TİSK'ten DEP'lilere PKK çağrısı

TİSK Başkanı Refik Baydur, kapatılan DEP'in eski milletvekillerine, PKK'ya ve onu takip eden terör örgütlerine, bölücülüğe karşı olmaları, itilaflarını; başka devlet, etnik kurum ve kuruluşların maşası olmadan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yasalarıyla sonuçlandırmaları çağrısında bulundu. Kapatılan DEP'in eski milletvekilleri Leyla Zana, Hatip Dicle ve Orhan Doğan, TİSK Başkanı Baydur'u ziyaret etti. Baydur, görüşmede yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, parlamenter ve hür bir ulus devlet olduğunu söyledi. Türkiye'nin resmi dilinin Türkçe olduğunu ifade eden Baydur, her etnik topluluğun ana dilinde konuşabilmesi ve yayın yapabilmesi gerektiğini, konuyla ilgili yasal düzenlemelerin de hayata geçirildiğini kaydetti. ''TERÖRLE DEVLET ARASINDA OLUNAMAZ'' Baydur, PKK ve onun izinde yürüyen terörist kurum ve kuruluşların Türk insanı ve devletinin düşmanı olduğunu belirterek, örgütün elebaşı Öcalan'ın da dünyadaki terörün destekçisi ve Türk vatanının düşmanı olduğunu söyledi. Öcalan'ın vatanına ihanet eden ve milletini katleden bir cani olduğunu dile getiren Baydur, ''Türkiye Cumhuriyeti, bu caniye yaşama hakkı tanımıştır. Bu tanımı, akılcı bir şekilde bütün insanımızın, kendisinin ve dostlarının iyi değerlendirmesi gerekir'' dedi. Baydur, hiçbir siyasetçinin terörle devlet arasında bulunamayacağı görüşünü dile getirerek, ''Türk insanı daima devletinin yanında olacaktır. Devletine, milletine, insanına saygılı her kuruma biz de saygılıyız'' diye konuştu. Baydur, idam cezasının kaldırılmasını suiistimal eden her kişi ve kuruluşa en şiddetli tepkilerini göstereceklerini söyledi. Refik Baydur, eski milletvekillerinin, demokrasi, insan sevgisi ve özellikle memleketlerine olan sevgileri nedeniyle terörün sonuçlanmasında büyük rol oynayacaklarına inandığını belirtti. NASİHATLER Kendisinin de doğulu bir ailenin çocuğu olduğunu anlatan Baydur, ziyaretçilerine şu nasihatlerde bulundu: ''Geçmişteki hataları unutalım ve tekrar etmeyelim. Din ve etnik kökeni siyasete alet etmeyelim, edenlerin karşısında olalım. Türk Bayrağı'na, Türkiye Cumhuriyeti'ne, Atatürk ilkelerine sadık kalalım. Dilerim yarın TBMM'ye girmeleri halinde Anayasa ve yasalara saygılı olacaklar ve bugüne kadar yapılan ufak tefek hataları ortadan kaldıracaklardır. Devletimiz de demokrasi anlayışıyla fevri tedbirler yerine demokratik yaklaşımla problemlerini halledecektir. Bölücülüğe mutlaka karşı olmak zorundayız. Demokrasiye yurt, millet ve insan sevgisiyle yaklaşmalıyız. Türk Ulusu'nun bünyesinde bulunan etnik kökeni, dini anlayışı ne olursa olsun bütün insanlarımızın, bize düşman olanların maşası olmak yerine, bizi biz yapan ilkelerimizle beraber olmalarını sağlayacaklarına inanıyorum.''