Tiyatroda olabilecek en kötü şey
Abone olToros Koleji salonunda sahnelemek için son hazırlıklarını tamamlayan sanatçılar, bir sürpriz ile karşılaştılar.
Oyun sahnelemek için Mersin'e giden tiyatro sanatçıları seyirci
şoku yaşadı. Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun ünlü eserinden sahneye
uyarlanan ''Yaban'' adlı oyunu Mersin'deki Toros Koleji salonunda
sahnelemek için son hazırlıklarını tamamlayan 20 kişilik sanatçı
kadrosu, sahneye adım attığında bomboş salonla karşılaştı. Devlet
Tiyatroları'nın yaz sezonunda da sanatseverleri tiyatroyla
buluşturma projesi kapsamında İstanbul Devlet Tiyatrosu (İDT)
sanatçıları da 6 il ve 9 ilçede ''Yaban'' adlı oyunu sahnelemek
üzere ilk durakları olan Mersin'e gitti. Mersin Kültür Sarayı'nın
daha önceden belirlenmiş başka programa ayrılması nedeniyle oyunun,
Toros Koleji sahnesinde seyirci karşısına çıkması kararlaştırıldı.
İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun 20'si teknik, 20'si sanatçı 40
kişilik ekibi önceki akşam oyunu sahnelemek üzere Toros Koleji
salonunda hazırlıklara başladı. Yaklaşık 3 saat süren dekor ve ışık
çalışmalarının ardından sanatçılar da son hazırlıklarını
tamamlayarak sahneye çıktı. Oyunu sahnelemek üzere sahneye adım
adan sanatçılar, karşılarında boş bir salon bulunca şok oldu. Bunun
üzerine oyun seyirci olmadığı için sahnelenemedi. Kültür ve Turizm
Bakanlığı'ndan bir yetkili, oyunun seyirci olmadığı için iptal
edildiğini söyledi. Oyunun Mersin Kültür Merkezi'nde oynanmasının
planlandığını ancak bu salonun daha önceden başka bir etkinliğe
ayrılması nedeniyle oyunun Toros Koleji'nde sahnelenmesinin
kararlaştırıldığını anlatan yetkili, oyunun tanıtımı için
sanatçıların getirdikleri afiş ve ilanların 10 gün önceden
alışveriş merkezlerine asılarak duyurulduğunu ancak o akşam ilde
başka etkinlikler olduğu için seyircilerin ilgi göstermediğini
düşündüklerini kaydetti. Yetkili, oyunun başka bir tarihte
sahnelenmesi halinde seyirciden ilgi görebileceğini ifade etti. İlk
kez tiyatro sahnesine yansıtılan ve Türk edebiyatının en önemli
eserlerinden sayılan ''Yaban''da, 1. Dünya Savaşı'nda tek kolunu
kaybeden Yedeksubay Ahmet Celal'in İstanbul'u terk edip Anadolu'nun
bir köyüne yerleşmesi ve ''Bir İstanbullu aydın olarak Anadolu ile
yüzleşmesi'' anlatılıyor.