TMSF'den yeni müdahale sinyali
Abone olTMSF Başkanı Ahmet Ertük, görüşmede olumlu tutum takınıp daha sonra kaçmak için, borçlarından bahane arayan batıklara tehdit dolu mesajlar gönderdi.. Ayrıntılar..
TMSF Başkanı Ahmet Ertük, görüşmede olumlu tutum takınıp daha
sonra vazgeçen ve kaçmak için, borçlarından bahane arayan bazı
borçluları bulunduğunu belirterek, ''Onlar için gerekli
hazırlıklarımız sona ermiş durumda. TMSF, önümüzdeki günlerde yeni
müdahaleler yapabilir'' dedi. Ertürk, Ekonomi Muhabirleri Derneği
(EMD) tarafından düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, TMSF'nin
çalışmaları hakkında bilgi verdi. Ahmet Ertürk, bankalardan
devraldıkları gayrimenkul, iştirak ve alacak portföyünü nakde
çevirmekle meşgul olduklarını söyledi. TMSF Başkanı Ertürk,
ellerindeki teminat yapısının çok zayıf olduğuna dikkat çekerek,
alacak teminatları ve hızlı hareket edememelerinin tahsilatları
yavaşlattığını kaydetti. Toplumda ''TMSF tahsilat yapmamak için
bahane mi arıyor?'' algısının oluştuğunu ifade eden Ertürk, haksız
suçlamalarla karşı karşıya kaldıklarını savundu. Ertürk, özellikle
hakim ortaklarla ilgili olarak yeni yasal imkanlar sunulmasaydı,
tahsilat oranının yüzde 3-5'i geçemeyeceğine işaret ederek, ''5020
sayılı yasa bize bu oranı artırma imkanı getirdi. Şubat ayından
başlayarak bir kısmı kamuoyuna açık olarak yapılan, bir kısmı
kamuouyunun bilgisine henüz sunulmamış olan 5020 sayılı yasanın
sunduğu imkanları kullanarak yapılan operasyonlarla, bugün benim
hesabıma göre en az 3 milyar dolar değerinde ilave bir değer
kazanmış durumdayız'' diye konuştu. ''YURTDIŞI YASAĞI BORÇLULARIN
KAPIMIZA GELMESİNİ SAĞLADI'' Ahmet Ertürk, göreve başladıklarında
daha önceki bankacılık döneminden bildiği birçok firmanın TMSF'ye
bir kuruş bile borç ödemediğini gördüğünü belirterek, şöyle
konuştu: ''Bunun iki sebebi var; birincisi Fon'un takip ve tahsil
fonksiyonlarının etkin işlememesi. Diğeri de, maalesef borçluların
bunu kötüye kullanması. Göreve başladığımızda 5020 sayılı yasanın
bazı imkanlarını hakim ortaklar dışındaki borçlulara da
kullandırdık. Bunlardan çok önemli olanı 6183 sayılı Kamu
Alacaklarının Tahsili yasasını da bu borçlulara da uygulamak oldu.
Bizim görev dönememize kadar böyle bir uygulama yapılmamış.'' 6183
sayılı yasanın kendilerine çok daha hızlı hareket etme imkanı
getirdiğini ifade eden Ertürk, borçlulara yurtdışı yasağı
koyduklarını söyledi. Ertürk, şunları kaydetti: ''Özellikle hakim
ortaklar gibi, diğer borçlu firmaların da Fon'a borçlarını
ödemezken yurtdışında işlerini takip ya da başka amaçlarla sık sık
seyahat ettiklerini gözlemledik. Yurtdışına çıkış imkanını
yasaklamamız bu borçluların çoğunun, borçlarını ödemek için en
azından kapımıza gelmelerini sağladı. Yurtdışına çıkış yasağı
koyarak, bunların TMSF'yi ziyaret etme sürecini başlattık. Artık
herkes, kapımızı aşındırıyor.'' 220 MİLYON DOLARLIK KAMPANYA
TAHSİLATI Ahmet Ertürk, 30 Eylül'de sona eren bir kampanyayla,
borçlarını peşin olarak ödeyenlere indirim imkanı sağladıklarını da
anlatarak, bu kampanyayla şu an itibariyle 220 milyon dolarlık bir
tahsilat sağlandığını bildirdi. Kampanyalarına başvurmayan
borçlular için, çok daha sıkı takipler yapacaklarını belirten
Ertürk, ''Hepsi için yurtdışı yasağı uygulamaya başlayacağız''
dedi. Ertürk, alacaklarının tahsil kabiliyeti düşük olanlarının
satılacağını ifade ederek, ''25'e yakın finansal ağırlıklı
şirketimizi en kısa zamanda elden çıkarmaya kararlıyız'' dedi.
