Tofaş'ın yeni ürüne isim aranıyor
Abone olÇin ve Brezilya ile birlikte Türkiye'de de üretilecek yeni orta sınıf sedan otomobil için, Türkçe bir isim düşünüldüğünü söyleyen Tofaş kurmayları arayışlarını sürdürüyor.
Tofaş CEO'su Alfredo Altavilla, Çin ve Brezilya ile birlikte
Bursa tesisinde de üretilecek 'D200' kodlu orta sınıf sedan
otomobile, Türkçe isim konulacağını söyledi. Altavilla, Peugeot
Citroen Grubu (PSA) ve Fiat ortaklığında üretimine başlanacak
MiniCargo'ya Türkçe isim konusundaysa taraflarla görüşmeler
yapıldığını söyledi. 2006'da toplam 300 milyon euro ile Tofaş
tarihinin en büyük yatırımının gerçekleşeceğini kaydeden Altavilla,
MiniCargo ve D200'ün üretime alınmasıyla, toplam üretim
kapasitesinin 2008'de 300 - 350 bin civarında olacağını bildirdi.
Altavilla, Çin ve Brezilya'da da üretilecek D200'ün adının,
söylenmesi ve hatırlanması kolay Türkçe bir kelime olmasına karar
verdiklerini belirterek, "Ancak Çin'deki ismi Çince'nin çok farklı
bir dil olmasından dolayı, oraya özgü olacak" dedi. Altavilla, bu
konuda, Türkiye'de de uzantıları olan, Avrupa, ABD, Japonya'da da
araştırmalar yapacak bir şirketle çalıştıklarını söyledi. Başarımız
kanıtlandı Yılda 60 bin adet üretilerek, 20 bini ihraç edilmesi
planlanan D200'de Türkiye'nin, başlangıçta 'Çin ve Brezilya'dan
sonra aracın üretileceği son ülke' olarak belirlendiğini hatırlatan
Altavilla, Tofaş'ın, mühendislik ve imalattaki başarısı sayesinde
projede liderliğini üstlendiğini bildirdi. Altavilla, aracın
Türkiye'deki lansmanının da 2 ay öne çekildiğini kaydetti.
Türkiye'nin, otomotivde üretim üssü olarak rekabetçi konumunu
kaybedebileceğine dikkat çeken Altavilla, mühendislik ve tasarımda
da söz sahibi olması gerektiğini vurguladı. MiniCargo'nun
mühendislik çalışmalarının büyük kısmının, Türk mühendislerince
yürütüldüğünün altını çizen Altavilla, projede 120 Türk mühendis
çalıştığını ifade etti. Tedarikçilerle birlikte tasarım yapma
anlayışı getirdiklerini de söyleyen Altavilla, MiniCargo'nun
geliştirme ve tasarım sürecinin bir bölümünün de, tedarikçilerle
yürütüldüğünü söyledi. Altavilla, teşviklerle ilgili bir soru
üzerine, ayrıcalıklı muamele istemediklerini, ancak hükümetin
sağlıklı büyümeyi sağlamak, ihracat-ithalat dengesini korumak
amacıyla yerel üretimi teşvik için bazı tedbirleri gündeme
getirmesi gerektiğinin altını çizdi. 'Türk tüketiciler için icat
edildi!' Tofaş CEO'su Alfredo Altavilla, PSA, Fiat ve Tofaş
işbirliğiyle üretilecek olan ve üç marka için, üç farklı tasarıma
sahip olacak MiniCargo'nun üretim kapasitesinin, Türk pazarının
performansı gözetilerek 30 bin adet daha artırıldığına dikkat
çekti. Bunun için 30 milyon euroluk ek bir yatırım da yapılacağını
söyleyen Altavilla, yenilikçi, akıllı ve kullanışlı olması
planlanan MiniCargo'nun kargo ve kombi versiyonu ile birlikte 3
farklı versiyonda üretileceğini kaydetti. Markaların birbirini
baltalamaması için tasarımlarda farklılıklar olduğunun altını çizen
Altavilla, bununla birlikte aracın bir versiyonunun kasasının,
adeta özel olarak Türk tüketiciler için icat edildiğini söyledi.
Altavilla, Tofaş'ın Fiat açısından en stratejik yerlerden biri
haline geldiğini de belirterek, "Bundan dolayı Tofaş olarak,
Fiat'ın yatırımlarından aslan payını alır durumdayız" dedi.
Geçmişte örnekleri var! Fiat'ın D200 kodlu sedan otomobiline Türkçe
isim verilmesi, akla 'Devrim' ve 'Anadol' örneklerini getirirken,
Tofaş, Fiat modellerini Türkiye'de 'Murat' adıyla üretmişti. Ayrıca
Tofaş'ın kuş serisi, yine Türkçe adlara sahipti. Şahin ile Doğan,
Mısır'da halen bu isimlerle üretiliyor. Ayrıca Renault da, bazı
model versiyonlarını (Toros gibi) Türkçe kelimelerden seçmişti.
'Argoya takıldık' Seçilecek ismin, başka ülkelerde sorun
çıkartmamasının önemine değinen Altavilla, geçmişte bununla ilgili
değişik olaylar yaşadıklarını söyledi. Altavilla, şöyle devam etti:
"İtalya'da ürettiğimiz Fiat Ritmo'yu, aynı isimle ABD'de lanse
etmek istedik. Ancak Ritmo, Amerikan argosunda kadınların muayyen
günlerine verilen admış. Biz de lanse etmeden iki gün önce adını
Strada olarak değiştirdik. Alfa Romeo 164'ü Japonya'da satacaktık.
Japonca'da 1, 6 ve 4 rakamları yan yana geldiğinde 'Akrabanız ölüm
döşeğinde' anlamına geliyormuş. Biz de adını 166 olarak
değiştirdik."