Thodex davasında Özer'in ablası: 125 milyon liradan haberim yok
Abone olThodex kripto para borsası üzerinden dolandırıcılık yapıldığı gerekçesiyle dava açılan firari Faruk Fatih Özer'in tutuklu ablası, hesabındaki 125 milyon liradan haberi olmadığını savundu.
Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesinde 6'sı tutuklu 21 sanığın
yargılandığı ilk duruşmaya, tutuklu sanıkların tamamı katıldı.
Bir kısım tutuksuz sanıkların Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılım sağladığı duruşmada, taraf avukatları hazır bulundu.
Mahkeme başkanı, firari sanık Özer hakkında çıkartılan kırmızı bültenle yakalama kararının infaz edilmediğini belirterek, bunu tutanağa geçirdi.
Müştekilerin şikayetleri okundu
AA'nın haberine göre; duruşmada, bazı müştekilerin zararlarının
giderildiğini ve bir kısım müştekilerin şikayetlerinden
vazgeçtiğini tutanağa geçiren mahkeme başkanı, iddianameyi
özetleyerek okudu.
Kimlik tespitlerinin alınmasının ardından sanıkların
savunmalarına geçildi.
"Kardeşimin kaçtığını televizyondan
öğrendim"
Sanık Özer, kardeşinin bazı Balkan ülkeleri ile şirketi satma
konusunda görüştüğünü söylediğini aktararak, onun yurt dışına
kaçtığını televizyonlardan öğrendiğini savundu.
Dosyada mağdur gözükenlerin gerçek mağdur olmadıklarını, gerçek mağdurların Thodex ve Özer ailesi olduğunu iddia eden sanık Özer, babasının mağdurların zararlarını gidermeye başladığını söyledi.
Tutuklu sanıklardan Serap Özer ise Thodex şirketinde 2018 yılında ön muhasebeci olarak işe başladığını, orada evrak takibinde bulunduğunu anlatarak, Thodex'in 2018'den beri sürekli büyüyen bir şirket olduğunu aktardı.
Abla Özer: "125 milyonun üzerinde parayı kimin yatırdığını
bilmiyorum"
Kardeşi Faruk Fatih Özer'in yurt dışına çıktığını televizyonlardan
öğrendiğini öne süren Serap Özer, "Dolandırıcılık ve kara para
aklama suçu üzerimize atılıyor. Biz normal Türkiye standartlarında
çalışıyorduk. Thodex hesabında benim şahsi hesabım vardı. 2017 ya
da 2018 yılında Faruk benden kimliğimi ve pasaport bilgilerimi
istemişti, 'Bana lazım.' demişti. Polisler bana al-sat hesabı
gösterdi ama 'Bu benim değil.' dedim. Mail hesabı olarak bana hiç
görmediğim hesap gösterildi. 125 milyonun üzerinde parayı benim
adıma Faruk mu başkası mı yatırdı bilmiyorum." ifadelerini
kullandı.
"Muhasebeciyim, ödeyecek gücüm yok"
Mahkeme başkanının, "Müştekilerin zararını giderecek
misin?" diye sorduğu Serap Özer, "Ben şirkette sadece
muhasebeciyim. Ödeyecek gücüm yok." yanıtını verdi.
Tutuklu sanık Cem Uzunoğlu ise Thodex şirketinin yazılım biriminde çalıştığını, yönetici olmadığını belirterek, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Sanık avukatı reddihakim talebinde bulundu
Söz alan Faruk Fatih Özer’in avukatı Sevgi Eraslan, firari sanık
Özer’in el yazısı ile yazılmış vekaletnamesini dosyaya sunduklarını
belirterek, sanığa soru sormak istediklerini söyledi.
Mahkeme heyeti de noter aracılığıyla sunulan bir vekaletnamesi bulunmaması nedeniyle Eraslan'ın soru sorma talebinin kabul edilmediğini tutanağa geçirdi.
Sanık Uzunoğlu'nun avukatı söz alarak, reddihakim talebinde bulundu.
Heyet, reddihakim kararını değerlendirmek üzere duruşmaya ara verdi.
Kısa bir aranın ardından tekrar salona gelen heyet, reddihakim talebini reddetti.
Onur Can Gündüz: "Neden cezaevindeyim
bilmiyorum"
Duruşmada söz alan tutuklu sanık Onur Can Gündüz, Thodex şirketinde
müşteri temsilcisi olarak çalıştığını ve üzerine atılı suçlamayı
kabul etmediğini söyledi.
Faruk Fatih Özer’in kendisine ait hesabı istediğini ifade eden Gündüz, bunun akabinde Özer’e banka hesap bilgilerini ve şifresini verdiğini kaydetti.
Mahkeme başkanının, "75 milyonun üzerinde para transferleriyle ilgili senin bilgin yok muydu?" sorusuna Gündüz, "Herhangi bir kara para aklama işine hizmet ettiğini bilmiyordum. Kendisine ve sisteme ait olan bu paranın hesabımda kullanıldığını biliyordum. Özer’in banka hesaplarında kısıtlama olduğu için bizim hesaplarımızı kullanıyordu. Niye hesabında kısıtlama vardı bilmiyordum. Özer’in yurt dışına kaçmasıyla birlikte cezaevine atıldım. Neden cezaevine atıldığıma dair bir bilgim yok. Ben suç işlemedim. Banka hesaplarımın kullanılmasının suç olduğunu cezaevinde öğrendim." yanıtını verdi.