Girişimlerinin temel amacının TMSF'nin alacak, iştirak ve
gayrimenkul portföyünün nakde çevrilmesi olduğuna işaret eden
Ertürk, TMSF'ye devredilen bankaların topluma 37 milyar dolarlık
bir maliyet getirdiğini, bu yükü aşağı çekmeye çalıştıklarını
kaydetti. ''TELSİM'E YURTDIŞINDAN CİDDİ TALEP VAR'' Ertürk, bugün
Telsim, medya ve çimento grubundan oluşan ve kendilerine çok yüksek
değer kazandıracağını umdukları bir varlık portföyüne sahip
olduklarını vurgulayarak, ''Bunların satış işlemleri devam ediyor.
Burada Telsim'in satışının önümüzdeki yılın ilk iki ayında
gerçekleşeceğini bekliyoruz. Ama satış takviminin yıl sonundan önce
ilan edileceğini tahmin ediyoruz'' dedi. Telsim'e yurtdışı
operatörlerden, dünyanın en büyük operatörlerinden ciddi bir talep
olduğunu kaydeden Ertürk, ''Türkiye ekonomisinin yükseliş trendine
girmiş olması ve Türkiye'nin AB giriş sürecinin hızlanması talebin
artmasını sağladı. Bu da bizi sevindiriyor'' diye konuştu. Medya
grubunu satmak için çok sık taahhütlere girdiklerini, ancak bunun
gerçekleşmediğini de dile getiren Ahmet Ertürk, şunları kaydetti:
''Yeniden, yeni bir taahhüde girecek durumda değiliz. Çünkü RTÜK'ün
lisans devri konusunda çıkardığı engel sebebiyle, şu anda RTÜK'ün
son kararını bekliyoruz. Sanıyorum, RTÜK önümüzdeki hafta toplantı
yaparak lisans devrini nasıl yapabileceğimizi söyleyecek. RTÜK'ten
alacağımız cevaba göre yeni yasal girişimlerde bulunacağız ya da
RTÜK'ün olumlu yorum yapmasıyla yolumuza devam edeceğiz.'' Ertürk,
yabancı medya şirketlerinin ihaleye katılımını mümkün kılmaya
çalıştıklarını da ifade ederek, yüzde 25'lik bir sınır olduğu için
yabancıların ilgili olmalarına rağmen ihaleye katılmaktan
çekindiklerini söyledi. Ahmet Ertürk, ''Onların arzusu, yüzde 51.
Ya da yüzde 49'da kalacaklarsa yönetim yetkisini kendilerinde
bulundurmak. Eğer bu sağlanabilirse Türkiye'de medya sektörüne,
yabancılar da, çok ciddi bir şekilde gireceklerini beyan ediyorlar.
Avrupa'nın, ABD'nin, Kanada'nın en büyük medya kuruluşlarıyla
görüşmeler yaptık. Hepsi Türkiye'de yatırım yapmak istediklerini
beyan ettiler'' dedi. ''TMSF YENİ MÜDAHALELER YAPABİLİR'' Ertürk,
Hazine'ye yapacakları borç ödemesine ilişkin olarak da,
''Yılbaşından önce Hazine'ye borçlarımıza mahsuben bir ödeme
yapmayı planlıyoruz. Şu anda yaptığımız yeni tahsilat
kampanyalarının sonuçlarını bekliyoruz. Sonuçlar kesinleştikten
sonra Hazine'ye ne kadar borç ödemesi yapacağımızı hesaplayacağız''
dedi. Yapılan diğer protokollere ilişkin bir soru üzerine Ertürk,
TMSF'nin daha önce ciddi bir bilgi eksikliği içinde bulunduğunu
belirterek, şöyle konuştu: ''Bankalar Fon'a devredilmeden önce de
bütün kayıtların sıhhati konusunda ciddi kuşkularımız var. Bankalar
çalışırken de hakim ortaklarla ilgili olarak yapılan tasarrufların
ciddi bir dayanağını bulamıyoruz. Orada bir kayıt eksikliği var,
bilgi eksikliğimiz vardı. Ve Fon'a devirden bu tarafa bu bilgi
eksikliği daha da artmış durumda. Bizim şu aşamada yaptığımız şey,
göreve başladığımızdan bu tarafa o hakim ortaklarla ilgili gizli
saklı değerler var mı, bunların peşine düştük. Bu konuda bütün
imkanlarımızı kullanarak bilgi edinmeye çalıyoruz. Bu
çalışmalarımız şu anda hızla devam ediyor. Hatta yurtdışına da
taşıdık. Son günlerde yurtdışında takip yapmamıza imkan verecek
