Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Tatilcileri anlamakta zorlanıyorum. Her kuruşun hesabını sorulmasını istiyorsanız, bu ülkede özgürce...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Tatilcileri anlamakta
zorlanıyorum. Her kuruşun hesabını sorulmasını istiyorsanız, bu
ülkede özgürce tatil yapmak istiyorsan, senin hayatına birisi gelip
müdahalede bulunmamasını düşünüyorsan sandığa gideceksin sakası
makası yok Ekmeleddin İhsanoğlu’na oyunu vereceksin. Adam gibi
tıpış tıpış sandığa gideceksiniz" dedi.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, 10 Ağustos’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı
seçimi ile ilgili fikir alışverişinde bulunmak üzere eski bakan,
milletvekilli, parti meclisi üyesi ve il başkanlarıyla parti genel
merkezinde bir araya geldi.
“SAYGINLIĞI OLAN BİR ÜLKE OLSUN TÜRKİYE DENİLİYORSA İHSANOĞLU’NUN O
KOLTUĞA OTURMASI LAZIM”
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, kürsüye çıkarak eski kurmaylarına
seslendi. Seçilecek cumhurbaşkanının 43-57 ayrımı yapmaması
gerektiğini, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun 57 ülkenin temsilciliğini
yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, şunları aktardı:
“Bütün yurttaşları kucaklaması lazım. Ekmeleddin İhsanoğlu böyle
bir insandır. Bu güne kadar toplumun hiçbir kesimi ile ilgili
negatif bir cümlesi yoktur. Seçilecek kişinin cumhurbaşkanı olarak
seçilecek kişinin, hem batı da hem de doğu da saygınlığı olması
lazım. Güçlü bir irade sergilemesi lazımdır. 57 ülkenin Birleşmiş
Miletlerden sonra dünyanın en büyük uluslararası örgütünün
yöneticiliğini yaptı. Uzlaşamaz denen ülkeleri uzlaştırdı.
Uzlaşamaz bir araya gelemez denilen tarafları bir araya getirdi.
Bugün Orta Doğu’da Türkiye yeniden bir güç olarak ortaya çıkmak
istiyorsa, saygınlığı olan bir ülke olsun Türkiye deniliyorsa
Ekmeleddin İhsanoğlu’nun o koltuğa oturması lazım. Bizim açımızdan,
Türkiye, çocuklarımız, geleceğimiz acısından çok önemlidir. O
nedenle herkese görev düşüyor.”
“DÜNYA DENGELERİNİ İYİ BİLEN, BATIYI DA DOĞUYU DA İYİ BİLEN
BİRİSİDİR”
Ekmeleddin İhsanoğlu’nun herhangi bir partiye üye olmadığını ifade
eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Biz de onu istiyoruz. Hiçbir partiye mensup değil. Halkın insanı.
Öfke dilini kullanmıyor, öfkeli değil. Bilgili bir insan. Bunu
sadece konuşmalarıyla yansıtıyor. Kibir yok onda. Başkasında kibir
var. Ama onda kibir yok. O herkesi kucaklamak istiyor. Halk adamı
olmak istiyor. Bana oy verdin vermedin diye insanları ayırmak
istemiyor. Herkesin inancına saygılı. Herkesin kimliğine saygılı.
Dünya dengelerini iyi bilen, batıyı da doğuyu da iyi bilen
birisidir.”
İhsanoğlu adına 4 yılda bir özel ödül verildiğine değinen
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Eğer bu topraklarda Yozgat’ta değerli bir insan yetişmişse ve onun
adına uluslararası bir kuruluş İhsanoğlu altın ödülünü
düzenlemişse, onun adına dört yılda bir ödül veriliyorsa daha ne
arayacağız. Bilgi, birikim, yönetim, tevazu, yeri geldiğinde dik
durma, yönetim gücü var. Peki o zaman elimizi vicdanıma koyup
sandığa gideceğiz. Ya demokrasi ya totaliter rejim.”
