Ticari araçların yüzde 50'si ithal
Abone olUzun bir süredir geride kalan ithal ticari araçlar Mayıs ayında yerli araçlardan daha fazla müşteri buldu.
Otomobilde olduğu gibi hafif ticari araçlarda da ithal araçların
pazardan aldığı pay, bu yılbaşından itibaren artış göstermeye
başladı. Türkiye’deki bazı otomotiv fabrikalarının hafif ticari
araç üretimine yoğunlaştırıldığı dikkate alındığında ise, bu
gelişme pek de normal karşılanmıyor. Çünkü minibüs, kamyonet,
panelvan gibi ticari araçları satın alanlar otomobilde olduğu gibi
‘keyif’ amaçlı olmaktan çok ‘ticari yatırımı’ ön planda tutuyor. Bu
da servis yaygınlığı, düşük kullanım maliyeti, kolay ve ucuz
ulaşılan yedek parça gibi öncelikleri beraberinde getirdiği için
‘yerlilik’ daha fazla önem taşıyor. Ancak, iki aydan beri TL’nin
dövize karşı değer kazanarak ithal araçları daha avantajlı hale
getirdiği de gözden kaçmamalı. Türkiye’de otomobil satışlarında
olduğu gibi hafif ticari araç satışlarında da ‘istikrar’dan söz
etmek oldukça zor. Bazı yıllar yüz elli binli rakamların üzerine
çıkarken bazı yıllar 20 binli rakamlara kadar düşebiliyor. Ancak,
genellikle ekonomik krizin ya da daralmanın yaşandığı dönemlerde
hafif ticari araç satışlarının toplam pazar içindeki payı artıyor.
Yani otomobil satışlarıyla ters orantı gösteriyor. Bunun
gerekçesini ticari araçların ‘yatırım aracı’ olmasına bağlayanlar
çoğunlukta. Dünya ortalamasında ise, her yüz adetlik otomobil 65,
hafif ticari araçlar ise 35 adetlik pay alıyor. Türkiye’de ise bu
dağılım ilk 5 aya bakıldığında yüzde 60 otomobil, yüzde 40 hafif
ticari araç olarak ortaya çıktı. 5 yerli hafif ticari araç
üreticisi, Mayıs’ta iç pazara 4 bin 508 araç sattı. Tofaş, Ford
Otosan, Hyundai Assan, Temsa ve Karsan’ın yerli üretim yaptığı
pazarda 17 ithal markada ise 4 bin 746 adetlik satış gerçekleşti.
Her ne kadar ilk üç sırayı yerli olan Ford Transit, Fiat Doblo ve
Ford Connect alsa da toplamda ithal araçlar daha fazla paya sahip
oldu.