bazı girişimlerimiz, görüşmelerimiz var. Soyulan paraların,
imkanların bir kısmının yurtdışına gitmiş olduğunu tahmin
ediyoruz.'' Bazı bankalarla ilgili olarak bu anlamda cidi bir
hazırlıkları olduğunu bildiren Ertürk, şu görüşleri dile getirdi:
''Bu hazırlığımız sonuçlandığında, olgulaştığında, yeterli
bilgilerle kendimizi donattığımızda, orada da gerekli müdahaleleri
yapacağız. O konuda çalışmalarımız devam ediyor. Ayrıca görüşmeleri
devam edip, görüşmede olumlu tutum takınıp daha sonra vazgeçen,
kaçmak için, sıyırmak için borçlarından bahane arayan bazı
borçlularımız var. Onlar için de gerekli hazırlıklarımız sona ermiş
durumda. TMSF, önümüzdeki günlerde yeni müdahaleler yapabilir. Bu
çalışmaları yapıyoruz.'' TMSF'NİN TAHSİLATLARI TMSF'nin bugüne
kadar yaptığı tahsilatlara da değinen Ertürk, hakim ortaklardan
587,3 milyon dolar, kurumsal alacaklılardan 470,1 milyon dolar ve
bireysel alacaklılardan 77,9 milyon dolar olmak toplam 1 milyar 136
milyon dolarlık tahsilat yapıldığını kaydetti. İndirimli ödeme
kampanyasına 1144 firma ve grubun iştirak ettiğini ve 620'sinin
ödeme yaptığını ifade eden Ertürk, bundan da toplam 217 milyon
dolarlık gelir elde edildiğini bildirdi. Ertürk, satılan 102
iştirakten 208 milyon dolar tahsil edildiğini belirterek, 291
milyon doların vadeli tahsil edileceğini kaydetti. Gayrimenkul
satışlarından 228 milyon dolarlık gelir elde edildiğine işaret eden
Ertürk, araç, helikopter, havvan, şarap ve tablo satışlarından ise
13,3 milyon dolarlık tahsilat yapıldığını söyledi. ÇUKUROVA
GRUBU'NA İLİŞKİN AKIBETİNİ BİLMEDİĞİMİZ 2 PROTOKOL VAR Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, Çukurova
Grubu'nun Fon'a olan borçlarını ödememesine ilişkin olarak,
''Elimizde henüz akibetini bilemediğimiz 2 protokol var. Bunlar
belli olmadan yeni bir ödeme planı alternatifini düşünmüyoruz''
dedi. Ekonomi Muhabirleri Derneği'nin (EMD) düzenlediği toplantıya
katılan Ertürk, TMSF'nin faaliyetlerine ilişkin bilgi verdikten
sonra, ekonomi muhabirlerinin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Ertürk, Çukorova Grubu'nun Fon'a olan borcunun ilk taksidini
ödememesine yönelik olarak sorulan bir soru üzerine, şu an
ellerinde 31 Ocak 2003 tarihli ilk sözleşme ve 4 Ağustos 2004
tarihli ek sözleşme olmak iki sözleşme bulunduğunu belirterek,
grubun sözleşmeye göre 30 Eylül 2004 tarihinde ödemesi gereken ilk
taksidi ödemediğini anımsattı. Sözleşme süresi boyunca, yani 20 ay
içinde borçlunun ödeme konusunda 4 defa gecikme hakkı bulunduğunu
ifade eden Ertürk, 2 defa üst üste ödeme yapılmaması halinde
sözleşmenin feshedileceğini söyledi. Ertürk, şöyle konuştu: ''Biz
grubun 31 Ekim'e kadar hem 30 Eylül taksidini hem de 31 Ekim
taksidini ödemesini bekliyoruz. Grubun 11 Ekim'deki taahüdünü
yerine getirememiş olması, grubun piyasadaki kredibiletesi
açısından önemliydi. Şu anda bizim pozisyonumuz 31 Ekim'e kadar hem
30 Eylül taksidini hem 31 Ekim ikinci taksidi yani 15-15, 30 milyon
dolar öderse protokol devam eder. Ödemezse protokol fesh edilir. Ve
birinci protokole dönülür. Birinci protokoldeki taahhütlerini
yerine getirmezse o protokoldeki sözleşme fesih şartlarının yerine
gelmesi halinde elbette o sözleşme de feshedilecektir ve
alacağımızı tahsil etmek için yasaların bize verdiği yetkiler
hangileriyse onları hiç tereddüt etmeden aynen kullanacağız.''