Cumhurbaşkanı olacak kişinin tarafsız olması gerektiğini ifade eden
Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan ihaleleri takip
edecekmiş. Cumhurbaşkanlığına oturan birisi nasıl ihaleleri takip
edecek ve hangi gerekçeyle ihaleleri takip edecek. Sen yol
göstereceksin. Tam tersine ihalelerde haksızlık, hukuksuzluk varsa
Devlet Denetleme Kurulunu harekete geçireceksin. O cebimi nasıl
doldururum arayışı içerisindedir. Böyle bir cumhurbaşkanı adayı
olur mu?” şeklinde konuştu.
“UZLAŞMA TÜRKİYE’DE DEMOKRASİ TARİHİNE YAPTIĞIMIZ EN BÜYÜK
KATKILARDAN BİRİSİDİR”
Ayrım yapılmadan partiler ile birlikte cumhurbaşkanı adayının
çıkarıldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
Hiç ayrım yapmadık. İlla bizim partili biri gelsin aday olsun diye
bir arayışa da girmedik. Ana ilkemiz, temiz birisi, tarafsız,
bilgili, dünyada tanılan, birikimli, ülkeyi yönettiği zaman adam
gibi yönetecek. Vatandaşlarını ötekileştirmeyecek. Herkesi
kucaklayacak. Kimsenin inancına, kimsenin etnik kimliğine bir laf
etmeyecek. Böyle birisini aradık. Var mı bu toprakta böyle birileri
elbette var. Ama büyük bir uzlaşmayı gerçekleştirdik. O uzlaşma
bizim demokrasi tarihimize yaptığımız en büyük katkılardan biridir.
Bu uzlaşma Türkiye’de demokrasi tarihine yaptığımız en büyük
katkılardan birisidir. Hiç ayrım yapmadık. Bizden çok daha fazla
düşünen siyasi partilerle adam gibi bir araya geldik. Beşimiz imza
attık. Gönül isterdi ki bütün siyasal partiler imza atsınlar.
Hepimizin sorumluluğu var. Bu sorumluluk bilinci ile hareket
ettik.”
Cumhurbaşkanı seçimlerinin siyasi partilerin yarışı olmadığını
vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları dedi:
“Bütün vatandaşlarımın oturup düşünmesini istiyorum. Bu seçim
siyasi partiler arasındaki yarış değildir. Bu seçim cumhurbaşkanı
seçimidir. Kamuoyu yoklamalarında soruyorlar. Nasıl bir
cumhurbaşkanı istersiniz. Yüzde 60 tarafsız cumhurbaşkanı isteriz
diyorlar. Tarafsız cumhurbaşkanı istiyorsanız, kimin taraflı, kimin
tarafsız vicdanınıza sorun.”
“YABANCI DEVLET BAŞKANLARI İLE BİR ARAYA GELDİĞİNDE TÜRKİYE’Yİ
ONURLA TEMSİL EDECEK”
Cumhurbaşkanın da siyasetinin olabileceğini söyleyen Kılıçdaroğlu,
“Onun siyaseti tarafsızlık üzerine inşa edilmiştir. Bütün
vatandaşlara, bütün siyasi partilere eşit davranmaktır. O makamın
siyaseti bunu gerektirir. Yoksa siyasetten tümüyle yok olması diye
bir şey yok. Yönetecek orada. Yabancı devlet başkanları ile bir
araya geldiğinde Türkiye’yi onurla temsil edecek. Aradığımız insan
budur. Bunu istiyoruz ve bunu savunuyoruz” diye konuştu.
Seçmelere seslenen Kılıçdaroğlu, “Bazı tuzu kurular var. Ne yapalım
efendim oy verelim mi? vermeyelim mi? Sandığa gidelim mi?
gitmeyelim mi? O zaman hiç şikâyet etmeyeceksin. Oturacaksın
oturduğun yerde. Ya adam gibi çalışacaksın, çocuklarına karşı
sorumluluk hissediyorsan, ülkene karşı sorumluluk hissediyorsan.
Bütün yükü getireceksin birisinin sırtına yıkacaksın ondan sonra
kalkıp ahkâm keseceksin. 76 milyonun sorumluluğu vardır”
ifadelerini kullandı.
