The Independent gazetesinden Ustam ve Ben’e övgü
Abone olİngiltere’nin önde gelen gazetelerinden The Independent, Elif Şafak’ın yeni romanı Ustam ve Ben hakkında uzun bir övgü yazısı yayımladı.
İngiltere’nin önde gelen gazetelerinden The
Independent, Elif Şafak’ın yeni romanı Ustam ve Ben hakkında
uzun bir övgü yazısı yayımladı.
Yazıda “Bu, Şafak’ın en iddialı ve en iyi romanı” saptaması
yapılıyor ve “Şafak kurgu sanatının tüm imkânlarından yararlanarak
gerçekliği yeniden şekillendirmiş ve hikâyeyi cömert bir
hümanizmle kaleme almış...” deniyor. Yazarın Türkiye’deki
başarısına dikkat çekilen yazıda, Şafak'ın romanlarının son derece
popüler olduğunun altı çizilerek hikâyeyi özgüvenle ve merak
unsurlarıyla donattığı ifade edilirken şu ifadelere yer
veriliyor:
“Mimar Sinan, Sultan’a hediye olarak gönderilen beyaz bir fil ve
filin 12 yaşındaki Hintli bakıcısı... Bu üç karakter yalnızca kendi
hikâyelerini değil, İstanbul’un da hikâyesini anlatmak üzere bir
araya geliyor. (...)
Şehrin keşmekeşinde hayatta kalma mücadelesi veren işçiler,
mahkûmlar, haremağaları, fırsatçılar, Çingeneler, sarhoşlar ve
fahişelerin yanı sıra dolambaçlı ara sokakları, yeraltı geçitleri
ve kapalı çarşılarıyla İstanbul’un bizzat kendisi ana
karakterlerden biri oluyor.”
Ustam ve Ben
“Öğrenme aşkıyla geçti ömrümüz, aşkı öğrenemesek de...”
Tarihimizin en önemli ve çalkantılı dönemlerinden biri olan 16.
yüzyılda İstanbul... Hindistan’dan gelen beyaz bir fil ve onun
sırlarla dolu bakıcısı: Çota ile Cihan. Filbaz aynı zamanda bir
üstadın çırağı. Ustası ise Sinan. Bu toprakların yetiştirdiği en
büyük mimar.
Elif Şafak’ın muazzam hayal gücü ve zengin diliyle Osmanlı
tarihinin derinliklerine doğru şaşırtıcı bir yolculuğa çıkıyoruz.
Karşılıksız bir aşk, iktidar kavgaları, yobazlığın ortasında
yeşeren sanat ve beklenmedik bir ihanet...
Bir tarafta bilime ve öğrenmeye inananlar, bir tarafta gelişmeyi
durduranlar...
Ustam ve Ben, tarihi kişiliklerin, camilerin, kütüphanelerin,
türbelerin, köprülerin resmigeçit yaptığı, rengârenk, canlı,
sürprizlerle dolu bir dönem hikâyesi...
Öyle bir hayal dünyası ki içindeki konular ve tartışmalar günümüze
dair de çok şey söylüyor. Uzun süre hafızalardan silinmeyecek, çok
konuşulacak bir roman.
“İstanbul dediğin unutkanlıklar şehri. Orada her şey suya yazılmış.
Ustamın eserleri hariç, onunkiler taşa kazınmış. O taşlardan birine
bir sır sakladık. Çok zaman geçti üzerinden, nice alametler birikti
ama hâlâ orada olmalı, bıraktığımız noktada. Bilmem bulan çıkar mı?
Bulsa bile anlar mı? Ustamdan geriye kalan yüzlerce eserden ve
binlerce, binlerce taştan bir tanesi var ki, altında gizli Arzın
Merkezi.”