''KREDİTÖRLE İLGİLİ ARAŞTIRMA BİZİM SORUMLULUĞUMUZDA DEĞİL'' Ahmet
Ertürk, Çukurova Grubu'nda neden Uzan Grubu'nda olduğu gibi hızlı
hareket edilmediği yönündeki bir soru üzerine de, Çukurova
Grubu'nun Fon'la ilişkisinin Pamukbank'ın Fon'a devri nedeniyle
olduğunu belirterek, göreve geldiklerinde masalarında 31 Ocak 2003
tarihli protokolü bulduklarını ve bu protokolün şartlarına uymak
zorunda olduklarını söyledi. Çukurova Grubu'nun, kreditörü NPS'ye
ortak olduğuna ilişkin bir soru üzerine de Ertürk, şu görüşleri
dile getirdi: ''Bize borçlu olan bir grup gelip borcunu daha erken
bir takvimde, vadeyle ödemeyi istiyor. 15 yılda almayı beklediğimiz
bir parayı 2 yılda almak için bir başvuruda bulunuldu. Biz de bu
başvuruyu uygun gördük. 15 yıl beklemek yerine 2 yıl içinde 15
yılda alacağımız paranın bugünkü değerini tahsil edebilmek. Bu
bizim açımızdan olumlu bir girişimdi. Ve biz bunu yaparken, bu
olumlu girişime cevap verirken bu paranın nereden geleceğiyle,
kimin vereceğiyle, grubun bu parayı nereden bulacağıyla
ilgilenmedik asla. Biz de sizler gibi bunları basın üzerinden
BDDK'nın yaptığı girişimler sayesinde öğrenmiş bulunuyoruz. Bizim
açımızdan bu önemli bir faktör değildi. Şu anda da önemli bir
faktör değil.'' Kreditörle ilgili araştırmanın kendi sorumluluk
alanlarında olmadığını ifade eden Ertürk, bunun araştırmasının BDDK
(Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) tarafından yapıldığını
söyledi. Ertürk, ortada kriminal bir durum varsa gereğinin
yapılması gerektiğini de kaydederek, ''Kreditörle ilgili samimi
olarak hiçbir görüşme yapmadık. Bu, bilinçli, kasıtlı, özellikle
yapılmış bir tercihtir'' dedi. ''İLK PROTOKOL ALEYHİMİZE'' Ahmet
Ertürk, Çukurova Grubu'nun mali yapıdan zayıf duruma düşmesinin,
herhangi bir şekilde piyasada kredibilite yitirmesinin, alacaklı
olarak kendi lehlerine değil, aleyhlerine bir durum olduğuna işaret
ederek, ''Grubun Borsa'da şirketleri var. Bu şirketler aynı zamanda
bizim de alacağımızın teminatını teşkil eden şirketlerdir. Bu
şirketlerin piyasa değerlerinin düşmesine yol açacak spekülasyonlar
bize zarar verir. Alacaklı olarak bize zarar vermesi, topluma zarar
vermesi anlamına gelir'' diye konuştu. Ertürk, grubun eski
sözleşmeden dolayı Fon'a 31 Temmuz itibariyle ödemesi gereken 16
milyon dolarlık borcu olduğunu belirterek, şunları kaydetti: ''Bu
borç, 31 Temmuz'da ödenmesi gereken ama yeni protokol dolayısıyla
ödenmeyip, yeni protokol kapsamına alınan bir ödemeydi. Yeni
protokol yürümediği takdirde, grup eski protokole göre bu 16 milyon
doları, faiziyle birlikte ödemek zorundadır. Burada eski protokole
göre de 60 günlük bir gecikme süresi vardır. Yani grup, 60 gün
içinde ödemek zorundadır. Yeni sözleşmenin feshedileceği tarihten
itibaren işleyecek olan bir süredir bu. Ama iki taksit üst üste
ödenmediği takdirde, yani 60 günlük sürelere uymadığı takdirde o
sözleşme de feshedilecektir.'' Ahmet Ertürk, Çukurova Grubu'nun
yeni bir ödeme planıyla gelmesi durumunda ne yapılacağının
sorulması üzerine de, ''Elimizde henüz akıbetini bilemediğimiz 2
protokol var. Bunlar belli olmadan böyle bir ödeme planı
alternatifini düşünmüyoruz'' dedi. İlk sözleşmeye dönmelerinin
kendilerinin aleyhine bir durum yaratacağına dikkat çeken Ertürk,
''Birinci sözleşmeye dönülmesini bir kutlama havasında yansıtma
durumunda değiliz. Buna dönersek bizim aleyhimize olur. Onun için
umudumuz ek sözleşmenin devam etmesi'' diye konuştu.