“BAŞKA BİR ÜLKEYE GİDERKEN ORANIN POLİTİKACILARI SAKIN GELMEYİN
DİYORLAR”
Başbakan Erdoğan’ın temizlendikten sonra cumhurbaşkanı adayı olması
gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğu, şunları söyledi:
“Biz Türkiye’de huzur içerisinde mi yaşamak istiyoruz? Yoksa kavga
eden bir Türkiye mi istiyoruz? Erdoğan’ı dinlediğiniz zaman
rahatsız oluyor vatandaşlar. Tam bir kavga. Ekmeleddin Bey’i
dinlediğiniz zaman içinize huzur doluyor. Huzurlu bir insan, kendi
iç dünyasında barışık bir insan. Kendi iç dünyasında kavga etmeyen
bir insan. Kendisini topluma hazırlayan bir insan. Bizimde
aradığımız böyle birisi. Yabancı devlet adamları Erdoğan’la aynı
karede görünmek istemiyorlar. Aynı fotoğrafın içerisinde olmak
istemiyorlar. Başka bir ülkeye gidecek oranın politikacıları sakın
gelmeyin diyorlar. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilktir. İlk kez
bir ülkenin başbakanı, başka bir ülkeye giderken sakın bizin
ülkemize gelmeyin diyorlar. Türkiye’yi bu hale kim düşürdü. Şimdi
ben cumhurbaşkanı adayıyım diyor. Önce temizleneceksin,
aklanacaksın, bu ülkenin vatandaşı ile hâlleşeceksin. O zaman gel
sen aday olabilirsin diyeceğiz.”
CHP’nin ruhunda Kuvayi Milliye olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu,
şunları kaydetti:
“Benim ve arkadaşlarımın telefonlarının dinlendiğini, bir diktatöre
bu bilgilerin servis edildiğini ben çok iyi biliyorum. Biz
gestaponun da nasıl oluşturulduğunu ben çok iyi biliyorum. Ama biz
yılmıyoruz. Çünkü bizim bir sorumluluğumuz var. Bir kişi kendi
tarihinden utanabilir mi? Kendi tarihinden utanan kendi tarihini
ret eden kişidir. Tarihimizle etmekte yüzleşiriz. Hiçbir şeyden
korkmayız biz. Çünkü bizim özümüzde, ruhumuzda, genlerimizde Kuvayi
Milliye vardır.”
“ADAM GİBİ TIPIŞ TIPIŞ SANDIĞA GİDECEKSİNİZ”
Tatile gidecek olan seçmenlere seslenen Kılıçdaroğlu, şunları
aktardı:
“Tatile gidiyorsunuz. Tatil hakkınız mı elbette hakkınız. Masalarda
oturup ben oy kullanmayacağım diye ahkâm kesmek demokrasiye
inanmamaktır. Bir gün gelir sıra size de gelir. Bir gün gelir sizin
tatil yapmanızın engellenir. Bunu çok iyi bilin. İş dünyası neden
korkuyor. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu silah olarak kullanıyor.
Bir iş adamı mı çıktı bütün mal varlığına ertesi gün el koyuyorsun.
Televizyonlara el koyuyorsunuz. Yargı kararı uygulamıyorsunuz. O
nedenle sesleri çıkmıyor. Onları anlıyorum. Kapalı kapılar ardın da
bizlere söylediklerini de çok iyi biliyorum. Ama tatilcileri
anlamakta zorlanıyorum. Her kuruşun hesabını sorulmasını
istiyorsanız, bu ülkede özgürce tatil yapmak istiyorsan, senin
hayatına birisi gelip müdahalede bulunmamasını düşünüyorsan sandığa
gideceksin sakası makası yok Ekmeleddin İhsanoğlu’na oyunu
vereceksin. Bu ülkede yaşıyorsanız çocuklarınıza karşı
sorumluluğunuz var. Adam gibi tıpış tıpış sandığa gideceksiniz.
Oyunuzu kullanacaksınız. Demokrasinin gereğini yapacaksınız. Bir
diktatör bozuntusuna bu ülkede cumhurbaşkanı seçme konusunda izin
vermeyeceksiniz.”
(İHA)