahiptir Rahmi Turan. Başarılı olmasının sırrı da budur
zaten.
***
Sözcü'yü yöneten Metin Yılmaz, Rahmi Turan ekolündendir. Metin'in
gazetecilik ahlakı ustası Rahmi Turan'dan farklı değildi. Ta ki,
Sözcü'ye Emin Çölaşan bulaşana kadar. Çölaşan'ın tiraja
katkısı tartışılamaz.
Üslubu belli, kullandığı dil belli...
Buna rağmen, önemli bir kesimin okuduğu bir yazar.
Metin Yılmaz, kullanılan üsluptan rahatsız olmasına rağmen, Emin
Çölaşan'a tiraj uğruna boyun eğdi. Çölaşan'ın Sözcü'de yazmasına
sebep olduğu başka isimler de gelince, Metin Yılmaz'ın Sözcü'sü,
Emin Çölaşan'ın Sözcü'süne dönüştü!
O birinci sayfasını çizen ve akşam saati evine çekilen bir genel
yayın yönetmenidir artık.
Rahmi Turan'ın deyişiyle özetlersek, davul Metin Yılmaz'ın
boynunda, tokmak Emin Çölaşan ve tayfasının elinde. Buna
rağmen, Sözcü'de gazetecilik adına güzel şeyler yapılıyor. Ancak o
güzellikler, Çölaşan ve tayfasının çirkinlikleri arasında kaybolup
gidiyor!
Rahmi Turan'ın iktidarları sallayan muhalefeti, Sözcü'de de
yapılıyor ama kullanılan üslup ve dil, gazeteyi, bir Günaydın kadar
etkili kılmıyor.
Demem o ki...
Türkiye'nin, ciddi muhalefet edecek bir gazeteye ihtiyacı hala
var.
Sözcü bu hakkını, kullandığı dil ve çirkin üslubuyla kaybetti!
Türkiye'de, TOKMAK'ı davula indirecek cesur genel yayın
yönetmenlerinin yöneteceği gazeteler bir daha olacak mı?
Olur!
Olacak!
Bekleyelim!