TMY için vahim uyarı!
Abone olTerörle Mücadele Kanun Tasarısı'nda savunma hakkı açısından ''tehlikeli normlar'' olduğu iddia edildi!
Terörle Mücadele Kanun Tasarısı'nda savunma hakkı açısından
''tehlikeli normlar'' olduğu ve bu bir yasamayla yapılacak
davaların hepsinin Strasbourg'a gideceği ileri sürüldü.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Erdener Yurtcan, Terörle Mücadele Kanun Tasarısı'nda özellikle
savunma hakkı açısından ''tehlikeli normlar'' olduğunu savunarak,
''Böyle bir yasamayla yapılacak davaların hepsinin sonu
Strasbourg'da biter'' dedi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Türk Ceza Hukuku Derneği'nce
düzenlenen ve tasarının tartışıldığı panel, TGC Burhan Felek
Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi. İstanbul Barosu Başkanı
Kazım Kolcuoğlu'nun da dinleyici olarak katıldığı panelde konuşan
Yurtcan, devletin AB'ye giriş sürecinde ''babayiğitlik örneği''
vererek bütün yasalarını yeniden düzenleme gibi ağır bir yükün
altına girdiğini belirterek, ''ancak bu işin kolay bir iş
olmadığının, çıkarılan yasalardaki hatalardan da anlaşılabileceği''
görüşünü dile getirdi.
Yurtcan, ceza hukukçuları olarak ellerinden gelen yardımı yapmak
istemelerine rağmen, yasaların yapılma sürecinde bu yardımdan çok
da faydalanılmadığını kaydetti. Terör olgusuyla karşı karşıya
bulunulduğunda bir terörle mücadele yasası çıkarılmasının doğal
olduğuna vurgu yapan Yurtcan, ''Terör suçlusunun belini tabii ki
kıracaksınız.
Cezalandırmaya gelince, bu bakış açısıyla terör suçlarını çok ağır
şekilde cezalandıracaksınız. Bunu yapmaya haklarınız vardır. Çünkü
terör, örgütlü bir suçtur. 'Ben devleti yıkacağım' der. Hiçbir
devlet de kendini yıktırmaz'' diye konuştu. Mevcut tasarıda en
temel haklardan savunma hakkına yönelik bazı eksikler bulunduğunu
ve bu nedenle Türkiye'ye AİHM'de dava açılabileceğini anlatan
Yurtcan, şöyle devam etti: ''Tasarının içinde, özellikle savunma
hakkı açısından tehlikeli normlar var.
Böyle bir yasamayla yapılacak davaların hepsinin sonu Strasbourg'da
biter. Savunma ayağı ele alındığında, Terörle Mücadele Kanun
Tasarısı'nda savunma haklarını ciddi şekilde sınırlandıran hükümler
var.'' Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.
Dr. Ümit Kocasakal da ''terör yasayla önlenemez'' eleştirilerine
değinerek, ''Doğru, ama bir şeyin sadece yasayla önlenemeyeceği
gerçeği, bu alanın boş bırakılacağı anlamına da gelmez'' dedi.
Kocasakal, Güneydoğu'da birtakım terör olaylarının artması üzerine
''şok çözüm'' olarak bu tasarının hazırlandığını ve eksikleri
bulunduğunu ifade ederek, ''Tasarının amacını anlatan maddede,
'Ülkeyi bölmek amacıyla'...'' deniyor. Bu çerçevede, bu tasarıya
göre El-Kaide'yi bile terör örgütü olarak niteleyemeyebilirsiniz''
diye konuştu. TGC Hukuk Danışmanı, Avukat Fikret İlkiz de
tasarıdaki basını da kapsayan 6 ve 7'inci maddelere değinerek, söz
konusu maddelerde muğlak ifadeler olduğunu anlattı.
Bu hükümlerin, ''basının terörle ilgili haberleri yayınlarken daha
özenli olması'' amacıyla getirildiğinin savunulduğunu söyleyen
İlkiz, şöyle devam etti: ''Türkiye'deki gazeteciler, terörle,
şiddetle ilgili haberlerin nasıl yayınlanacağını bilirler. Bu
nedenle, herhangi bir basın kuruluşu sahibini, sadece gazete sahibi
olması nedeniyle, ceza yükümlülüğüyle gazetecinin başına dikmek
editoryal bağımsızlığa zarar verecektir.''