Yazılımcı Arbaz: "Dolandırıp kaçacağını
bilmiyordum"
Diğer tutuklu sanık Mesut Can Arbaz ise söz konusu şirkette
yazılımcı olarak çalıştığını belirterek, "Firmanın sorumlusu
firmanın sahibidir. Ortada alınmış bir para varsa güvenilir kişi bu
kişidir. 'Dışarıdaki kişiler tarafından nasıl soyulmaz' diye
görevimiz vardı, buna kafa yoruyorduk. İçeriden böyle bir şey
yapılacağı aklımıza gelmezdi. Faruk Fatih Özer'e inandım. Çünkü
çevresindeki büyük insanları da yarı yolda bırakmış olacaktı.
İnsanları dolandırıp yurt dışına kaçacağına ihtimal vermiyordum ama
sonra kendisi yurt dışına çıktığını açıkladı." dedi.
Tutuklu sanık Ergün Acar da üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini, işlemediği bir suçtan dolayı cezaevinde olduğunu söyleyerek, tahliyesini talep etti.
Yenge Zuhal Özer: "Kripto falan anlamam"
Firari sanık Faruk Fatih Özer'in yengesi, tutuklu sanık Güven
Özer'in eşi tutuksuz sanık Zuhal Özer, Thodex şirketiyle herhangi
bir alakası bulunmadığını savunarak, "Altımda çalışanlar
olduğu söylenmiş iddianamede. İki tane çocuğum var, onları büyütmek
için uğraştım. Kriptodan falan anlamam. Benim şirkette sadece genel
sağlık sigortasından yararlanmak ve emekliliğim için sigortam
yattı. Kaynımın sadece böyle bir yararı oldu, buna da yarar denir
mi bilmiyorum." şeklinde konuştu.
Mahkeme başkanının, "Eşinin de şirketi olmasına rağmen neden kayınbiraderinin şirketinde kendini çalışıyor gösterdin?" sorusu üzerine Zuhal Özer, Faruk Fatih Özer'le abla-kardeş gibi olduklarını, eşinin yanında çalışmanın aklının ucundan bile geçmediğini, ayrıca eşinin de böyle bir teklifte bulunmadığını, firari Özer'in kendisine, "Yeğenlerim için böyle bir şey yapmak istiyorum." dediğini söyledi.
Zuhal Özer, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini dile getirdi.
Söz alan diğer tutuksuz sanıklar da suçsuz olduklarını ifade ederek, beraatlerini istedi.
Firari sanık Özer’in şoförü ve koruması hakkında tutuklama
talebi
Duruşma savcısı, tutuksuz sanıklar Faruk Fatih Özer'in şoförü
Mehmet Çiçek ve koruması Recep Taş’ın hesaplarının şirketin içinin
boşaltılmasında, paraların aklanmasında kullanıldığını ve bu iki
sanık hakkında adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağını
belirterek, sanıkların tutuklanmasını talep etti.
Ayrıca savcı, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamı yönünde karar verilmesini istedi.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, savcının, sanıklar Çiçek ve Taş’ın tutuklanmasına yönelik talebinin oy çokluğuyla reddine karar verdi.
Heyet, firari sanık Faruk Fatih Özer’in babası Zülküf Özer’in duruşmada tanık olarak dinlenilmesi için zorla getirme kararı çıkardı.
Firari sanık Faruk Fatih Özer hakkında çıkartılan kırmızı bülten kararının infazının beklenmesine hükmeden mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
İddianameden
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, kripto
paranın ne olduğu, Bitcoin'in yasal statüsü, kripto borsalarında
nasıl işlem yapıldığı ve borsalar arasındaki farklılıklar
anlatılıyor.
Thodex isimli şirketin 400 bin lira sermaye ile firari sanık Faruk Fatih Özer tarafından kurulduğu anlatılan iddianamede yer verilen MASAK raporunda, Thodex platformunun müştekileri iş ve işlemleri nedeniyle hileli davranışlarla aldattığı kaydediliyor.
MASAK raporunda, sanık Faruk Fatih Özer'in hakimiyeti altındaki 3 ayrı hesaptan 253 milyon 714 bin 909 lira karşılığı kripto varlık transfer edildiği vurgulanarak, bu transferlerin önemli bir kısmının sanıklar Cem Uzunoğlu, Faruk Fatih Özer ve Zuhal Özer'in ticari merkezi Malta'da bulunan Kripto Varlık Hizmet Sağlayıcısı nezdinde yer alan kripto varlık cüzdanlarına transfer edildiği vurgulanıyor.
İddianamede, bu suçlar sebebiyle 356 milyon liralık zarar oluştuğuna yer veriliyor.
İstenen cezalar
İddianamede firari Faruk Fatih Özer'in de aralarında bulunduğu 6'sı
tutuklu 21 sanık hakkında, "suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve
yönetme", "bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumlarının araç
olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık" ve "tacir veya şirket
yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılık ve
suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" suçlarından 12
bin 164'er yıldan 40 bin 562'şer yıla kadar hapis cezası
isteniyor.